Korona virüs salgınında vaka sayıları yeniden artmaya başladı. Yeni yasakların gelmesi bekleniyor. Özellikle Kurban Bayramı sonrası ortaya çıkan tablo salgının yayılmasına adeta davetiye çıkardı. Dört günlük bayram tatilinde memleketine, tatil beldelerine giden bazı vatandaşların sorumsuz davranışları endişeye neden oldu.
Sosyal mesafe kuralları hiçe sayılırken, maske takın uyarıları da maalesef dikkate alınmadı. Maskeyi yüzüne takması gereken vatandaş, bir aksesuar gibi anlamsız bir şekilde koluna takıyor. Özellikle sahil kentlerinde plajlara akın eden vatandaşların iç içe görüntüleri vaka sayılarının artmasında önemli bir unsur olarak görülüyor.
Yeni yasaklar gündemde…
Son dönemde vaka sayılarının artmasıyla birlikte düğün, taziye, açılış ve asker uğurlama gibi toplu faaliyetlere 15 Ekim’e kadar izin verilmemesi gündeme geldi. Sonbaharda ikinci dalga bekleniyor ancak biz daha birinci dalgayı kontrol altına alamadık.
Milli Eğitim Bakanlığı okulların 31 Ağustos’ta açılacağını duyurmuştu. Ancak son vaka artışlarıyla ile beraber okulların açılışının ertelenmesi gündeme gelebilir. Sağlık Bakanlığı Korona Virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel; Vaka sayıları, tatil beldelerinden gelen insanların bulaştırmasıyla artarsa eğer, okulların açılmasıyla ilgili yeni kararlar alınabilir açıklamasını yaptı.
Bu bağlamda; Öğrenciler ve velilerde tedirgin bir bekleyiş başladı. Prof. Dr. Mehmet Ceylan ise okullar için açılış tarihi olarak verilen 31 Ağustos’un erken bir tarih olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü daha geç bir tarihte bundan daha iyi olacağının garantisi yok diye açıklama yapmıştı. Ancak bayram dönüşü ortaya çıkan tablo okulların açılma tarihini de etkileyecekgibi görünüyor.
Türkiye'de dahil tüm ülkelerde okulların açılmasına yönelik uygulamaların en zor karar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Ceylan; son yapılan araştırmalara göre 10-19 yaş grubunun virüs bulaştırma riskinin çok daha yüksek olduğunun belirlendiğini dile getirdi.
10-19 yaş grubunun okula gittiğini düşünürsek, bu yaş grubunun virüsü eve taşıma olasılığı vaka sayılarının daha da artması anlamına gelir. Milli Eğitim Bakanlığının işi gerçekten çok zor. Online eğitimle öğrencilerin ders motivasyonunu ne kadar kontrol altında tutabilecekler tartışma konusu. Ancak pandemi sürecinde yapılacak başka bir alternatifte bulunmuyor.
Uygulamalı dersler dışında online eğitim devam edecek gibi görünüyor. Okul ortamında da gerekli tedbirleri alarak yeni eğitim öğretim yılını başlatmaları gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu bu konuda birlikte çalışarak samimi bir mücadele ortaya koyuyor. Bu bağlamda; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve ilgili kuruluşu Türk Standartları Enstitüsünün de özenli çalışmaları neticesinde okullar için hijyen kılavuzu hazırlandı.
Geçtiğimiz hafta konunun detaylarını sizlere anlatmıştım. Eğitim kurumları için hijyen şartlarının geliştirilmesi, enfeksiyon önleme ve kontrol kılavuzunda yazılanları uygulayarak denetimden geçen okullara “Okulum Temiz” belgesi verilecek.
Türk Standartları Enstitüsünün belirlediği koşullar çerçevesinde denetlenecek okullar hijyen şartlarını yerine getirdikleri takdirde güvenli ve temiz okullar olarak ilan edilecek.
Korona Virüs ile mücadele konusunda devletimizin tüm organları samimi bir şekilde mücadele ederken, bazı vatandaşlarımızın sorumsuz davranışları tüm toplumu olumsuz etkiliyor maalesef. Sosyal mesafeyi korumak, maske takmak bu kadar mı zor geliyor bu insanlara anlamıyorum.
Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz. Ra’d Suresi 11. Ayet…
Allah yardımcımız olsun inşallah…
Korona ilacı bulundu mu?
Korona Virüs ile mücadele sürerken, dünyadan Kovit-19 ilacının bulunduğuna dair güzel haberler geliyor. İsviçre merkezli Relief Therapeutics isimli şirket ciğerleri koruyan peptit maddesinin sentetik versiyonu olan aviptadil isimli ilaç için patent başvurusu yaptı.
İlacın koronavirüs yüzünden solunum sıkıntısı yaşayan hastaları hızla iyileştirdiği açıklandı. Kovit-19 yüzünden solunum sıkıntısı yaşayan ağır hastaları iyileştirdiği tespit edilen RLF-100 isimli bir ilaç uluslararası kamuoyunda gündem oldu.
Yetkililer, ilacın henüz 70 hastada kullanıldığını ve ikinci klinik test aşamasında olduğunu söylüyor. Amerikan medyasına yansıyan haberlerde ilacın Houston Methodist Hastanesi’nde görevli doktorlar tarafından kullanıldığı ve çok ağır hastaları çok kısa bir sürede iyileştirdiği belirtildi.
Yapılan açıklamada salgının, iki akciğer nakli olan fakat vücudu bunu reddeden 54 yaşındaki bir Kovit-19 hastasının RLF-100 kullandıktan 4 gün sonra sağlığına kavuştuğu ve oksijen tüpünden kurtulduğu belirtildi. Buna benzer 15’ten fazla örnek olduğu açıklandı.
Konuyla ilgili bir flaş açıklamada ülkemizden geldi. Tübitak Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal; Aşı çalışmasında hayvan deneylerinde önemli aşamaya gelindi. İnsan deneylerindeki aşama ise çok yakında olacak ve bu süreci en üst düzeyde kamuoyuyla paylaşacağız dedi. Hadi inşallah diyelim…
Önemli bir bilgi…
Bir Whats’up arkadaş grubundan önemli bir mesaj geldi sizlerle paylaşmak istedim.
Normalleşme süreciyle birlikte iş hayatına ve sosyal hayata geri döndük. Bu bağlamda; alınan tedbirler kapsamında bir mekâna girerken görevliler tarafından önce ateşimiz ölçülüyor. Eğer yüksek ateş yoksa o mekâna girebiliyoruz. Kovit-19 belirtileri içerisinde yüksek ateşin önemli olduğunu düşünürsek anlamlı ve doğru bir uygulama.
Bu bağlamda; görevliler ateş ölçer dijital cihazları alnımıza doğrultuyor ve ateşimizi ölçüyor. Bazı görevliler ise bilekten ölçüm yapıyorlar. Alından ölçüm yapmanın riskleri ve ateş ölçümünün aslında bilekten yapılması gerektiğini anlatan paylaşımın özeti şöyle.
Ateşimizi ölçmek adına Epifiz Bezimizin kapanmasına sebep oluyorlar!!!
Yani beynimizin arka taraflarında yer alan ve "üçüncü göz" olarak bilinen epifiz bezi, melatonin hormonu salgılar. Uykuyu düzenleyen ve özellikle lösemi hastalığına yakalanmamak için gerekli bir hormondur bu. Tam da alnımızın çatına denk gelir. Ateşimizi ölçmeye çalıştıkları yer ve bu bez, kızılötesi ve gama ışınlarından etkilenirse çalışması yavaşlar ve durur.
Bu bağlamda; Mesajı gönderen uyarıyor, Alnınızdan vurulmayın! Ateşinizi ölçmeye çalışanların da görevlerini yerine getirdiklerini unutmadan size bir tabanca gibi uzatılan tetikli termometreyi "kibarca" bileklerinize tutmalarını rica edin. Kabul etmiyorlarsa da orayı terk edin.
Bu uyarı mesajını dikkatlerinize sunuyorum. Kalın sağlıcakla…