Bilindiği üzere, ben Kocaeli’nde ikamet ediyorum. Bu sıralarda bir iş icabı Balıkesir’e gitmem lüzumu hasıl oldu. 65 yaş üstü olanların şehirlerarası seyahat etmesi için İçişleri Bakanlığı’ndan izin alma mecburiyeti varmış. Bu itibarla kanuni mevzuatın yerine getirilmesini teminen 199 nolu telefonu aradım. Bana gidiş sebebini sordular. Ben de olduğu gibi hangi maksat ve gaye ile gideceğimi söyledim. Fakat aradan üç gün geçmiş olmasına rağmen müspet veya menfi bir cevap gelmedi. Tekrar 199 nolu telefonu aradığımda ise, bana “gidiş gerekçemin yeterli görülmediğini, bu sebeple de talebimin muhtemelen reddedilebileceğini” ifade ettiler. Bu durumda ne yapmam icap ettiğini sorduğumda,“en azından Balıkesir’de bulunan sağlık kurumlarının birisinden randevu almam lazım geldiğini” söylediler.
Bunun üzerine Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi Kalp ve Damar Hastalıkları Bölümünden 27.08.2020 tarihi için kendi adıma saat 11.40 veeşim adına da 11.50 de randevu aldım. Çünkü kimle görüştü isem hep aynı yolu tavsiye ettiler. Ben de yapılan bu tavsiyeler üzerine, talebimi kanuni mevzuata uygun hale getirebilmek için, bahsi geçen randevuları aldım.
Seyahat izin talebimi mevzuat hükümlerine uygun hale getirdikten sonra yeniden 199 nolu telefonu aradım. Fakat hastaneden randevu da almama rağmen bana seyahat izni vermediler. Bu arada ehemmiyetine binaen şu hususu da ifade edeyim ki, eşim hakiki manada kalp hastasıdır. Üç beş basamaklı merdivenleri dahi çıkmakta zorlanmakta olup devamlı olarak ilaç kullanmaktadır. Bunlar doktor raporları ile sabittir. Benim de kalpten ufak tefek sıkıntılarım bunmaktadır. Bu vesile ile tedavi ve kontrollerimizi yaptıralım demiştik.
Maalesef talebimi kabul etmediler. Sebebini sorduğumda ise “senin zaten izin talebin var” dediler. Ben de diyorum ki, “güzel kardeşim, ben üç gün önce bir talep de bulundum. Gidiş gerekçemin yeterli olmadığını söylüyorsunuz, mevzuata uygun değilse talebimi reddedin gitsin, ben de başımın çaresine bakayım. Beni niçin boşuboşuna uğraştırıp duruyorsunuz ki?” dedim.
Bu arada şu hususu da ifade ederim ki, 23.08.2020 tarihinde talep etmiş olduğum seyahat izin talebine bu güne kadar herhangi bir cevap verilmemiştir. Cep telefonumda“Sn. Musa Ordu, İzmit Kaymakamlığı Seyahat İzin Kurulundan gerçekleştirdiğiniz 26 Ağustos-27 Ağustos tarihleri arasındaki izin talebiniz işleme alınmıştır. Sonuçlandırıldığında tarafınıza SMS yoluyla bilgilendirme yapılacaktır” kaydı halen devam etmektedir.
Hal böyle iken, Balıkesir’e gitmemde zaruret bulunması sebebiyle bir şekilde nizami olarak Balıkesir’e gittim. Şimdi burada en az 30 gün kalma mecburiyeti olduğu için bu meseleyi nasıl halledeceğimi bilemiyorum. Balıkesir’de benim en fazla 3–4 günlük işim bulunmaktadır. Geride kalan günlerde ne yapacağım? Bu durumu ilgililere sorduğumda ise “onu biz bilemeyiz” dediler. Peki bana bu sorunun cevabını kim verecek? Gidilen yerde en az 30 gün kalmanın mantığını ve faydasını bir yetkili çıkıp bana izah edebilir mi? Bu süre zarfında ben nerede yatar kalkarım, ne yer içerim? Bu husus 65 üstü yaşlılara yapılan bir zulüm değil de nedir?
Ayrıca, 20 Mart 2020 tarihinden itibaren, başlangıçta devamlı olarak üç ay sokağa çıkma yasağı konulmuştu. Daha sonra bu yasak muhtelif saat aralıklarla olmak üzere devam etmiştir.Halen Kocaeli de yaşayan 65 üstü yaşlılar için sabah saat 10.00 ile akşam 20.00 saatleri arasında sokağa çıkmak serbest bulunmaktadır. Ancak sabah 06.00 – 10.00 ve akşam üzeri de 16.00- 20.00 saatleri arasında toplu ulaşım araçlarına binme yasağı getirilmiş bulunmaktadır. Bu saatlere yetişemeyenler her halde evlerine yürüyerek gitmek mecburiyetinde kalacaklardır. Diğer taraftan 65 yaşın üstünde olmasına rağmen, şartlar icabı halen çalışmak mecburiyetinde olan milyonlarca vatandaşımızın bulunduğunu tahmin ediyorum. Bunların durumlarının da dikkate alınması her halde faydalı olacaktır.
Bütün bu yasaklar yetmiyormuş gibi birde pazara çıkma yasağı konulmuştur. Kanaatime göre buyasak kararı yaşlılara yapılan en büyük kötülük olmuştur. Düşünebiliyor musunuz, 65 yaş üstü bir vatandaş çarşıda, insanlar arasında dolaşıyor, icabında bir markete girip alışveriş yapabiliyor, fakat açık havada kurulan bir pazara gidemiyor. Hatta öyle ki, evinin 50 m. uzağında kurulan ve azami 100-150 kişinin girip çıktığı semt pazarına dahi gidemiyor. Bilindiği üzere yaşlıların en büyük zevklerinden birisi pazarları takip etmek suretiyle mevsimlik meyve sebzeleri kendi gönlüne göre seçip almaktır. Yaşlıları bu zevkten mahrum etmenin büyük bir hata olduğu kanaatinde bulunmaktayım. Deyim yerinde ise yaşlılara pazarların gülü diyebiliriz. Pazarlar bu güllerden mahrum edilmese çok iyi olur diyorum.
Netice itibariyle, yapılan uygulamaların her ne kadar yaşlıların sağlıklarını korumak gayesine matuf olarak yapılmakta olduğu ifade edilmekte ise de bu kadar çok yasağın 65 yaş üstü vatandaşların birçoğunda psikolojik rahatsızlıklara sebebiyet verdiği hususu izahtan varestedir. Bu cümleden olarak şu hususu ifade edeyim ki yaşlılara bu muameleyi reva görenler hiç yaşlanmayacaklar mı acaba diye çok merak ediyorum.
Ben bu yazımda bildiklerimi, gördüklerimi yazdım. Takdir değerli okuyucularımındır.