Manas Destanı Asya'da Türk yurtlarında yaşayan Türk boyları arasında 13. yüzyılda doğmuş ve gelişmiştir. Özellikle de Başkurd, Kazak ve Kırgız Türkleri, Manas Destanı'nı çok severek günümüze kadar yaşatmışlardır.
Destanda Türk târihi anlatılmakta, yazımına günümüzde de devam edilmektedir.
Destanın adı, Altınordu Hanı ve bu destanın kahramanı Edige Mirza Bahadır'a atfen verilmiştir. Ediğe Mirza Bahadır'ın devletini ayakta tutabilmek için yaptığı büyük mücâdeleler, ölümünden sonra 15. yüzyılda destan hâline getirilmiştir. 1820 yılından itibâren yazıya geçirilen Ediğe Destanı’nın Kazak-Kırgız, Kırım, Nogay, Türkmen, Kara Kalpak, Başkırt olmak üzere yedi rivâyeti tespit edilmiştir.
Hepsi de Alp Er Tunga ve Oğuz Kağan gibi ilk Türk destanlarının izlerini taşır.
Manas Han'ın babası Çakıp Han'dır. Annesinin adı Çığrıcı'dır. Çakıp Han evlendikten on dört sene sonra Manas doğmuştur. Doğumu üzerine civardan gelen elçiler, onun bir kahraman olacağını hemen anlamışlardır. On yaşına gelince tam bir kahraman olur. Düşmanlarının üzerine saldırarak perişan eder. Atlarına at erişemez, zırhına ok işlemez. Çakıp Han, oğlunun atılganlıklarını, kahramanlıklarını görünce, onu korumak, onunla arkadaşlık etmek üzere, Bakay adında bir kişiyi onun yanına koymuştur. Manas, Nogay boyundan gelmektedir. Kalmulara karşı Kırgız halkının birliğini, bütünlüğünü korur ve bir kahramanlık ve hürriyet sembolü haline gelir.