Çin Halk Cumhuriyeti Vuhan kentinden tüm dünyaya yayılan Covid-19 isimli yeni tip Korona Virüsü üç aydır hayatımızı alt üst etti. Haziran itibariyle dünya genelinde kontrollü normalleşme sürecine geçildi ancak insanların kontrolü elden bırakma ihtimali tehlike arz ediyor. İkinci dalganın gelmesi filmin başa sarılmasına neden olabilir. Virüsün yeni merkez üssü şu anda Amerika kıtası, ABD’den sonra kısa sürede en yüksek vaka sayısına ulaşan ülkelerden biri olan Brezilya'da 555.383 vaka görülürken, ülkede 31 bin kişi hayatını kaybetti.
ABD ikinci dalga tehlikesiyle karşı karşıya !!!
ABD'de siyahi Amerikalı George Floyd'un polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesinin ardından başlayan ve ülke geneline yayılan ırkçılık karşıtı protestolar devam ediyor. İnsanlar dükkanları yağmalıyor, sokaklar savaş alanına dönmüş durumda. Covid-19’un merkez üssü olan ABD’de vatandaşlar virüsü unuttu sokaklara döküldü. Bu durum ikinci dalganın yayılmasına sebebiyet verebilir.
İspanyol Gribi üç dalga halinde 50 milyon insanı öldürmüştü !!!
1918 İspanyol gribi bu zamana kadar en yaygın pandemi olarak tarihe geçti. 2 yıl süren İspanyol gribi 500 milyondan fazla insana bulaştı ve 50 milyondan fazla insanın ölümüne sebep oldu. 1918 yılında dünya nüfusu 1.8 milyar idi. Dolayısıyla dünyanın % 28’i hastalığa yakalandı, % 2,8’i ise öldü.
İspanyol gribi üç dalga halinde gerçekleşti. Birinci dalgada yaklaşık 7 milyon kişi öldü. Birinci dalgadan sonra karantina ve mesafe kısıtlamalarından bunalan halk, önlemler gevşetilince sevinerek, tekrar eskisi gibi sokaklara çıktı. Daha sonra Ekim ayında tekrar ikinci dalga başladı ve yaklaşık 28 milyon kişi öldü. İkinci dalga iki-üç ay sürdükten sonra bitti. Yaklaşık altı ay sonra üçüncü dalga başladı ve 15 milyon kişi hayatını kaybetti.
Dünya normalleşmeye geçiyor aman dikkat !!!
Covid-19 salgınında dünya genelinde virüs tespit edilen yaklaşık 3 milyon insan iyileşti, yaklaşık 375 bin kişi ise maalesef vefat etti. Şu anda en çok vakanın ve ölümlerin gerçekleştiği ABD’de toplam vakası sayısı 1 milyon 825 bine çıkarken, can kaybı 106 bin, iyileşen hasta sayısı ise 540 bin civarında görülüyor.
Türkiye’de ise ilk vakanın görüldüğü 10 Mart 2020 tarihinden günümüze kadar geçen sürede son durum şöyle, yazıyı hazırladığım 4 Haziran 2020 Perşembe (dün) verilerine göre toplam vaka sayısı 166.422, maalesef vefat eden vatandaşımızın sayısı ise 4.609 kişi olarak kayıtlara geçti. Ancak günlük vaka sayısının 1.000 kişinin altına düşmesi, vefat sayısının günlük 20’li rakamlarda seyretmesi umut verici.
Türkiye Normalleşiyor…
23 Mart 2020 tarihinde Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun görüşleri doğrultusunda, devletimizin aldığı karar üzerine evden çalışma modeline geçmiştik. Hafta başında normalleşme sürecinin başlamasıyla birlikte ofislerimize geri döndük. Haftanın ilk günü yollar oldukça kalabalıktı. Yol kenarlarında otobüs, minibüs ve personel servisi bekleyen vatandaşlar ve tabi ki yoğun bir araç trafiği ile pandemi öncesine geri döndük.
Ülkemizde normalleşme süreci bazı tartışmaları da beraberinde getirdi. Biraz daha beklenebilirdi, erken davranıldı görüşünde olanlar da oldu. Artık başlanmalıydı, insanlar evde sıkıldı, psikolojileri bozuldu, ekonomi durma noktasına geldi deyip destekleyenler de oldu.
Neticede devletimiz, bilim kurulunun görüşleri doğrultusunda 1 Haziran itibariyle normalleşme sürecine geçişi ilan etti. Biz vatandaşlara düşen bilim kurulunun, hekimlerimizin uyarılarını dikkate alarak evde, sokakta, işyerinde tedbiri elden bırakmadan hayatımıza devam etmektir.
Sanayi’de çarklar dönmeye başladı…
Covid-19 salgını insan sağlığını tehdit ediyor, ancak hayat bir taraftan devam ediyor. Ülkemizde ilk vakanın açıklandığı 10 Mart 2020 tarihinden bugüne, üretim yavaşladı, esnaf kepenkleri indirdi, sanayi çarkları rölantiye alındı. 1 Haziran itibariyle üretim yeniden başladı, esnaf uzun bir aradan sonra kepenklerini açtı, sanayi çarkları dönmeye başladı.
Çalışma hayatında en küçük işletmeden, en büyüğüne artık her şey eskisi gibi olmayacak. Her işletme devletin belirlediği kurallara uyarak, pandemiye karşı mücadeleye devam edecek. Hafta başında uzun bir aradan sonra iş yerime geldiğimde bende belirlenen kurallara uyulduğunu ve gerekli tedbirlerin alındığına bizzat şahit oldum.
Kuruma girişte her gün ateşimiz ölçülüyor. Odalarımız her gün özenle temizleniyor. Kurum içerisinde maskesiz dolaşmak yasak, sürekli anons ile uyarılar yapılıyor. Çay ocaklarında cam bardak kullanımı yasak, tek kullanımlık kağıt bardaklarda su ve çay servisleri yapılıyor. Ofis masaları sosyal mesafe kurallarına göre düzenlendi. Her kata el temizleyici kimyasal sıvılar yerleştirildi. Ayrıca tüm personele birer kutu maske dağıtımı da yapıldı.
İşyerimiz OSB’de ( Organize Sanayi Bölgesi ) olduğu için sanayi kuruluşlarımızın pandemi sürecinde yaşadıkları sıkıntıları biliyoruz. İki buçuk aydır evden çalışma modeline geçsek te sanayici tanıdıklarımızdan yaşadıkları sıkıntıları dinliyoruz. 1 Haziran itibariyle başlayan normalleşme sürecinden memnun görünüyorlar. İki buçuk aydır duran işletmeler çarklarını yeniden döndürmeye başladılar. Ancak ne kadar tedbir alınsa da tehlikenin henüz geçmemiş olması onları tedirgin ediyor.
Covid-19 Kılavuzu sanayiciye güven verdi.
Alınan tedbirler kapsamında; TSE’nin (Türk Standardları Enstitüsü ) salgın sürecinde üretimin aksamadan devam etmesi için sanayi kuruluşlarına yönelik hazırladığı "Covid-19 Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu" sanayiciye güven verdi.
Covid-19 Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu; TSE'nin web sayfasında sanayi kuruluşlarının istifadesine sunuldu. Kılavuz; Kontrollü sosyal hayat döneminde sanayi işletmelerinin üretimlerini kesintisiz devam ettirmeleriyle salgına karşı alınması gereken tedbirleri kapsıyor. Covid-19 Kılavuzu; Üretimle ilgili tüm tarafların katkılarıyla ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun görüşü alınarak, gıda ve gıda dışı sektör ayrımı gözetilerek oluşturuldu.
Kılavuzdaki tedbirleri uygulayan ve bunun belgelendirilmesini isteyen sanayi kuruluşlarına “güvenli üretim” belgesi verilecek. Firmalar, güvenli üretim belgesi almak için TSE'ye başvuracak. Kılavuzda yer alan soru listesini cevaplandırmak suretiyle, kendilerini öz değerlendirmeye tabi tutacaklar. Bu bağlamda; TSE uzmanları firmaları tetkike gidecek. Bunun sonucunda eğer tedbirler uygulanıyorsa belgelendirme yapılacak. Daha sonra da belgelendirme konusu kuralların uygulamada olup olmadığına dair denetimler devam edecek.
TSE’den Sanayiciye destek; pandemi sürecinde üretimi desteklemek adına tüm Standartlar ücretsiz…
TSE; reel sektör ve üretimi desteklemek adına, salgın sürecinde sektörlerin ihtiyaç duyabileceği tüm standartları ücretsiz olarak kullanıma açtı. TSE, yıkanabilir bez maske standardı hazırladı. Konuyla ilgili firmalardan başvurular başladı. Başvurular, belirlenmiş kriterlere uygunluğu açısından değerlendiriliyor. Laboratuvar testleri yapıldıktan sonra uygunsa belgelendiriliyor.
Kriterlere göre maskelerin görsel özellikleri itibarıyla hatasız olması, burnu tamamen kapsayacak klips veya tutturucu bir malzemeyle desteklenmiş olması, vücutla temasında olumsuz etki sağlayacak kimyasallar olmaması, bakteri toplama ve nefes alınabilirlik kabiliyetinin ölçülebilmesi, en az 5 kez yıkanabilmesi gerekiyor.
Bacasız fabrikalar faaliyete başladı…
Türkiye’nin en büyük gelir kapısı, “ Bacasız Fabrikalar” olarak tabir edilen Turizm tesisleri 1 Haziran İtibariyle tatilcilere kapılarını açtı. Yerli tatilciler 1 Haziran itibariyle rezervasyonlarını yaptırmaya başladılar. Yabancı turist kabulünün Haziran sonu Temmuz başı olabileceği konuşuluyor.
