İnsanların çoğu egosuna önem vererek büyük bir enerji harcar. İç referansı egosu olan bu kişiler, diğer insanlar üzerinde kontrol ve güç sağlamaya çalışırlar. Sürekli başkalarından onay beklerler. İç referansı ruhu olan kimseler ise, eleştirilere açık olurlar, sorunlardan korkmazlar, enerjileri, bolluk, bereket ve olgunlaşmak için kullanırlar. Don Juan’ın ifadesiyle, “Enerjimizin çoğunu kendimizi önemsemeye harcıyoruz.” Şu anın keyfini yaşayamıyoruz. Eğer şu anla mücadele ediyorsanız evrenle mücadele ediyorsunuz demektir.
Bizi egomuz yönetiyorsa çoğu zaman tepkisel bir insan oluyoruz. Egomuzun etkisiyle başkalarını kendi fikirlerimize ikna etmeye ve inandırmaya ihtiyaç duyuyoruz.
Egosunun etkisinde olan pek çok insan zamanlarının % 95’ini kendi fikirlerini savunmakla geçiriyor. Oysa kendi fikirlerimizi gereğinden fazla savunmaktan vazgeçtiğimizde daha önce boşa harcadığımız çok büyük bir enerjiyi geri kazanmış oluruz. Savunmaya geçip, yaşadığınız ana teslim olmaz ve başkalarını suçlarsak hayatımız büyük bir dirençle karşılaşır. Dirençle her karşılaştığınızda durumu zorlarsak direnç daha da artar. Fırtınada çatlayan ve yıkılan meşe ağacı gibi sert olmak yerine, saz gibi esnek olmayı tercih etmemizde büyük fayda vardır (Deepak Chopra, Başarının Yedi Spirütüel Yasası, 2011, s.62-65).