Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından bu yıl 32’incisi düzenlenen Boğaziçi Kıtalararası Yüzme yarışına Türk sporcular damgasını vurdu. Dünyanın Asya’dan Avrupa’ya yüzülen tek organizasyonu olan “Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışında” kadınlarda Hilal Zeynep Saraç 47 dakika 52 saniye, erkeklerde ise Mustafa Sevenay 46 dakika 1 saniye ile genel klasmanda boğazın şampiyonları oldular.
34 ülkeden 1765 yüzücü, Anadolu Yakasında Kanlıcadan başlayıp Avrupa Yakasında Kuruçeşme Cemil Topuzlu Parkında son bulan 6,5 kilometrelik parkurda mücadele etti. Yarışın birincileri Türkiye’den çıkarken, genel klasmanda kadınlarda ikinci sırayı Ilgın Çelik 48 dakika 12 saniye derecesiyle alırken, üçüncü sırada Sudenas Çakmak 48 dakika 46 saniye derecesiyle yer aldı. Genel klasman erkeklerde ise Atahan Kireşçi 46 dakika 20 saniye derecesiyle ikinci, Atakan Malgil 47 dakika 31 saniye derecesiyle üçüncü oldu.
Covid-19 tedbirleri yarışmacılara güven verdi.
Yarış süresince İstanbul Boğazı trafiğe kapatıldı. COVID-19 pandemisi nedeniyle sıkı tedbirlerin alındığı organizasyon seyircisiz olarak gerçekleşti. Yarıştaki tüm süreçlerde sosyal mesafe, temassızlık ve maske kullanımına dikkat edildi. Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İstanbul Vali Yardımcısı Niyazi Erten, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, TMOK Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener yarışı izleyerek katılımcıların heyecanına ortak oldular.
Kıtalararası yüzme yarışı boğazda eşsiz bir deneyim ile bir spor şölenine dönüşerek dünyanın önde gelen spor organizasyonları arasında gösteriliyor. Yarışmaya yüzme bilen, spor yapmaya engeli olmayan tüm vatandaşlar katılabiliyor. Milli Olimpiyat Komitesi web sitesinden yarışma kayıtları yapıldıktan sonra yarışmacılar organizasyon gününe kadar elemelerden geçiyorlar.
Elemelerde başarılı olan sporcular Asya kıtasından Avrupa kıtasına kulaç atarken, izleyicileri bir festivale, bir şenliğe, spora ve sağlığa davet ediyorlar. Bu sene pandemi dolayısıyla organizasyona izleyici kabul edilmedi. Yarışma TRT Spor 2 kanalından canlı yayınladı. Sporseverler bu spor şölenini TRT ekranlarından takip ettiler.
Mart 2020’den buyana Covid-19 salgını nedeniyle iş, sanat, spor ve turizm gibi birçok alanda faaliyetler durma noktasına gelmişti. Korona virüs spor organizasyonlarının ertelenmesine ya da iptal olmasına neden olmuştu. Bu yıl pandemi nedeniyle organizasyonun nasıl yapılacağı merak konusuydu. Ancak T.C Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi birlikte hareket ederek gerekli tedbirleri aldılar ve bu önemli organizasyonu başarıyla gerçekleştirdiler.
Yarışmacı gözünden Organizasyon:
Kıtalararası yüzme yarışmasına katılan Sporcu Selman Çakır boğazda yüzme heyecanını ve yarışmaya dair önemli bilgileri İstanbul Gazetesine anlattı…
Kıtalararası yüzme yarışmasına birkaç senedir katılıyorum. Gençlik ve Spor Bakanlığımız ve Milli Olimpiyat Komitesine İstanbul Boğazında bizlere yüzme heyecanı yaşattıkları için teşekkür ediyorum. Ayrıca İstanbul Valiliğimize ve İstanbul Büyükşehir Belediyemize de organizasyona katkıları ve pandemi dolayısıyla alınan önlemler dolayısıyla teşekkür ediyorum.
Ben profesyonel sporcu değilim ancak uzun süredir düzenli spor yapıyorum. Bu yarışma öncesi elemeler oluyor. Türkiye’nin belirli yerlerinde en iyi yüzücüler çan eğrisi sistemi ile tespit ediliyor ve yarışa dahil ediliyor. Genelde 1500 civarı Türk 1500 civarı yabancı oluyor. Bu sene pandemi’den dolayı çoğunluk Türk vatandaşlarından oluşturuldu.
Buraya katılan her sporcu belirli aşamalardan geçiyor ve burada yarışmaya hak kazanıyor. O yüzden yarışmada sonuncu dahi olsan Türkiye de en iyi yüzen 2000 yüzücüden birisin. Yarışmada son süre 2 saat idi, bu süre içinde bitişe ulaşmaya çalışan sonlardaki yüzücülerin verdiği mücadeleyi görmeniz lazım. Müthiş bir mücadele veriliyor.
Yani şunu demek istiyorum bu gibi organizasyonlarda tabi ki birinci, ikinci, üçüncü olmak önemlidir. Fakat bu mücadeleyi veren bir kişiye sonuncu oldun demek en büyük saygısızlık olur. Sonuç olarak amatör spor yapan birisi için derece bireysel mücadelesidir.
Benim açımdan alacak olursak; yılda 5, 6 amatör yarış takip etmeye çalışıyorum. (Koşu, yüzme, bisiklet v.s) Takip etme amacım, beni idman yapmaya motive ediyor. Yarışlar benim için tam bir terapi oluyor. Tamamen kendi sınırların ile mücadele ediyorsun rakiplerin ile değil aslında, mesela ben bugün yaş grubumda (40 -44 yaş ) 200 civarı yarışmacı arasında 102. oldum. Sonuçta beni geçen 101 kişinin şartlarını bilmiyorum( her anlamda iş, ev, çocuk vs. ) aynı şekilde benim geçtiğim 100 kişi için de geçerli belki onların şartları benden de daha ağır bilemeyiz.
Organizasyona gelince; Yarışma alanında çantalarımızı teslim edip sadece mayo, gözlük ve bonemizle vapurlara biniyoruz bizi başlangıç noktasına götürüyorlar. Giderken bir yandan da etrafı gözlemliyor, kerteriz noktalarımızı belirliyoruz. Yarışın en önemli kısımlarından biri doğru yerleri kerteriz almaktır yoksa fazladan 300, 500 metre yüzmüş olabilirsin.
Kerteriz almak: Denizde bir noktayı referans almak, ulaşacağın noktaya varabilmek için belirtmediğin ara hedefler. Örnek boğaz köprüsünün tam ortası, ya da bilindik bir bina, mesela Kuleli Askeri Lisesi. Belirlediğin ara hedefler oluyor, yüzerken görüş açın az olduğu için bitişe varana kadar belirgin büyük noktaları hedeflemek gerekiyor.
Akıntı faktörü var birde; Yarış mesafesi 6,5 km fakat doğru akıntıda yüzülür ise 3,5 km falan yüzmüş gibi oluyorsun. Boğazın ortasında akıntı aşağı doğrudur. Akıntı ile birlikte hızlıca yüzüyorsun, bitişe doğru kıyıya yaklaşmak gerektiği için ters akıntıya giriyorsun, yani en büyük mücadele sona doğru oluyor.