İç hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu 65 yaş üstü ve 25 yaş altı grupta inanılmaz bir obezite patlamasının bizi beklediğini gösteren işaretler var diyerek ciddi bir uyarıda bulundu. Obezite ülkemizi ciddi anlamda tehdit ediyor. Zaten yükselişte olan obezite pandemi döneminde daha da arttı.
Her geçen gün şişmanlıyor, tehlikeye bir adım daha yaklaşıyoruz. Özellikle gençler, spor yapmak yerine sanal alemde, bilgisayar başında vakit geçirmeyi tercih ediyor. Hareketsiz yaşantı, fast-food alışkanlıkları, bu durumu daha da tetikliyor. Obezite, günümüzde, özellikle gençlerde çok yaygınlaşan bir durum. Hareketsiz yaşantı, fast-food alışkanlıklarının dışında en önemli sebeplerin başında ise spordan uzak bir yaşam tarzını benimsemek geliyor.
Gençler sporu sanal aleme taşıdılar. E-spor gençlerin ilk tercihleri arasına girdi. Bilgisayar başında joystick’i sağa sola sallayarak spor yapıyorlar! E- spor o kadar popüler oldu ki İstanbul’un 3 büyük kulübünün e-spor takımları var. Geniş bir izleyici kitlesine sahip olan e-spor müsabakalarına ilgi her geçen gün artıyor.
Sadece çocuklarda değil yetişkin ve yaşlılarda da obezite ciddi bir tehlike unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Çağımızın tehlikesi obeziteye karşı spor yapmak önem arz ediyor. Kilolu ve obez kişilerde egzersiz en iyi sonuç veren bir uygulamadır. Bu bağlamda; Fiziksel aktivite arttırılmalı (özellikle yürüme) ve daha aktif bir yaşam şekli benimsenmelidir. Örneğin asansör yerine yürüyerek merdivenleri çıkmak, arabayı iş yerinden biraz da ileriye park ederek yürüyerek iş yerine gitmek v.b alternatifler oluşturulabilir.
Obez hastaların bu aktiviteleri yavaş yavaş yapmaları öneriliyor. Hareketsiz yaşamı spor eğitmenleri eşliğinde hareketli bir yaşama çevirmeleri gerekiyor. Kilo kaybı için diyete girmek, beslenme uzmanları tarafından oluşturulacak kalori ayarlanmasıyla yapılmalıdır. Obeziteye karşı spor yapmak isteyenler uzman spor eğitmenleri eşliğinde spora başlamalıdır.
Başlangıçta veya çok hareketsiz yaşam tarzı olanlarda çok hafif egzersizlerle başlanarak yoğunluk kişilerin uyumuna göre arttırılmalıdır. Aileler obezite konusunda bilinçli olmalı, konunun uzmanından destek almalıdır.
Evde fast-food ve şekerli içecekler kısıtlanmalıdır. TV, sinema ve video oyunları tamamen yasaklanmasa da süreleri azaltılmalıdır. Çocukların günlük ev işlerini yapmasına izin verilmelidir. Okul beden eğitimi ve beslenme programları desteklenmeli, okul spor oyunlarına çocuğun katılımı cesaretlendirilmeli ve desteklenmelidir.
Obezite riski taşıyanlar mutlaka bireysel antrenör ile kontrol altında ve düzenli şekilde çalışması gerekir. Bu şekilde hedeflerine hızlı ulaşabilirler. Bu sistem sayesinde kişiler daha güvenli bir ortamda sürekli kontrol edilerek çalışırlar. Ayrıca bireysel antrenör eşliğinde daha çok keyif alarak eğlenceli antrenmanlar yapabilirler. Buda obez kişilerde sıkça görülen kendine güven eksikliğinin giderilmesinde etkili bir rol oynayacaktır.
Pandemi döneminde hareketsizlikte artış gözlendi. Karantina döneminde evde yenilen abur cubur yemekler obezite vakalarının artmasına neden oldu. Fast food yiyeceklerden uzak, hareketli bir yaşam tarzı benimsenmelidir. Gençlerde yükselişe geçen e-sporun hareketli sporun yerini aldığını görüyoruz. Bu durum ciddi tehdit oluşturuyor. Gençlerimizi yeniden hareketli sporlara yönlendirmemiz gerekiyor.
Bu bağlamda; Obez olma, spor yap sloganıyla bir kampanya başlatılabilir. Televizyonlarda, sosyal medyada, billdbordlarda “ Obez olma, spor yap “ sloganı ile kamu spotları hazırlanabilir.
Sağlık her şeyden önce gelir. Geleceğimizin güzel olmasını istiyorsak eğer sağlıklı bir hayat sürdürmeliyiz. Akıl sağlımızı ve vücut sağlımızı korumalıyız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk “ Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur “ diyerek akıl sağlığı ve vücut sağlığı için spor yapmanın önemine dikkat çekmiştir.
O halde obeziteyle mücadele için doğru beslenelim ve spor yapalım. Obez olma, spor yap, sağlıklı yaşa Türkiyem…