Mutluluk terapisinde, ruh haline bağlı kaygılarla, gerçek problemler arasındaki farkı anlamak çok önemlidir. Kişisel problemlerimizi ele alış şeklimiz, o anki ruh halimizle ilgilidir. Keyfimiz yerindeyken hayat bize çok güzel görünür. Kendimizi hafiflemiş hissederiz. Mutlu, sabırlı, güvenli oluruz.
Kendimizi iyi hissettiğimiz anlarda, arkadaşlarımız gözümüze çok iyi insanlar olarak görünürler. Bir aileye sahip olduğumuz için şükrederiz. Hayatımızı bütün olarak ele aldığımızda yaşadığımız için mutlu oluruz. Basit şeyler bile ilgimizi çeker ve bizi mutlu eder.
Ruhsal durumumuz, ruh halimiz iyi değilse, her şey gözümüze zor ve sıkıcı görünür. Kendimizi mutsuz, sinirli, sabırsız, rahatsız hissederiz. Arkadaşlarımız bize yabancılaşır. Arkadaşlarımızın zayıf yönleri gözümüze batar. Ailemizden şikayet ederiz. Ailemizin bize destek olmadığını düşünürüz. Çok kolay sıkılırsınız. Sorunlarımıza çözüm bulamayacağımızı düşünürüz. Kendimizi umutsuz ve mutsuz hissederiz. Yaratıcılığımız, aklımız ve sağduyusuz işlemez hale gelir. Hayat bize çekilmez görünür.
Çok düşük bir moralle akıllı işler yapamayız. Bozuk moralle bilgeliğe sahip olamayız. Sinirliyken veya depresif bir durumdayken başkalarına yeteri kadar anlayış gösteremeyiz. Bu sebeple moralimiz bozukken harekete geçmeden ruh halimizi ayarlamamızda fayda vardır. Çünkü moralimiz bozukluğu, negatif hislerimizi harekete geçirir.
Yaşadığımız problemlerin kendisi aslında sorun değildir. Asıl sorun bizim o problem hakkında konuşurken sahip olduğumuz ruh halidir.
Bir arkadaşımıza morali bozuk olduğu zaman geçmişi hakkında sorular sorun. Sonra aynı kişi kendini daha iyi hissediyorken yine geçmişini değerlendirmesini isteyin. Şaşırırsınız. Sanki arkadaşınızın iki farklı geçmişi varmış gibi, farklı değerlendirmeler yaptığını görürsünüz. Farklı değerlendirenin sebebi elbette arkadaşınızın iki farklı geçmişinin olması değildir. Farklılığın sebebi yaşadıklarını değerlendirirken içinde bulunduğu ruh durumudur.
Ruh hali hayatımızın her anını etkiler. Eğer kendinizi mutlu ve sevecen hissediyorsanız, parlak bir gelecek görürsünüz. Kendinizi kötü hissederken geleceği karanlık hissedersiniz.
İyi bir ruh halinde sorunları çözmek çok kolaydır. Keyfimiz yerindeyken sorunlarımıza kolayca çözüm üretebiliriz ve yaratıcılığımızı geliştirebiliriz. İşimizin ve hayatımızın hep iyi yönleri aklımıza gelir.
Neredeyse bütün kişisel problemlerimiz o anki ruh halimizle ilgilidir. Ruh halimiz iyi değilse, moralimiz bozuksa, hayatımız gerçekte olduğundan daha kötü görünür. Moralimiz, ruhsal gücümüz ne kadar düşükse, hayat o kadar sıkıntılıdır. Hayatımızın her alanında olumsuz yönde düşünür ve gelecekle ilgili karamsar yaklaşımlar içinde oluruz.
Eğer kendimizi kötü ve isteksiz hissediyorsak, sorunlarımızı o zaman çözmeye, tartışmaya ve düşünmeye daha az çalışmalıyız. Sorunlarımızı çözmek için öncelikle iyi ruh halimizde olmamız gerekir. Yani eşref saatimizi seçmeliyiz
Dilimizde sıklıkla kullanılan “eşref saati” diye bir deyim vardır. Eşref saati, bir işin olumlu yola girmesi için en uygun zamandır. İş görecek kimsenin ters davranmayarak, güçlük çıkarmayarak uysallık gösterdiği olumlu ruh halidir. İşte önemli kararlar verirken veya birinden bir iş yapmasını isterken bu eşref saatini kollamak gerekir.
İyi ruh halinde olmak da elimizdedir.
CARLSON, Richard, Mutluluk Terapisi için 10 kısa yol, çev. Pınar Kaçar- Atakan Andiç, Alkım Yayınları, İstanbul, 2001.