Türkiye’de son günlerde Kovit-19 vakaları artınca herkes bu soruyu sormaya başladı. Okullar açılsın mı, açılmasın mı? Geçen gün bir eğitimci arkadaşım sosyal medya üzerinden konuyla ilgili iki ayrı anket yayınlamış.
# OKULUMUÖZLEDİM# hagtag’i ile başlatılan ankette şu sorulmuş. Tüm önlemler alınması halinde 31 Ağustos’ta okullar açılınca çocuğunuzu okula gönderir misiniz? # Ankete katılanların % 66’sı hayır göndermem, % 34’ü gönderirim diye cevap vermiş. Yine aynı arkadaşın yayınladığı bir diğer ankette evet gönderirim % 35 çıkarken, hayır göndermem diyenlerin oranı % 65 çıkmış.
Geçtiğimiz Pazartesi günü Fatih Altaylı’nın köşesinde bir tıp doktoru okulların açılıp, açılmaması konusunda kişisel fikirlerini paylaşmış. Bir oğlu üniversite 3. sınıfta okuyan ve bir kızı da liseye başlayacak tıp doktoru özetle şunları anlatıyor.
Belli ki bu virüs belası yakın zamanda gündemimizden çıkmayacak. Bundan dolayı önlemler çerçevesinde kovit-19 ile yaşamayı öğrenmeliyiz. Hiçbir alternatif eğitim modeli yüz yüze eğitimin yerini tutamaz. Toplumun önemli bölümü eğitimliler de dahil olmak üzere, topluca yaşanan yerlere gitmek ve önlemlere uymak konusunda yeterli duyarlılık göstermeyecek, bu nedenlerle düşmeyen vaka sayısı nedeniyle okullar kapalı tutulacak.
Bu düşüncenin çocukların eğitim hakkı açısından büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Yüz yüze eğitim her çocuğun ve gencin hakkıdır. Gerekli önlemler alınarak, okullar (üniversiteler de dahil olmak üzere) yüz yüze eğitim için açılabilir, açılmalıdır da. Çocuklar ve gençler için belki de en güvenli yer okullardır. Korkuyla yaşamaktan vazgeçmeli, Kovit ile yaşamayı öğrenmeliyiz.
Konuyla ilgili önerilerde de bulunan öğrenci velisi ( Doktor ) şöyle devam ediyor. Her gün çocukların ve gençlerin ateşi ölçülür, ateşi ya da klinik şikâyeti olanların testleri yapılır. Testi pozitif çıkan olursa da evinde karantinaya alınır, bu öğrenciler karantina süresince derslere on-line katılır, testleri negatifleşince yüz yüze eğitime geri döner.
Toplumun farklı kesimlerinin topluca yaşam alanlarında uyulması gereken önlemlere uymamasının bedelini çocuklar ve gençler ödememelidir diyen hekim, yüz yüze eğitimi yasaklamak çözüm değildir, önemli olan gerekli önlemleri alarak yüz yüze eğitimi mümkün kılabilmektir diye sözlerini bitiriyor.
Milli Eğitim Bakanlığı; Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda okulların açılmasının 21 Eylül tarihine ertelendiğini açıkladı. Yapılan açıklamaya göre dileyen özel eğitim kurumları 31 Ağustos- 21 Eylül arasında on-line eğitime başlayabilecek.
Milli Eğitim Bakanlığımız çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren önemli bir karar aldı. Nereden bakarsanız bakın, riskli ve zor bir karardı. Tüm öğrenciler, velileri endişe içerisinde bu kararı bekliyordu. Neticede bir karar açıklandı umarım sistem sağlıklı bir şekilde işler öğrencilerimiz hem eğitimlerinden geri kalmaz hem de sağlıkla hayatlarına devam ederler.
Ben Fatih Altaylı’nın köşesine demeç veren Doktor öğrenci velisi gibi düşünüyorum. Hiçbir alternatif eğitim modeli yüz yüze eğitimin yerini tutamaz. Tüm önlemler alınarak 31 Ağustos’ta okullar açılabilirdi.Ancak Milli Eğitim Bakanlığımız böyle bir tercihte bulunmuş saygı duyuyorum. Sınıfları belirli zaman diliminde okula almanın doğru bir yaklaşım olacağını düşünüyorum. Böylece okullarda sosyal mesafeyi koruyacak kalabalık öğrenci topluluğu azaltılmış olacak risk en aza indirilecektir.
Görünen o ki Korona Virüs belası yakın zamanda gündemimizden çıkmayacak. Hatta Ekimde ikinci dalganın gelmesi bekleniyor. Tedbirli bir şekilde hayata devam etmemiz gerekiyor. Maske ve sosyal mesafe hayatın artık bir gerçeği bu kurallara uymayanlara devletimizin daha katı kurallar uygulaması gerekiyor. Cezalar arttırılsın doktor öğrenci velisinin söylediği gibi toplumun farklı kesimlerinin topluca yaşam alanlarında uyulması gereken önlemlere uymamasının bedelini çocuklarımız ve gençlerimiz ödemesin.