İslâm’ı temsil… Zor şey… İmkânsıza yakın… “Hele ahir zamanda”… İslâm’ı temsil iddia ve hevesinin çoğalması da galiba ahir zaman alâmetlerinden birisi.
İslâm’ı temsil? Hangi ilim hangi ihatâ, hangi ahlâk, hangi derinlik, hangi vecd, hangi ihlâsla… Hangi imtihandan sonra…
İslâm’ın mümessile ihtiyacı yok mudur? Çoktur. Her sahada… İlimlerin her sahasında. Fizikte, kimyada, sosyolojide, (kurucusu İbn-i Haldun) edebiyatta, teknikte hulâsa her sahada ve dünya çapında temsil olunmak İslâmiyet’in hakkı… Beklediği vuslat ânı…
Zaten İslâm beşeri faaliyet kollarında kendisine lâyık müslümanlar buldu mu mesele kalmayacaktır.
İslâm o zaman insanlığı temsil, insanlık İslâm’a teslim merhalesine ulaşmış bulunacaktır.
İslâm’ı ilim, fen, fedakârlık ve ahlâk sahasında temsile her müslüman canla başla koşmalıdır. Amma dikkat edilirse asırlardır bu sahalarda İslâm’ı temsile koşan, bunun gayretini ve zahmetini çeken pek yok.
Daha çok alâka çeken “Siyâsî temsil.”
Evet ilim, teknik, san’at sahasında bu işin talibi yok. Çünkü zor iş. İnsanüstü gayret isteyen iş. Emek lâzım.
Siyâsî temsil ise kolay. İşi halleden reydir.
Hâlbûki reyle âlim olunmaz.
Reyle iktisatçı olunmaz
Reyle sâdece siyâsî makam sâhibi olunur.
Yâni siyasî temsilde “ücreti vekâlet” vardır, nefse hoş gelen şeyler vardır.
Hâlbûki bir temsil şekli daha vardır. Para pul almadan, kan ve can vererek İslâm’ı temsil.
Evet, bunun asırlardır yapan milyonlar var. Ve bu milyonların bir tek ismi var: “MEHMETÇİK”
Üste ücret ödeyerek temsil etmek sâdece o Allah askerine mahsus.
Bunun yanında ötekisi “Dostlar şehit biz gazi’den başka nedir ki?
ERGUN GÖZE 14.3.1977