Hz. Mevlânâ (ö.1270), insan için son hedefin mutluluk olduğu konusunda diğer filozoflarla aynı fikirdedir. Mevlânâ, Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanmayı en büyük mutluluk olarak görmektedir. Bu sebeple nefsin köleliğinden kurtulup ruhî bir yolculuğa çıkmayı ve gönlü arındırmayı esas almaktadır. Mevlânâ insanın ancak Allah’la kurduğu birlik bilinci içerisinde mutlu olabileceğine inanmaktadır.
Mevlânâ, mutlu olmak isteyen kişinin dünya sevgisine kapılmaması gerektiğini ileri sürmektedir. Ona göre, insanın bu dünyada yaşadığı mutsuzluğun temelinde eşya sevgisine sonsuz bir sevgi ile bağlanması vardır. Oysa her türlü eşya geçicidir. İnsan Allah’ın halifesidir. Ama o kendisi için yaratıldığı eşyanın, şeylerin hizmetçisi durumuna düşerek mutsuz olmaktadır.
Mevlânâ’ya göre, insanoğlu kötü ve şer görünen her tecrübenin ardından, bir güzellik ve hayır geleceğini inanırsa mutluluğu yakalayacaktır.