Mutfak alışverişi için markete, pazara gidenler zamlı fiyatlarla karşılaşıyor. Fiyat etiketleri sürekli değişiyor. Ay çiçek yağından, tereyağına, peynirden yumurtaya kadar birçok ürüne zam geldi. Gıdadan, sanayi hammaddelerine kadar neredeyse her üründe yüzde 100’e varan fiyat artışları oldu.
Yaşanan fiyat artışları üretici ile tüketicileri karşı karşıya getiriyor.
Yaşanan fiyat artışları vatandaşın mutfağına olumsuz yansıdı. Geçim sıkıntısı çeken vatandaşlar kara kara düşünürken, gıda üreticileri ise hammadde fiyatlarındaki artış ve yükselen maliyetler nedeniyle fiyat artışına gitmek zorunda kaldıklarını belirtiyorlar.
Gıda ürünlerinde ayçicek yağı, süt ürünleri, sebze meyve, sanayi ürünlerinde ise alüminyum, çelik, plastik ve porselen hammaddelerinde fahiş fiyat artışları oldu. Pandemi dolayısıyla zaten sıkıntı yaşayan esnaf hammadde fiyatlarına gelen bu yüksek zamlara haklı olarak tepki gösteriyor.
Hammaddelerde yaşanan fiyat artışları tezgâhlara yansıyor. Yaşanan bu fiyat artışları üretici ile tüketicileri karşı karşıya getiriyor. Vatandaş mutfak alışverişlerinde torbaları dolduramadan evlerine dönmek zorunda kalıyor. Gıda fiyatlarına gelen zamlar vatandaşın belini bükerken, birde fahiş fiyat artışı yapan fırsatçılar ortaya çıktı.
120 firmaya 3,5 milyon TL ceza kesildi.
Pandemi nedeniyle ürettiklerini stoklama yoluna giden fırsatçıların, gıda ve temel ihtiyaç ürünlerinde arz- talep dengesiyle uyuşmayan fiyat artışlarına gittikleri tespit edildi. Fahiş fiyat artışı yapan 120 firmaya 3,5 milyon TL ceza kesildi. Yapılan denetimlerde en çok sebze, meyve, Ayçiçek yağı, tavuk, yumurta ve un gibi temel gıda ürünlerinde fahiş fiyat artışı yapıldığı tespit edildi.
Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Adalet, Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji ile Tarım ve Orman Bakanlıkları, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) temsilcileriyle üretici ve tüketici örgütleri, perakende sektörü temsilcilerinden oluşan haksız fiyat değerlendirme kurulu, bugüne kadar 3 bin 386 dosyayı karara bağlayarak, gıda ve temel ihtiyaç maddelerinde fahiş fiyat artışı yaptığı değerlendirilen 495 firmaya toplam 15 milyon 480 bin lira idari para cezası uygulanmasını kararlaştırdı.
Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamaya göre fahiş fiyat artışları ile stokçuluk eylemlerinin yakından takibi bakanlık koordinasyonunda denetimler aralıksız devam edecek. Bakanlık tarafından yapılan çağrıyla birlikte, perakende sektörü, pazar yerleri, toptancı halleri, çarşı gibi satış yapılan yerlerin yanı sıra fahiş fiyat tespit edilen ürünler başta olmak üzere, 81 ilde temel tüketim mallarının üreticilerine yönelik denetimler de Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Hazine ve Maliye, Tarım ve Orman, Sanayi ve Teknoloji bakanlıkları ile belediyelerde bulunan zabıta teşkilatının denetim ve teftiş ekiplerince serbest piyasa ekonomisine zarar vermeden gerçekleştirilecek.
Bu bağlamda; Ticaret Bakanlığı ekipleri market, toptancı ya da pazar yerlerine ani denetim düzenliyor. Ekipler markete girdiklerinde, sorumlulardan ürünlerin alış fiyat listelerini istiyorlar. Ellerindeki listeyle raftaki satış fiyatını ve kasadan geçen fiyatı karşılaştırıyorlar. Bu işlemlerin devamında son haftaların alış fiyat listelerini isteyip satış fiyatlarında artış olup olmadığını kontrol ediyorlar.
