Değerli okuyucularım, bu gün mühim bir mesele olarak gördüğüm iki husustan bahsetmek istiyorum. Onlar da şudur,
Son alınan yasak kararları meyanında 65 yaş üstü vatandaşlara sadece sabah saat 10.oo dan 13.oo kadar sokağa çıkma müsaadesi verilmiş bulunmaktadır. Bu da yetmiyormuş gibi bir de toplu ulaşım vasıtalarına binmeleri yasaklanmıştır. Acizane kanaatime göre alınan bu yasak kararı yanlış ve memleket gerçekleri ile uzaktan yakından alakası olmayan bir karar olarak görülmektedir. Şöyle ki,
Takdir edileceği üzere, 65 yaş üstünde bulunan vatandaşların hemen hemen tamamına yakınının mutlaka sağlıkla alakalı bir problemleri vardır. Bu sebeple de bir ayakları devamlı olarak hastaneler ile eczanelerde bulunmaktadır. Bu bakımdan mesela, İstanbul Beylik Düzün de veya Silivri de ikamet eden yaşlı bir vatandaş, Cerrah Paşa Hastanesine gitmek istese hangi vasıtaya binip gidecektir. Toplu ulaşım vasıtalarına binmek yasak olduğuna göre, bu vatandaşa söylenecek tek şey kalıyor, o da taksi tut git demek olacaktır ki bu da ne derece doğru ve mantıki olur bilemiyorum.
Uzağa gitmeye lüzum yok. Kendi durumumdan bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz ki ben İzmit de ikamet ediyorum. Devamlı olarak tedavi için gidip geldiğim Kocaeli Üniversite hastanesi, oturduğum eve tam 15 Km. uzaklıktadır. Şimdi bu durumda ben buraya nasıl gidip geleceğim. Bu husus ile alakalı olarak, yasak kararını koyanlar ne yapacağıma, nasıl hareket edeceğime dair bana bir yol gösterebilirler mi acaba?
Diğer taraftan 65 yaş üstünde ki, vatandaşlar ile niçin bu kadar uğraşılıyor bir türlü anlayamıyorum. Amiyane tabirle yaşlılar bir nevi günah keçisi haline getirilmiş bulunmaktadır. Yetkililer, her ne kadar alınan yasak kararlarını yaşlıların sağlıklarını korumak gayesine matuf olarak aldıklarını ifade etmekte ise de bu ifade tarzı hiçbir yaşlıda karşılık bulmamaktadır. Yaşlılar tamamen kendilerine zulüm edildiği kanaatinde bulunmaktadır. Bu güne kadar alınan bu kararlar doğrudur diyen tek bir yaşlı vatandaşa rastlamadım.
Düşünebiliyor musunuz, yaşlılara 10.oo ile 13. Arasında sadece üç saat sokağa çıkma müsaadesi veriliyor. Bu 3 saatin bir saati de öğle tatili içinde kalmaktadır. Bu durum da yaşlı bir vatandaş geriye kalan 2.oo saat içerisinde en az 10 - 15 Km. uzaklıkta bululan resmi bir daireye veya bankaya yürüyerek gidip işini nasıl halledecek. Ayrıca, evinden 3 Km. uzaklıkta bulunan pazara nasıl gidecek, hadi bir şekilde gitti diyelim, aldıklarını evine yaya olarak nasıl getirecek. Bunları düşünen bir yetkili var mı acaba? Acizane kanaatime göre, bu gibi durumlar hayatın gerçekleri olup, mutlaka alınan kararlarda nazarı itibara alınmasında mutlak bir zaruret bulunmaktadır.
Yukarıda kısaca arz etmiş olduğum durumlardan anlaşılacağı üzere, alınan yasak kararları hiçbir zaman yaşlıların hayatını kolaylaştırmıyor, bilakis azami derecede zorlaştırıyor. Alınan yasak karaları yaşlılar işin büyük bir haksızlıktır. 64 yaşındaki bir kimse sokaklarda serbestçe dolaşıp, her yere girip çıkabilirken, bir şey olmuyor da, nasıl oluyor da 65 yaşına girdiği gün, vebalı muamelesi görmeye başlıyor. Bunu anlamak mümkün değildir. Bugün yaşlıların sayısı tahminen 10 milyonun üzerinde bulunmaktadır. Bu kadar kalabalık bir kitleyi küstürüp, darıltmak kime ne fayda sağlar ki. Esas olan yaşlıları küstürmek değil, onların gönlüne girmek suretiyle hayır dualarını almaktır.
Bir diğer hususta, vatandaşlara kesilen para cezalarıdır. Bu husustan bundan önceki yazımda bir nebze bahsetmiştim. Fakat mevzu mühim olduğu için bu yazımda da bu meseleden biraz daha bahsetmek istiyorum. Bu cezalar son zamanlarda o kadar bariz bir şekilde göze batar hale gelmiş bulunmaktadır ki, gazetelerde çıkan haberlerden her gün binlerce kişiye muhtelif sebeplerle para cezası kesilmiş olduğu haberlerini okumaktayız. Zannedersiniz ki, sanki, Memleket de para kesme cezası kampanyası tertip edilmiş. Geçen gün gazete de bir resim gördüm. Önüne birkaç demet taze soğan ile üç beş tane kıvırcık koyup satmaya çalışan yaşlı, köylü bir kadına, zabıta memuru ceza kesiyordu. Bu resmi görünce yüreğim sızladı. Köylü kadın ayakta zor duruyordu. Ayni zamanda önünde bulunanların tamamını satsa bile 50 TL dahi yapmaz. Bu kadın hangi yasağı ihlal etti bilmiyorum ama, zabıtanın bu durumda yapacağı en uygun hareket tarzı, o kadını bulunduğu yerden uzaklaştırmak olmalıydı diye düşünüyorum. Bu ve buna benzer durumları gördükçe acaba, kasıtlı mı hareket mi ediliyor diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Tabii ki, takdir, bu işler ile alakalı yetkili mercilerindir.
Bu arada, ehemmiyetine binaen şu hususu da ifade edeyim ki, yukarıda ki, durumları yazmamın yegane sebebi, halkın içinde bulunan sade bir vatandaş olarak bildiklerimi, gördüklerimi değerli okuyucularıma intikal ettirme gayesine matuf bulunmaktadır. Bu hususlar ile alakalı olarak daha birçok şeyler yazılabilir. Fakat şimdilik bu kadarı ile iktifa ediyorum.