Bütün dünyayı dokuz aydır tehdit eden, milyonlarca insanın hasta olmasına, yüz binlerce insanın ölümüne sebep olan COVİD-19 salgını ülkemizde yayılmaya devam ediyor. Vaka ve cihaza bağlı ağır hasta sayıları giderek artıyor. Bu gelişmelerden bütün sektörler etkilendi. Fakat bu sektörler içinde en çok etkilenen eğitim sektörü oldu. Üniversite öncesi eğitimde 18 milyon, yüksek öğretimde 5 milyon öğrenci 2019-2020 öğretim yılının ikinci yarısından bu yana yüz yüze eğitim yapamıyor. Önümüzde 2020-2021 öğretim yılı var. Bu öğretim yılının Bilim Kurulunun tavsiyesiyle 21 Eylül 2020 tarihinde başlayacağı duyuruldu. Ama zirve yapmaya devam eden salgının okulların bu tarihte açılmasına pek izin vermeyeceği görülüyor.
Bu durumda Milli Eğitim Bakanlığı’nın acilen Sağlık Bakanlığı’nın Bilim Danışma Kurulu gibi bir Eğitim Danışma Kurulu kurmalıdır. Bu kurulda eğitimin bütün eğitim paydaşları yer almalıdır. Paydaşlar olarak öncelikle (veli ve öğrenci temsilcileri, her kademeden resmi ve özel okul öğretmen ve eğitim yöneticileri, öğretmen sendikaları, eğitimle ilgili STK'lar, sağlık sektörü temsilcileri basın ve yayın temsilcileri, yerel yönetim temsilcileri, meslek odaları temsilcileri) davet edilmelidir. Bu kurulda oluşacak ortak akılla soruna çözüm yolları üretilmelidir. Bu aynı zamanda Bakanlığın yıpranmasını da önleyecektir.
Görüldüğü kadarıyla eğitimin önemli bölümü yine uzaktan online yapılacak. Bu kurulun öncelikle çözüm bulacağı konu, büyük imkan ve fırsat eşitsizliğine yol açan ve sayıları yüzde 33 oranında olan bilgisayarı ve internet bağlantısı bulunmayan öğrencilerin sorununun çözülmesidir. Bu konuda mutlaka devlet-özel sektör-sivil toplum işbirliği yapılmalıdır. Bu kurulun alternatif önerilerle eğitimin sağlıklı işleyişine büyük katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum.