Türkiye ve pek çok ülkenin uydu üzerinden görüntülemesini yapan NASA, 11 Ocak 2021 tarihinde yayımladığı görüntülerde Türkiye’nin yer altı suları için kırımızı alarm anlamına gelen durumu gözler önüne serdi. 2021 yılı başlarında Türkiye’nin çoğu bölgesinde şiddetli kuraklık yaşandığı NASA’nın yayımladığı kuraklık haritasında görüldü.
Daha önce Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan ve Türkiye’nin %80’inden fazla alanını olağanüstü şiddetli kuraklık olarak gösteren haritalarda olduğu gibi NASA’nın yayımladığı iki haritada da şiddetli kuraklık tehlikesine işaret edildi.
NASA verilerine göre 11 Ocak itibariyle yeraltı suyu ve toprak nemindeki durum, normallere göre su eksikliği ciddi seviyede. Son yağmur ve kar yağışları durumu biraz iyileştirse de kuraklık tehlikesi devam ediyor.
NASA’dan yapılan açıklamada, Ülkenin en kalabalık şehri olan İstanbul civarındaki çok sayıda rezervuarın, 15 yılın en düşük su depolama seviyelerine ulaştığı, koşullar böyle devam ederse mahsul üretiminin tehdit altında olabileceği uyarısı yapıldı.
2019’un yaz ve sonbahar aylarının da yağmurdan mahrum kaldığı, rezervuarlardaki su seviyelerinin azaldığı vurgulandı. 2020’nin ikinci yarısında ise oldukça az meydana gelen yağışlar nedeniyle son 5 yılın en kurak döneminin yaşandığı kaydedildi.
Temmuz 2020’den bu yana, Türkiye’deki hemen hemen tüm illerin neredeyse her ay ortalamanın altında yağış aldığı belirtildi. Ayrıca ekimden aralık ayına kadar, ülke genelinde meydana gelen yağışların, 1981-2010 ortalamasından yüzde 48 daha düşük olduğu vurgulandı.
NASA tarafından 11 Ocak 2021 itibariyle yapılan ölçümlere göre tarımsal üretim açısından büyük önem arz eden bu oranlarda kuraklık ciddi boyutlarda gözüküyor. Ancak son dönemde gerçekleşen yağışlar bu oranları olumlu yönde değiştirebilir. Ocak ayının ortasında gelen yağışlar bizi biraz olsun umutlandırdı.
Aralıkta İstanbul barajlarındaki doluluk oranı %20’lerde seyrederken son yağışlarla bu oran %30’lara çıktı. Ankara’nın barajlarındaki doluluk oranının da %20 seviyelerinde olduğu belirtiliyor.
Türkiye son 10 yılın en şiddetli kuraklık dönemini yaşıyor. İklimdeki değişkenlikler, yağış miktarındaki azalma, şehirleşmenin fazla olması, ormanlık ve yeşil alanların azalması, kuraklığın şiddetli olarak görülmesine neden oluyor. Türkiye'de hiç beklenmeyen bölgelerde kuraklık yaşanmaya başlandı. Karadeniz, Akdeniz, Marmara bölgelerinde kuraklık yaşanırken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde taşkın ve sel yaşanıyor.
İstanbul şiddetli kuraklığın başladığı yerlerden bir tanesi. Bunun en önemli nedeni şehirleşme, yeşil alanların azalması, toprak yüzeyin betonlaşma nedeniyle suyu toprak altına geçirmemesi ve yağışın hızla akışa geçmesi. İç Anadolu Bölgesi'ndeki toz fırtınalarının da kuraklığın işareti olduğu söyleniyor.
2020 kuraklığın en üst seviyeye çıktığı yıl oldu. 2021 Ocak’ta beklenen yağışlar gelince biraz rahatladık. İstanbul ve Ankara’ya kar yağınca arabistan çöllerinde yağış görmüş gibi şenlendik. Sosyal medyada kar görselleri en çok beğeni alanlar arasına girdi. Türkiye nasıl bu hale geldi, kentleşme ile birlikte yeşil alanların azalması, betonlaşma, gökdelenler, rezidanslar suyun toprakla temasını engelledi.
Doğanın dengesi bozuldu, kuraklık ile birlikte hava kirliliği, denizlerimizdeki kirlilik. Toz fırtınaları, kırmızı yosunlar, çekirge istilası geleceğimizi tehdit eden önemli göstergeler oldu. Aralık 2020’de Aksaray’da korku film sahnelerini aratmayacak bir olay yaşandı. Ankara- Kırıkkale otoyoluna inen on binlerce sığırcık kuşu, ortaya ilginç manzaralar çıkmasına neden oldu.
On binlerce sığırcıktan oluşan kuş sürüsü, Ankara-Kırıkkale otobanını doldururken otobanda seyir halinde olan şoförler zor anlar yaşadı. Kuş sürüsünü yararak yoluna devam etmeye çalışan sürücülerin çektiği görüntüler ise film sahnelerini aratmadı. Gelen arabalardan korkarak birbiri ardına havalanan kuşlar izleyenleri hayrete düşürdü.
Kuraklık, hava kirliliği, terör bir ülkenin beka sorunudur. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz, yıllardır terörle mücadele ediyoruz. Ülkemizin güvenliği, milli birlik ve beraberliğimiz, üniter yapımızın devamlılığı geleceğimiz açısından çok önemli. Kuraklık, hava kirliliği ve betonlaşma ile mücadele de en az terör sorunu kadar önemli konular. Kuraklık konusunda toplumun her kesimini duyarlı olmaya davet ediyorum. Tehlike kapımızda kırmızı alarm veriyor. Herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Aksi halde gelecek nesillere yaşanmaz bir dünya bırakacağız.
20 Ocak 2021 TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin KARACA yani toprak dedenin birinci ölüm yıl dönümüydü. 20 Ocak 2020’de aramızdan ayrılan toprak dede lakaplı Hayrettin KARACA ve arkadaşları,11 Eylül 1992 tarihinde “Türkiye çöl olmasın” sloganı ile yola çıkmışlardı.
Türkiye erozyonla mücadele ağaçlandırma ve doğal varlıkları koruma vakfı ( TEMA ) o tarihten buyana önemli bir misyon üstlenmiş durumda. Hayrettin Karaca’nın en önemli sözlerinden biri yaşamak için yaşatmaktı. Gelecek nesillerimizin yaşaması için doğadaki canlıları yaşatmalıyız.
Toprak dede lakaplı Hayrettin KARACA; Dünyanın tüketim toplumuna doğru hızla ilerlediğini ve Türkiye’nin de bundan fazlasıyla nasibini aldığını söylerdi. Bu bağlamda; bize bıraktığı en önemli miraslardan biride “ Param var ama tüketmeye hakkım yok” söylemiydi. Hayrettin Karaca “ Al tüket ve yok et” diyen tüketim toplumuna açtığı savaşla kıtlığa doğru hızla ilerleyen dünyaya mesaj veriyordu.
Bu vesileyle “Toprak Dede” Hayrettin KARACA üstadımızı rahmetle anıyorum. Mekanı cennet olsun. Onun bizlere miras olarak bıraktığı TEMA vakfını yaşatmak, misyonunu devam ettirmek ve gelecek nesillere aktarmak hayati önem taşıyor. “ Geleceğimiz için, toprak su ile buluşsun, Türkiye çöl olmasın kalın sağlıcakla…