Sekiz aya yakın bir zamandan beri, KOVİD- 19’ ile mücadele umumiyetle görüldüğü üzere , “65 yaş ve üstü” ölçüsü esas alınarak, yaşı 64 yıl on bir ay 28 gün olan şahıslar serbestçe sokağa çıkıp, çarşı pazar dolaşabiliyorlar. Fakat buna mukabil 65 yaşından gün almış alanlar çıkamıyor. Nasıl oluyor da daha birkaç gün önce, sokağa çıkması serbest olan bir şahıs, birden yasaklar kervanına katılıyor. Bu şekilde kesin bir yaş sınırı tespit edilerek, yapılan uygulamanın doğru bir hareket tarzı olmadığı kanaatin de bulunmaktayım. Şöyle ki;
Yaşlı vatandaşlarımız, isterseniz buna yetkili mercilerin koyduğu sınıra göre, 65 yaş ve üstü şahıslar diyelim. Geçtiğimiz Mart ayının 20 sin de başlayan tedbirler manzumesinden en olumsuz etkilenenler arasında, bu gruba giren yaşlılar ile eğitimden kopmak mecburiyetinde kalan gençler ve çocuklar olmuştur. Bilhassa 65 yaş üstü vatandaşlarımız aylarca sokağa çıkma yasağına maruz kalmışlardır. Sadece haftanın bir günü belirli saatler dahilinde sokağa çıkabilmelerine izin vermek dahi, ancak aradan üç aydan fazla bir zaman geçtikten sonra yetkili mercilerin aklına gelmiştir.
Şimdi, yeniden zor bir döneme giriyoruz. Hastalık mevsimi sonbahar geldi. En çok da solunum yollarını etkileyen mevsim hastalıklarının zamanı. Haliyle en çok korkulan ihtimal de bu hastalıkların KOVİD - 19 ile birleşmesi. Durum böyle olunca, fatura yine çocuklara, gençlere ve 65 yaş üstünde bulunan yaşlı vatandaşlara kesilecek. Artık bu durum, yaşlı vatandaşlarımız için adeta bir işkence haline gelmiş, katlanabilir bir durum olmaktan çoktan çıkmış bulunmaktadır.
Sokağa çıkma yasağının bulunmadığı saatlerde parklarda oturan veya hastane koridorlarında sıra bekleyen yaşlı vatandaşların konuşmalarına dikkat edilecek olursa, bunların yeterince sokağa çıkamadıklarından dolayı hareket kabiliyetlerini kaybettikleri için çoğunun kalp ve damar hastalıklarından, ayak ve bacak ağrılarından, psikolojik rahatsızlıklarından şikâyetçi oldukları açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
Sokağa çıkma yasağının, yaşlıları salgın hastalıklardan koruma gayesine matuf olarak konulduğu ifade edilmekte ise de bunun pek uygun bir tedbir olmadığını düşünüyorum. Zira, İnsan sağlığı bir bütün olarak ele alınmalıdır. Sadece virüsten korumak mantığıyla hareket edilip, diğer rahatsızlıkları dikkate almamak hatalı bir hareket tarzı olmaktadır. Diğer taraftan virüs vesilesi ile yaşlılar adeta günah keçisi yerine konulmak suretiyle, bütün fatura onlara kesilmektedir.
Diğer taraftan mesele sadece fiziki sağlıkla da alakalı değildir.. Sosyolojik yaşlanma teorileri, yaşlıların rol kaybıyla, işe yaramamak hissinden hareketle, sosyal etkileşim/iletişim imkanlarından mahrumiyetle birlikte önemli ölçüde hayattan erken çekilmeye, hayattan kopmaya başladıklarını, hayata tutunmayı sağlayan bağlarının bu ortamda zayıfladığını, geçen zaman ortaya koymaktadır.. KOVİD - 19’ ile mücadele kapsamında alınan tedbirler esnasın da meselenin bu tarafının yeterince değerlendirdiğinden de pek emin değilim. Bu suretle, 65 yaş üstü vatandaşlarımızın hayata tutunmasını sağlayan sosyal bağları kendi elimizle koparmış oluyoruz. Bu husus oldukça mühim hayati bir mesele olarak ele alınıp, ona göre değerlendirme yapılmalıdır.
Bir mühim mesele de şudur ki, konunun bir de ekonomik boyutu bulmaktadır. Türkiye’de bugün birçok 65 yaşın üstünde bulunan vatandaş, ya sosyal güvenceden mahrum olduğu için veyahut da almakta olduğu emekli aylığı yetmediği için çalışmak mecburiyetinde bulunmaktadır. Belki bunlardan birçoğu, bilhassa şehirlerde seyyar satıcılık dahi yapmaktadır. Bu insanlar tam gün sokağa çıkamazlar ise, nasıl çalışacaklar, geçimlerini nasıl temin edeceklerdir. Öyle tahmin ediyorum ki, bunların birçoğunun üniversite de okuyan çocukları veyahut da evlenecek oğlu veya kızı bulunmaktadır. Bu durumda en azından emeklilerin almakta oldukları emekli maaşlarının bütçe imkanları dahilinde yeniden gözden geçirilmesi lüzumu hasıl olmaktadır. Bunlar yapılmadığı takdir de ise, yaşlılar için konulan sokağa çıkma yasağı tamamen kaldırılmalıdır.
Bu arada, memleketi idare edenler ile siyasi parti liderlerinin ve milletvekillerinin birçoğunun da 65 yaşın üstünde olduklarını da unutmamak lazım gelmektedir. Bu cümleden olarak anayasanın 10. maddesinde bulunan, “Kanun önün de herkes eşittir” hükmünün de gözden uzak tutulmaması icap etmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra 65 yaş üstü vatandaşlara uygulanan yasakların son durumunu kısaca anlatmak istiyorum.
Bilindiği üzere, vilayetlerin birçoğunda muayyen saatler arasında olmak üzere, yaşlılara sokağa çıkma yasağı getirilmiş bulunmaktadır. Ne var ki, konulan yasaklar hususun da bazı şehirler arasında birlik ve beraberlik bulunmamaktadır.. Bunun sıkıntısını ise, yine yaşlı tabir edilen 65 yaş üstünde ki vatandaşlar çekmektedir.
Bu husus ile alakalı olarak birkaç gün önce, bizzat başımdan geçen bir hadiseyi anlatmak istiyorum. Mevsimin yaz olması itibariyle, Temmuz ayından bu tarafa, Yalova’ya bağlı Kaytazdere Beldesinde bulunan yazlıkta ikamet ediyorum… Bu arada günü birlik İzmit’e gitmem icap etti. Yalova da yaşlılar için sokağa çıkma yasağının sabah saat 9.oo da sona erdiğini bildiğim için Saat 9.oo a kadar bekledim. Vakti gelince de Yalova’dan gelen bir arabaya binerek 5 Km. mesafede bulunan Karamürsel’e hareket etim. Zira, oradan İzmit arabalarına aktarma yapmam icap ediyordu. Yol kısa olduğu için on dakika sonra Karamürsel’e geldim.. İzmit’e gitmek için sırada bekleyen arabaya bindim. Fakat şoför beni arabadan indirdi. Sebebini sorduğum da ise. İzmit ‘de sokağa çıkma yasağı yaşlılar için saat 10.oo da kalkıyormuş. Ayrıca da sabah saat 06.oo ile 10.oo saatleri arasında yaşlıların toplu ulaşım araçlarına binmesi de yasak imiş. Arabaya binme yasağı öğleden sonra da saat 16.oo da başlıyormuş. Mecburen arabadan indim. 50 dakika garajda bekledim. Tabii ki bu 50 dakikayı elimde olmayan sebeple, sokağa çıkma yasağını ihlal ederek beklemiş oldum.. Bu arada yetkili bir memur gelip pekala, bana 3.150.oo TL ceza yazabilirdi. Allah’a şükür ceza kesmediler ama bunun korkusunu yaşadım.
Ayrıca, yaşlılar Yalova Vilayeti hudutları dahilinde pazarlara gitme imkanına sahip iken, İzmit’te bu imkan yasaklanmış bulunmaktadır. Halbuki, en azından hiç değilse, tespit edilen yasaklar hususunda komşu vilayetler arasında birlik beraberlik sağlanabilirdi. Bunun da zor bir şey olmadığını tahmin ediyorum.. Yüce Dinimiz demiyor mu ki, “zorlaştırmayınız, kolaylaştırınız”. Bu itibarla da yaşlılar için İzmit’te pazara gitmek yasak olduğundan, 5 Km. uzaklıkta ki, Kocaeli’ye bağlı olan Karamürsel pazarına gidemiyorlar. Pazar ihtiyaçlarını karşılamak için 40 Km. uzaklıkta bulunan Yalova’ya gitmek mecburiyetinde kalıyorlar. Bu durum, yaşlılara zorluk çıkarmak değil de nedir ki.
Netice itibariyle, 20 Mart 2020 tarihinde 65 yaş üstü vatandaşlara konulan yasaklar halen devam etmektedir. Artık bu yasaklar yaşlıları lüzumundan fazla sıkmaya başlamış olup, adeta işkence haline gelmiş bulunmaktadır. Bu itibarla, yaşlıların bu mağduriyetlerinin sona erdirilmesini teminen yasakların kaldırılmasında mutlak bir zaruret bulunmaktadır. Bu mühim meseleyi değerli okuyucularımın ve ilgili mercilerin dikkatine arz edeyim dedim.