“İnsanın var olma sebebi, kendini ve potansiyel güçlerini geliştirmesidir. Kendini gerçekleştirmede başarısız olan biri, tıpkı ödevini yapmamış bir öğrenci gibidir” diyor Erich Fromm. Her canlı kendindeki potansiyel güçleri değerlendirme, açma ve geliştirme yönünde bir eğilim gösterir. Hayatın amacı, insanın kendi içsel güçlerini, yaradılışına uygun bir biçimde geliştirmesidir.
Kişinin mutsuzluğun temel sebebi, üreticilikten yoksun oluşu, hayatının boşluğu, sevme yeteneksizliği gibi iç yetersizliklerdir.
Mutluluk, canlılığın artması, duygu ve düşüncelerin keskinliği ve yaratıcılıkla birlikte gider. Mutsuzluk ise, bu yeteneklerin ve fonksiyonların zayıflamış olmasıyla ilgilidir. Mutsuzluk her türlü ruhsal fonksiyonumuzu zayıflatır, hatta felce uğratır. Mutluluk ise artırır. Mutluluk, insanın içindeki üreticiliğin (yaratıcılığın) sağlamış olduğu bir başarıdır. Mutluluk, bir ihtiyacın tatmini değildir, her türlü yaratıcı faaliyetle at başı birlikte gider. Mutlulukla sevinç birbirinden farklı değildir, yalnızca sevincin tek bir şeyle ilgili olmasına karşılık, mutluluk sürekli ve bütünleşmiş bir yaşantıdır. Sevinçlerden söz ederiz, ama tekil olarak yalnızca mutluluk deriz. Mutluluk, kişinin kendi imkanlarını yaratıcı bir şekilde geliştirmesi, böylece hem dünyayla birleşmesi, hem de kendi benliğinin bütünlüğünü korumasıdır. Kişinin enerjisini yaratıcı bir şekilde harcaması, kendi güçlerini artırmasıdır. Mutluluğun karşıtı acı ve keder değil, bir iç kısırlığın ve verimsizliğin, yani yaratıcılıktan yoksun oluşun yol açtığı ruh çöküntüsüdür. Mutluluk insanın en büyük başarısıdır. (Erich Fromm, Erdem ve Mutluluk, çev. Ayda Yörükan, Türkiye İş Bankası Yayınları, Ankara, 1993, s. 212 ve 219).
Doğanın her hangi bir yerinde bir şey yararsızlaştığında, orada körelme görülür. Aynı şey bedenimiz için de geçerlidir. Doğada yararsızlaşan bir şey hemen ölür. Doğada ve kendi içimizde yararsız olan bir şeye yer yoktur. Ancak gelişime, ilerleyişe katkıda bulunan şeylerde mümkün olur sağlıklı oluş. Hayatta kalmanın tek yolu ilerlemektir (Deepak Chopra, Sağlığı Yaratma, çev. Mehmet Çatak, İstanbul, 1990, s.145).
İşte bu gerçeklerin ışığında hayatını tanzim eden kişi kendine bir mutluluk programı yapmış demektir.
“Mutluluk, erdemin (iyiye yönelmenin) mükafatı değil, erdemin ta kendisidir” der Spinoza. Sürekli mutluluk, insanın en yüksek etkinliğinden ve aklını en iyi kullanmasından doğar.