Yabancı turist kabulünün dışında, merak edilen bir başka konu da hangi ülkelerden ülkemize turist gelmesine izin verilecek? Ya da ülkemize gelmek isteyen yabancı turistlere kendi ülkeleri izin verecek mi? Bunlar turizm sektörünün cevap beklediği sorular.
Türkiye olarak ağırladığımız misafirlerin yüzde 45’i Avrupa’dan, yüzde 30’u Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya’dan oluşan BDT (Bağımsız Devletler Topluluğu) ülkelerinden, yüzde 15’i ise Orta-Doğu’dan geliyor. Kalan yüzde 10 ise dünyanın diğer ülkelerinden. Dolayısı ile turizm sektörümüzde turist aldığımız ülkeler içerisinde Avrupa, BDT ve Orta-Doğu coğrafyasının ezici bir payı var.
Fakat bu üç bölgenin de salgın döneminde farklı sorunları var. Bunlardan biri bazı ülkelerde vaka sayısının hala çok yüksek olması. Örneğin Rusya’da yeni vaka sayılarının arttığını biliyoruz. İyileşme trendi başlamış olsa da İtalya ve İspanya’da her gün 2 binden fazla yeni vaka ortaya çıkıyor. Bu süreci en başarılı yönettiği düşünülen Almanya’da günlük yeni vaka sayısı binin üzerinde. Dolayısı ile hala bu kadar fazla sayıda yeni vaka varken, Türkiye’nin bütün ülkelere uçuşları bir anda açması zor görünüyor. Görülen o ki sınırlar açılsa da, yurt dışı turist kabulü başlasa da, turizme yaz, bu yaz gelmeyecek. 2020 yılı turizm sektörü için bir tür nadas yılı olacak.
Sağlıklı Turizm Belgesi…
Turizm sektörü her türlü olumsuzluğa rağmen tüm tedbirleri alarak, yeni sezonu açtı. Covid-19’a karşı temizlik, hijyen, sosyal mesafe, ateş ölçme, maske v.s tüm kurallar belirlendi ve kamuoyuna duyuruldu. TSE sektöre yönelik sağlıklı turizm belgesi hazırladı. Geçtiğimiz günlerde Antalya Serik’te beş yıldızlı bir otele ilk belgeyi de verdi.
TSE tarafından hazırlanan Sağlıklı Turizm Belgesi; İç turizmden yabancı ziyaretçilere, ulaşımdan konaklamaya, tesis çalışanlarından yolcuların kendi sağlık durumuna uzanan geniş yelpazede alınması önerilen tedbirleri içeriyor. Sağlıklı Turizm Belgesini kamuoyuna duyuran, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank; Üretim cephesinde olduğu gibi, turizmde de sağlıklı turizm belgelendirme programının başladığını belirterek, sektörde belgeli tesis sayısı arttıkça, turistler açısından tercih edilme oranı da artacak dedi.
Dünyada bir ilk…
Dünyada ki ilk örneklerden biri olan Sağlıklı Turizm Belgelendirme programı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde, Sağlık, Ulaştırma, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarının katkıları, aralarında TSE’nin de yer aldığı tüm sektör paydaşlarının iş birliğiyle hazırlandı. Zorunlu olmayan, istek üzerine yapılan belgelendirme sürecini başlatmak isteyen işletmeler, önce ilgili bakanlığın yetkili kıldığı ulusal ya da uluslararası belgelendirme kuruluşlarına başvuruda bulunuyor.
Sürecin başlatılmasıyla ilgili kuruluşun gönderdiği denetçi; konaklama ve yeme-içme tesislerini ayrı ayrı kriterler çerçevesinde belirlenen standartlara göre denetliyor. Sağlıklı Turizm Belgesi’ni vermeye yetkili olan belgelendirme kuruluşları; tesislerin hijyen ve sağlık denetimini yaparak uygunluk değerlendirmesi raporları hazırlıyor. Başvuruda bulunan tesislere düzenli olarak denetçi gönderilerek, kriterlere uygun hizmet verilip verilmediğine bakılıyor.
Denetimleri geçen işletmelere verilecek olan Sağlıklı Turizm Belgesi, tesisin görünen noktalarına asılacak. Belgenin üzerindeki kare kod sayesinde müşteriler tesis ile ilgili tüm denetleme bilgilerine ulaşabilecek.
Bu bağlamda; Tüm sürecin şeffaflık kazandığı Sağlıklı Turizm Belgesi ile turizm tesisleri; çalışan, müşteri ve diğer ilgili taraflara güvenli bir tesis olduğunu bildirmiş oluyor. Belgeyi alan tesisler; periyodik olarak hijyen ve sağlık denetimlerinden geçen işletme olarak güven tesis ediyor. Belgenin ilgili bakanlığın web sitesinden yayımlanmasıyla da işletmelerin tanıtımına katkı verilerek, salgın süresince misafir kapasitesinde artış sağlanıyor.