Kadir; lügatte, hüküm ve kaza; şeref ve azamet; güç yetirmek anlamını taşır. Leyle-i Kadir / Kadir Gecesi, ‘kandil’ denilen mukaddes gecelerdendir. İslâm’da, Kadir Gecesi'nin mânâ ve önemi büyüktür. Bu durum Kur'ân'da şöyle belirtilmektedir: ‘Şüphesiz ki, Biz O'nu (Kur'an'ı) Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gece, melekler ve Rûh, Rablarının izniyle ile inerler. O gece, fecir doğuncaya kadar bir selâmdır.’
Kadir Gecesini; Recep, Şaban, Ramazan aylarından oluşan ve İslamiyet’te mübarek olarak kabul edilen üç-ayların üçüncüsü olan ramazanın son on günündeki tek rakamlı gecelerde aramak gerektiğini, hangi gece olduğunu kendisinin de bilmediğini Hz. Peygamber ifâde etmiştir. Yine, Hz. Peygamberin ‘Muhtemelen 27. gecedir.’ Buyruğundan ötürü, örf olarak Ramazan'ın 27. gecesi Kadir Gecesi olarak kabul edilmektedir. En mükemmeli, muhteşemi, her geceyi ‘Tadir Gecesi’ bilmektir. Kadir Gecesi'nde, Kur'ân-ı Kerîm'in, tek bir cümle, bir bütün olarak lehv-i mahfûz'dan dünyâya indirildiği; Hz. Muhammed'e indirilirken de ilk âyetlerin bu gecede gelmeye başladığı kabul edilir.
Kadir Gecesi, Müslümanlar için bir lütuf ve rahmettir. Bu sebeple gece, ibâdet ve duâ ile geçirilir. Hz. Peygamber, bu geceyi ibâdetle geçirenin geçmiş günâhlarının affedileceğini müjdelemiştir. Müslümanların, Hz. Ayşe rivâyetine göre, Cenâb-ı Peygamber gibi, ‘Allah'ım gerçektir ki sen affedicisin, affı seversin; beni de affet’ diye duâ etmeleri hayırlı olur. Bu gecede, nafile namazlardan başka, Kur'ân okuyarak, Allah'ı düşünüp zikrederek ve bol bol duâ edilerek ibâdet edilir.
Osmanlı Devleti zamanında, Kadir Gecesinde bütün eğlence yerleri tâtil edilir, büyük câmilerde şeyh ve âlimler vaaz ve nasihatlerde bulunurlar, ibâdetler sahura kadar devam ederdi. İndirilen hatimlerin duaları da 26. gün akşamı yapılırdı. Bunun sünnet olduğu kabul edilirdi. Osmanlı Sarayından da alay hâlinde câmie gidilirdi ki, buna da Kadir Alayı denilirdi.
19 MAYIS 1919 ÖNCESİNİN AZ BİLİNEN KRONOLOJİSİ
30 Nisan 1919: Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Müfettişliği’ne tâyin emri, o zamanın Resmî Gazetesi olan Takvim-i Vekayi’de yayınlandı. Harbiye Nâzırlığı aynı gün Başbakanlıktan; Samsun, Sivas, Van, Trabzon ile Erzincan’daki mülkî memurların Mustafa Kemal Paşa tarafından yapılacak olan tebligata uymaları konusunda bir tamim çıkartılmasını istedi. Mustafa K. Paşa da o gün Samsun’a götüreceği karargâh mensuplarının isimlerinin yer aldığı taslak listeyi Harbiye Nâzırlığı’na sundu.
06 Mayıs 1919: Harbiye Nâzırı Şâkir Paşa, Mustafa Kemal Paşa’ya Samsun’daki görevi ile ilgili bir talimatnâme verdi. Paşa o gün Harbiye Nâzırlığı’ndan bazı diplomatik yazışmaların kopyasını ve altı adet mühür kazdırılmasını istedi.
09 Mayıs 1919: Mustafa K. Paşa, Sivas’taki 3. Kolordu Kumandanlığı’na bir telgraf çekerek birkaç gün sonra Samsun’da olacağını yazdı.
13 Mayıs 1919: Hazırlıkların en yoğun olduğu gündür. Bu gün yapılan işler şunlardı: 1- Mustafa K. Paşa, Basın-Yayın Genel Müdürlüğü’ne bir yazı göndererek Genelkurmay’da ertesi gün bir toplantı plânlandığını ve Samsun yolcularının toplantıdan haberdar olabilmeleri için toplantının günlük gazeteler aracılığıyla duyurulmasını istedi. 2- Mustafa K. Paşa, Harbiye Nâzırlığı’na da bir yazı göndererek görevinin seferî olması sebebiyle üç aylık tahsisatının peşin ödenmesini, beklenmeyen masraflar için bir miktar ödeme yapılmasını ve iki binek otomobili tahsis edilmesini istedi. 3- O günlerde Karadeniz fiilen İngiliz donanmasının işgali altında bulunduğu için Boğazlardan ancak İngiliz vizesi ile çıkılabiliyordu. 43 kişiden oluşan liste, 9. Ordu Müfettişliği’nin Kurmay başkanı Albay Kâzım Bey tarafından mühürlenerek, vizelerin alınması için Harbiye Nâzırlığı’na gönderildi.
14 Mayıs 1919: Mustafa K. Paşa, Samsun’a bir telgraf çekerek; ‘Cuma günü öğleden sonra Bandırma Vapuru ile Hareket edeceğini, geçici olarak bir yer temin edilmesini’ bildirdi.
15 Mayıs 1919: İstanbul’daki İngiliz İrtibat Kumandanı Binbaşı Millingen, Samsun’a gidecek toplam 43 kişi ile 6 adet eğerli at için vize belgesini tasdik etti.
16 Mayıs 1919: İngiliz İrtibat Subayı Yüzbaşı John Godolphin Bennett, bir gün önce onaylanan isimlerin yazılı olduğu belgelerin arka sayfasına vize damgalarını bastı. Mustafa K. Paşa öğle saatlerinde Yıldız Sarayı’nda Sultan Mehmed Vahideddin ile son defa görüştü. Oradan Şişli’deki evine gitti, annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule Hanım ile vedalaştı. Sonra Galata rıhtımına gitti ve bir motora binerek açıkta bekleyen Bandırma Vapuru’na geçti.
Mustafa Kemal Paşa’nın pusulasız ve hurda bir gemiyle, gizlice Anadolu’ya geçtiğini yazanlar ve söyleyenler bu gerçekleri bilmezler. Bilenler de inkâr ederler…