“Gençlik ve ihtiyarlık” derken takvim yaşını kastetmiyorum. Takvim yaşı büyük olduğu halde genç olanlar olduğu gibi, takvim yaşı küçük olduğu halde ihtiyar olanlar da vardır.
Genel olarak, okumaktan, düşünmekten, çalışmaktan keyif alanlar genç, keyif almayanlar yaşlı kabul edilir. Çok erken yaşlarından itibaren zihinlerine ihtiyarlık tohumları telkin edenler yaşlı, telkin etmeyenler gençtir.
İhtiyar olanlar her şeyden korkarlar, bedenlerinin çökeceğini düşünürler, başlarına bir felaket geleceğini hayal eder ve endişelenirler. İnsan kendi hakkında ne düşünürse o olur. Kalben genç olduğuna inanan genç, ihtiyar olduğuna inanan ihtiyardır.
Hayatla mücadele eden kişiye yüce Allah yardım eder. Bazıları buna talih yardım eder diyorlar.
Kişiyi ihtiyarlatan takvim yaşı ( kronolojik yaşı) değil, yaşama şeklidir. Her türlü alışkanlıklar gençliği kısaltır. Geçmiş yılların kötü hatıraları, günahları, kabahatleri insanın yüzünü zamanından önce buruşturur. Gözlerinin ferini söndürür, adımlarının esnekliğini ağırlaştırır, karamsar ve keyifsiz bir ihtiyarlığa sürükler (Orison Marden,Her İnsan Hükümdardır, s. 113).
Pek çok insan rahat edecekleri zaman, zihinlerini üzüntüye, kaygıya, sıkıntılı hayallere kaptırırlar. Akşam yatağa yattıkları zaman, beyinlerinde günün tatsız hayalleri, pişmanlıkları, tasaları, kederleri dolaşır durur. Bu ruh hali içinde bir o tarafa bir bu tarafa döner dururlar. Zihinleri bu üzüntülerle bitkin ve yorgun hale geldiği zaman ancak uyuyabilirler. Bu kimseler şüphesiz çabuk ihtiyar olurlar.
Hayatımızı karartan bizi kuvvetten düşüren tatsız olayları zihnimizden atmadan rahat edemeyiz. Uyku ilaçları, her türlü suni araçlar, kuvvet ilaçları gençliğin kapısını açmaz. Eğer zihnimizde uyum, şükretmek, sevinç ve sevgi gibi olumlu duygular yer alırsa, düşman düşünceler ruhumuza nüfuz edemezler. İki zıt düşünce aynı anda beynimizde yer alamaz.
Çinli Li Ching-Yuen'in 256 yaşında öldüğü iddia ediliyor. Üstelik bu iddia dünyanın en prestijli dergisi olan Time'da bile yer buldu.