Bu COVID-19 virüs salgını insanlığın canını yaktıktan sonra bitecektir. Fakat sonrasında dünya asla dünkü dünya olmayacaktır. Bunun sonunda insanoğlu ya bağımsız kendi milli devletleri içinde üniter kimlik sahibi milletler halinde veya yenidünya düzeninin son safhasına geçilerek, adı konmamış fakat uzaktan güdülen tek tek köleler halinde yaşayacaktır. Bu anlamda keskin bir yol ayrımına girilecektir.
Sakarya Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Gürsoy ALAGÖZ ilginç bir yazı gönderdi. Başlığı “Korona Sonrası” olan bu yazısından dolayı Sayın Başkan’ı tebrik ederek, bu veciz yazıyı iyice düşünmek üzere dikkatlerinize sunuyorum.
KORONA SONRASI
Hiç vakit kaybetmeden yeni dünya düzenindeki pozisyonumuzu almalıyız. Unutmayınız ki "Parasını ödemediğiniz her alışverişte satılan ürün sizsiniz." Küreselcilerin hayatımızı kolaylaştırmak adına sundukları ücretsiz tüm hizmetlerin bedellerinin kesinlikle misliyle ödeneceğini ve bu bedelin çok ağır olacağını kimse aklından çıkarmamalıdır.
Devletin Sistemini Windows, Google, WhatsApp, Twitter vs. gibi firmaların üzerinden yürütmek ciğeri kediye teslim etmektir. Biz ya da çocuklarımız bu bedeli çok ağır bir biçimde ödeyeceğiz. Bu cendereden çıkmanın tek yolu ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ olmaktır. Bu durumu sağlamanın asgari şartı ise milli altyapının derhal yapılanmasıdır. Bu tüm milletlerin tek çıkış noktasıdır. Aksi takdirde dünyada HUKUK VE KARARLARI KÜRESELCİLERİN oluşturduğu ÇİPLİ MODERN KÖLELİK DEVRİ başlar. Küreselcilerin tek panzehiri ULUS-DEVLET anlayışıdır. Tüm milletler ulus devlet yapılarına gitmek durumundadır. Bunun alternatifi MODERN ESARETTİR.
Her ulus KENDİ KENDİNE YETEN modeline geri dönmek mecburiyetindedir. Devlet sistemi süratle MİLLİLEŞMELİDİR. Uluslararası yazılımlar derhal terk edilmelidir. Ülkede KÖKÜ DIŞARIDA OLAN her uygulama (bilgisayar uygulaması) ile mücadele edilmeli ve terk edilmelidir. En iyi mücadele yolu yerlilerini oluşturmaktır.
Yeni dünya düzenindeki bağımsızlık tanımı iletişim ve teknoloji üzerinden yapılmaktadır ve devletten fert düzeyine inmiş durumdadır. Bırakın devletleri bireyleri teker teker etkileyen ve yönlendiren korkunç bir yapı ile karşı karşıyayız. TAM BAĞIMSIZ BİR DEVLETİN yanında TAM BAĞIMSIZ BİREYLERİ oluşturmak durumundayız. Bunun tesisi için EVRENSEL İLKELERLE çakışmayan ama oluşum, yönetim, kontrol ve denetimi bize ait ve uygun olan yeni bir MİLLİ EĞİTİM, MİLLİ SAĞLIK POLİTİKASI, MİLLİ TEKNOLOJİ, MİLLİ EKONOMİ, MİLLİ SAVUNMA, MİLLİ TARIM, MİLLİ HUKUK DÜZENİ.... süratle oluşturulmalıdır.
Bunu yapmak çok zor değildir. Küreselcilerin saldığı korku ve BUNLARSIZ OLMAZ algısı koskoca bir yalandır. İRTİBATI KOPARTMAK İÇİN FİŞİ ÇEKMEK YETERLİDİR. Tarih bu modeli tüm ezilen halklara örnek olarak sunma misyonunu ise bize yüklemiştir. Bu nedenle küresel emperyalizmin yeni karşıt modeli ULUS DEVLET anlayışı olmalıdır.”
…..
Artık devletlerin ve milletlerin arasında sınırlar kalktı, dünya yek bir küçük köy oldu diye en az 20 yıldan beri başımızın etini yiyenler, ülkelere saldıranlar, koronavirüs Salgını olunca bunları unuttular, can derdine düştüler. Kendi milletlerini kurtarmak için her şeyi yapıyorlar. ABD bizim Çin’e sipariş ettiğimiz, Almanya Fransa’nın dışarıya ettiği sipariş, Fransa İspanya’nın sipariş ettiği tanesi elli kuruşluk maskeleri ya depolardan, ya limanlardan ya da gemilerle birlikte daha fazla para vererek veya başka yollarla kaçırdılar, adeta çaldılar.
Artık, her ülke kendi milli çıkarlarına öncelik vererek diğerleriyle ilişki kurma yoluna gitmek zorundadır. Yaşanılanlar da bunu gösteriyor, yaratılış da bunu emrediyor.
Kendi şahsımızı değil, kendi kendine yeten Türkiye’yi kurmanın kaçınılmaz olduğunu akıl ve vicdan sahibi olarak anlamamız gerektiğinde sanırım işbirlikçiler dışında kimsenin şüphesi olmaz ve olamaz. Öyleyse gereğini yapalım derim.