Allah yerine ‘tanrı’, Rahman yerine ‘esirgeyen’, Rahîm yerine de ‘bağışlayan’ kelimelerinin kullanılması, bu isimlerin mânâlarını tam olarak karşılamaz. Çünkü Allah ismi, bu isme hakkıyla lâyık olan ‘tek, eşsiz, benzersiz, bütün kemal sıfatlarına sâhip ve eksikliklerden uzak, varlığı zarûrî (olmazsa olmaz), yokluğu düşünülemez’ olan yüce zâta mahsustur. Bu sıfatları taşımayan hiçbir varlığa Allah denilemez. Halbuki insanların uydurdukları, kendilerine göre bâzı nitelikler yükledikleri mâbutlara ‘tanrı’ denilebilir. Allah ismi Ondan başka hiçbir varlık için kullanılamaz ve Arap dilinde de kullanılmamıştır.
Kur’ân dilinde Rahman sıfat-ismi de Allah’a mahsustur. Başka hiçbir varlık için kullanılmamıştır. Rahman ‘en uzak geçmişe doğru bütün yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lütuf, ihsan, rahmet bahşeden’ demektir. Rahman, rahmetiyle muamele ederken buna mazhar olan varlığın hak etmesine, lâyık olmasına bakmaz, bu sıfatın tecellisi yağmur gibi her şeyin üzerine yağar. Güneş gibi her şeyi ısıtır ve aydınlatır. Rahîm ‘çok merhametli, rahmeti bol’ demek olup bu sıfatla kullar da nitelenebilir. Allah'ın rahîm sıfat-ismi O'nun, daha ziyâde kullarının gelecekte elde etmek üzere hak ettikleri, lâyık oldukları sınırsız rahmetini, lütuf ve merhametini ifâde etmektedir. ‘Esirgemek’ ve ‘bağışlamak’ bu sonsuz, engin ve etkisi çeşitli rahmetin ancak bir parçası, etkilerinin yalnızca bir çeşididir.
Özetle ‘Tanrı’ kelimesi, ‘Allah Kavramı’ karşılayamaz.