Başkalarını sever veya hizmet edersek onlara güveniriz. Güven duyunca da onların değerlerini ve potansiyellerini görmüş oluruz. Ayrıca o potansiyelleri de besleriz.
Başkalarına güvendiğimiz zaman, onların sözlerini ve eylemlerini daha olumlu bir ışık altında yorumlarız. Başkalarına güvenmezsek, etkileşimlerimiz kısıtlanır ve her şeyi kötü tarafından görme eğiliminde oluruz. Güvensizlik kendimizin dışına çıkmamıza mani olur. İçimize kilitleniriz.
Güvenin az olduğu durumlarda görülen en düşük düzeydeki iletişim ögeleri, savunmacılık, korumacılık ve işlerin ters gitmesi ihtimalini göz önünde bulundurularak her şeyi dikkate alan sınırlandırıcı hukuki bir dildir. Bu tür iletişim sadece kazan/ kaybet veya kaybet/ kaybet‘i sağlar. Bu iletişim etkili değildir ve mutluluk getirmez. Olgun insanların iletişimi ise saygılı iletişimdir.
Güven, aile ilişkilerinde de büyük önem taşımakta ve aile mutluluğunu etkilemektedir.
Evlilikte eşlerin paylaşacağı en önemli faktör güvendir. Güven gelişim içinde olan bir aile için vazgeçilmez bir faktördür. Güven olmadan evlilikte insanların mutlu olması çok zordur. Güven mutluluğun temel taşıdır.
Güvenin ve dürüstlüğün az olduğu evliliklerde, eşlerden birinin duyarlı olduğu konularda, diğer eş alay ve eleştiriden kaçınmalıdır. Her iki eş, basit konularda dürüst olarak işe başlamalı ve karşı tarafa güven vermelidirler. Eşler birbirlerine gerçeği her söyleyişlerinde, kişiliklerini güçlendirmeyi ve birbirlerine güvenmeyi öğrenmelidirler.
Birbirlerine güvenen ve inanan eşler, davranışlarının sorumluluğunu üstlenirler. Eşler arasındaki dürüstlük derecesi çoğaldıkça, meydana gelen acılar azalır.
Hayatın her alanında kişi kendisini ne kadar güvensizlik içinde hissederse o kadar kıskanır. Tersi de doğrudur: Kıskançlık güvensizlik duygusunu artırır. Evliliklerde kıskançlık, sevgiyi kaybetmek korkusundan kaynaklanır ve gerçekten sevgiyi yok eder. Bu bakımdan kıskançlık, güven ve kişilik gelişmesine önemli bir engel teşkil eder. Kıskançlık, kültürel davranışların hazırladığı ve sonradan öğrenilen bir duygudur (O’neil, s. 240). Bu sebeple gereksiz kıskançlığın güveni zedelemesine fırsat verilmemelidir.
“Gerçekten ve kesin olarak tersini öğrenmedikçe, insanların iyi olduğunu varsayın. Bunun tersi bile olsa, değişmek için gerekli potansiyelleri olduğunu ve onlara yardım edebileceğinizi bilin. Ne denli seven bir insan olduğunuzun ölçütü, ne denli çok şeyi ne denli çok sevdiğinizdir” ( Buscaglia, s. 269).
Unutmayalım: Bir toplumda güven azalırsa, endişe duyguları artar ve bu endişeler, kaygılar sosyal dağılmaya zemin hazırlamış olur.
Kaynaklar
COVEY, R. Stephen. Etkili Ailelerin 7 Alışkanlığı, Çev. Selim Yeniçeri, Beyaz yayınları, İstanbul, 1999.
ÖZKAN, Zülfikar. Bilgeliğe Başlangıç, Hayat yayınları, İstanbul, 2000.
NENA, O’Neil- George, O’Neil, Açık Evlilik, çev, Günseli Arran, Hürriyet Yayınları, İstanbul,1974.