Örneğin 5 litrelik Ayçiçek yağını üreticiden 40 liraya alıp, tüketiciye bir hafta sonra 60 liradan, sonraki hafta 70 liradan, sonraki hafta 90 liradan satandan savunma isteniyor. Savunmalar ve listeler “Haksız Fiyat Kurulunda” değerlendirilip ardından ceza kesiliyor. Ticaret Bakanlığı yetkilileri vatandaşı bilinçli olmaları noktasında uyarıyor. Tüketiciler fiyatlarında olağanüstü artış yapıldığını düşündüğü ürünlerle ilgili Alo 175 şikâyet hattını arayabilir veya haksız fiyat artışı-HFA mobil uygulaması üzerinden şikâyet edebilirler.
Ticaret Bakanlığı ekiplerinin fahiş fiyat artışlarına yönelik denetimleri tüketici mağduriyetini gidermesi bakımında doğru bir uygulama. Ancak gıda fiyatlarındaki artışı durdurmaya yeterli bir çözüm değil. Planlı bir tarımsal üretim yapılması gerekiyor. Üretici maliyetinin yükselmesiyle birlikte ithalat arttırıyor döviz kuru artışı maliyetlere yansıyor.
Kırmızı et, Tavuk, Balık, Yumurta ve Süt fiyatlarında yaşanan artışlar yem fiyatlarında yüzde 50’lere yaklaşan maliyet artışından kaynaklanıyor. Gübre fiyatlarında % 70’in üzerinde artış söz konusu. Bu bağlamda planlı bir tarımsal üretim yapılması, üretim toplumuna dönülmesi önem arz ediyor. Köylerimiz boşalıyor, üretim azalıyor, üretilen yem girdisinin % 55’i ithalatla sağlanıyor.
Kuraklık riski ülkemiz ve dünya için devam ediyor. Yem üreticileri, Soya, Mısır, Ay Çekirdeği, Kanola gibi protein kaynaklı ürünlerin fiyatında kuraklık ve bazı fon girişleri nedeniyle dolar bazında yüzde 100’e yakın artış olduğunu söylüyorlar. Bu bağlamda; 370 dolarlık soya fiyatının Türkiye’de 600 $’a çıktığını belirtiyorlar. Yurt içinde ay çekirdeğinde 2 bin 200 fiyat beklenirken harmanda 3 bin 800, 4 bin lira gerçekleştiğini söyleyen yem üreticileri, daha önce 185 dolara alınan mısırın 265 dolara fırladığını dile getiriyorlar. Hem döviz hem TL bazında yaşanan artışların yem fiyatlarını % 40’ların üzerine çıkardığını söylüyorlar.
Yem üreticileri; Ukrayna ile tarımsal üretim anlaşması yapmamız lazım…
Yumurta, tavuk, kırmızı et, balık hepsi yemle besleniyor. Yem üreticileri, kuraklık riski hem Türkiye hem dünya için devam ederken, ülkemizin Sudan yerine Ukrayna ile tarımsal üretim anlaşması yapması gerektiğine vurgu yapıyor. Çünkü Ukrayna’da hem elektrik, doğalgaz, işçilik maliyetleri ucuz hem de büyük ölçekli tarım arazileri var. Coğrafi özellikleri bakımından yağış alma olasılıkları da bizden yüksek. Bu bağlamda; yem üreticilerinin önerisi devletlerarası karşılıklı üretim anlaşması yapılarak Türklerin orada üretim yapmaları sağlanmalı.
Vatandaşın alım gücünde ciddi bir düşüş yaşanıyor. Gıda fiyatlarındaki artış mutfağa yansıyor. Planlı tarımsal üretim politikası ile çiftçimiz desteklenmeli, üretim teşvik edilerek tarımsal ürünlerde markalaşmaya gidilmelidir. Bu bağlamda; Yem üreticileri v.b üretici ve tüketici örgütlerinin şikâyetleri ve çözüm önerileri dikkate alınmalıdır.