2020 yılının en önemli olayı Covid 19 büyük salgınıdır. Çin’de başlayıp Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü’nün büyük salgın (pandemi) olarak ilan ettiği bu olay insanlarımızın her türlü davranışında yeni mecburiyetler ve alışkanlıklar edinmesine sebep olmuştur. Devlet yöneticilerine, iş insanlarına yeni yükümlülükler, yeni sorunlar getirerek maddi-manevi bir yığın yeni çözümler aramaları mecburiyetini getirmiştir. Covid- 19 virüsü, coronavirüsler grubunun hayvanlarda bulunan bir türünün mutasyon geçirerek insanlarda bulaşıcı hastalık yapma özelliği kazanmış olan bir tipidir. Bu virüsün sebep olduğu hastalık, insan coronavirüslerinin yaptığı basit sonum yolu enfeksiyonunun aksine ölümlere yol açan ağır akciğer enfeksiyonuna yol açması sebebiyle önemlidir. Şöyle ki influenza (grip) virüsünün yaptığı enfeksiyon %0.1 öldürücü iken covit-19 %1,5-%2 oranında ölümle sonuçlanmaktadır. Bu durum ise ciddi sağlık sorunları yaşanmasına sebep olmuştur. Sağlık yöneticileri zaman zaman hastalara yeterli hizmet sunmakta zorlanmıştır. Bulaşıcılığı sebebiyle sağlık ordumuzun çalışanları olan hekim, hemşire ve yardımcı hizmetlileri içinden de hastalığa yakalanan olmuş, ölümler üzüntüleri artırmıştır. Bazı ülkelerde cenaze definlerinde bile ciddi sorunlar yaşandığı haberleri toplumda ciddi bir endişe ve korku artışına sebep olmuştur.
Salgın hastalıklarda en önemli adım bulaş zincirinin kırılmasıdır. Bu gerekli tedbirleri uygulamakla olur. Bulaş zincirini kırabilen, bulaşma yollarını ortadan kaldıran tedbirleri iyi uygulayan ülke ve toplumlar bu salgını daha kolay kontrol etmişler, daha az zarar görmüşlerdir. Diğer önemli adım salgınla mücadele eden başta hekimlerimiz olmak üzere sağlık ordumuzun imkân ve çalışmalarıdır. Bu salgın bize sağlığın ve sağlık çalışanlarının ne kadar önemli olduğunu bir daha göstermiştir.
Covit-19 da antibiyotikler benzeri etkili bir ilacımızın olmaması hastaların tedavilerindeki en önemli eksikliğimizdi. Ayrıca salgın hastalıklarla mücadelede diğer önemli bir silah olan aşının olmaması da bir eksikliğimizdi. İlim adamlarının ilaç ve tedavideki çalışmalar ile aşı konusunda yoğunlaşan çalışmaları önemli imkanlar bulunmasını sağlamıştır. Aşı konusunda çok kısa zamanda önemli mesafeler alınmıştır. Halen 5 aşı onay almış olup değişik ülkelerde insanlara uygulanmaya başlanmıştır. Ülkemizde de 14 Ocak’tan itibaren Çin’den getirilen aşı sağlık çalışanlarından başlanarak uygulanmaktadır. Sağlık Bakanlığımızın planlaması dahilinde E-devlet randevu sistemi ile halkımıza da bu aşı uygulaması yapılacaktır. Covid-19 aşısının bulunup uygulanır hale gelmesi artık bu salgının kontrol altına alınacağının önemli bir işaretidir. Enfeksiyon hastalıklarını kontrol etmenin en önemli yolu bağışıklık kazanılmasıdır. Bu ise bünyemizin bağışıklık seviyesinin kuvvetli olmasının yanında etkene karşı bağışıklık kazanılması ile mümkün olur. Tıp bunun çaresini aşıyla bulmuştur. Çiçek hastalığı, çocuk felci hastalığı, hepatit hastalığı gibi bazı hastalıklar bu sayede kontrol altına alınmıştır. 1950’lere kadar ülkemizde de insanların korkulu rüyası olan verem bu sayede korkulan hastalık olmaktan çıkmıştır. Şimdi de covid-19’a karşı etkili olan aşı bulunmuş ve insanlığın hizmetine sunulmuştur. Bu aşının nereden geldiği, kimler tarafından yapıldığından çok bir an evvel uygulanarak bağışıklığımızın sağlanması önemlidir. Bunu yapabildiğimiz oranda covid-19 salgını kontrol altına alınacaktır. Bu sayede salgının hayatımızda yaptığı kısıtlamalardan kurtulup normalleşmiş bir hayata dönebileceğiz.
Her aşıda olduğu gibi bazı yan etkiler, beklenmeyen sonuçlar bu aşılamada da olabilir. Bunların takibi ve kontrolü tıp adamlarının işi olup aşı reddini gerektirmez. Bilmeliyiz ki; ya hastalanıp bağışıklık kazanacağız ya da aşılanıp bağışıklanarak bu salgından kurtulacağız..
Sağlık ve mutluluklar dilerim.