Merhum Cumhurbaşkanımız Süleyman DEMİREL'in, hepimizin çok sevdiği bir sözü vardı ya;
"Doğmamış çocuğa don biçilmez".
Bazı zaman dilimleri vardır ki, çok uzundur. Bazıları da vardır ki, çok kısadır.
Elbette ki, bu günkü çamaşırımızı yarın ki güneşle kurutamayız. Ama, Yarın ki güneşten meteorolojik açıdan eminsek, bu günden yarın çamaşır yıkamanın planlarını yapabiliriz, yapmalıyız.
Yapmazsak ne olur?
Yarın daha acil veya önemli bir işimiz, hiç hesapta yokken, en öne geçer ve çamaşır yıkama planlamamızı alt - üst ederek ötelettirebilir.
Peki yarına Allah kerim, zamanı gelsin hele deyip, hiç bir planlama yapmamak doğru mudur? Elbetteki hayır.
O zaman da, hoş geldin tembellik - savsaklamak - ciddiye almamak - sorumsuzluk - korkaklık - cesaretsizlik - erteleyicilik ve iş biriktirme...
Hiç bir zaman, kısa, orta ve uzun vadeli planlamaları zamanında rasyonel olarak yapmanın değerini görmezden gelemeyiz.
Geleceğin ne olacağını elbette tam olarak Allah'tan başka kimse bilemez. Geçmişe bakarak, mevcut bilimsel verileri değerlendirerek, güçlü ön sezilerde bulunarak; yarının ne şekilde cereyan edeceğini bu günden tahmin etmek ve gereken hazırlıkları yapmak, kalitesi yüksek insanların işidir.
Peki yarın ya deprem olursa - ya yangın çıkarsa - ya ekonomi batarsa - ya kalp krizi geçirirsek vb gibi, olma ihtimali binde bir dahi olmayan ihtimalleri en öne çağırarak, hazırlıktan kaçınmak; yine korkaklığın - cesaretsizliğin - ihmalkarlığın pik yapmasıdır.
Adam, Ankaradan bir taksi çevirip binmiş.
Taksici; "nereye abi" demiş.
- Samsun'a.
- Çok tutar abi
- Hiç sorun değil. Yarın Milli Piyango biletime en yüksek ikramiye çıkacak.
İşte bu yaklaşım da, yarın Tornado Fırtınasının çıkma ihtimali % 99.9 iken, güneşin doğacağını varsayıp, çamaşır yıkamaktır.
Şans oyunundan veya Borsadan zengin olacağını varsayıp, patrona hakaret edip işinden ayrılan kişinin durumu da aynıdır.
Dünü bu günü ve yarını, hatta daha öncekileri ve daha sonraki gelecek günleri birbirinden tamamen bağımsız diye düşünemeyiz.
Bunlar kol kola girmiş, halay çekmektedirler.
Elbette, zayıf ihtimal da olsa, devenin üzerinde bile böö sokabilir. Bu ihtimal, deveye binmemizi engellememelidir.
Trafikte kaza olma ihtimali, her zaman vardır ve olmaktadır da...
Bu ihtimal bizi araca binmekten alıkoyuyorsa eğer, özür dilerim ama bir psikiyatrik sorunumuz var demektir.
Peki, dünün güneşi ile bu günün çamaşırı kurur mu?
Elbetteki kesinlikle hayır.
"Geçti Bor'un pazarı sür eşeğini Niğde'ye"...
- Geçen zaman
- Atılan ok
- Söylenen söz
- Kaçan fırsat
- Giden gençlik
Asla bir daha geri gelmez.
Saçı başı yolarak " KEL" olmak da hiç bir işe yaramaz...
O halde,
Yarının güneşi ile çamaşır kurutmanın planlamasını bu günden stratejik olarak yapmak, yüksek kaliteli bir insanın özelliği iken;
Yarının güneşinden ümidi kesip, bahaneler üreterek, yarına dair hiç kıpraşmayıp karpuz büyütmek de, aptallığa - tembelliğe - sorumsuzluğa ve vasıfsızlığa delalettir.
Selam, sevgi ve dualarımla.
Yüceler Yücesine emanet olalım.