Psikologların araştırmalarına göre, sıradan insanlar sadece yüzde 10 yaşıyor. Yüzde on nefes alıyor, yüzde on seviyor, yüzde on keyif alıyorlar…. Hayatlarının yüzde doksanını israf ediyorlar. Oysa insan yüzde yüz kapasite ile yaşamalı. Ancak o zaman verimli olabilir. Ancak o zaman hayatına anlam verebilir. Ancak o zaman hayata karşı ilgili, sevgili ve mutlu olabilir ( OSHO, s. 242).
İnsanların çoğunun ateşi sönmüş gibi. Pek çok duman çıkarabiliyor, ama hiç ışığı olmuyor. İnsanlara dokunamıyor, insanların gözlerinin içine bakamıyor, insanların elinden tutamıyor…”Merhaba, nasılsın?” demesi bile çok soğuk.
Soğuk insanlar bir ada gibidir. Kıta olamıyorlar.
Bazı insanların yanında kendimizi enerjik ve canlı hissederiz. Onların enerjileri bize doğru akar. Bazı insanlarında yüzüne baktığımızda aklımıza tatsız şeyler gelir. Karşımızdaki kişinin yüzü ifadesiz ve asık olduğu zaman arız “Acaba tatsız bir olay mı oldu?” diye düşünürüz. Moralimiz bozulur. Bu kişilerin varlıkları bile zehir gibidir. Zehirlerini karşılarındaki insana akıtırlar.
Hepimiz birbirimizin içine tatlı veya tatsız bir şeyler akıtırız. Keşke coşku ve keyif verici bir şeyler akıtabilsek…
Freud'a göre bir insanın kaderini oluşturan ilk tohum, düşünce tarzıyla başlamaktadır. Kişi, nasıl bir düşünceyle hayatına başlıyorsa, davranışları, alışkanlıkları, huyu, karakteri ve kaderi de o yönde gelişir.
"Bir düşünce eken, bir davranış biçer,
Bir davranış eken; bir alışkanlık biçer,
Bir alışkanlık eken, bir huy biçer,
Bir huy eken, bir karakter biçer,
Bir karakter eken; bir KADER biçer.” der Freud'a
İşte ölmek üzere olan aşırı merhametli ve sevgi dolu Zen ustasının hikayesi;
Ölmek üzere olan bir zen ustası yanındakilere “Ayakkabılarım nerede? Onları getirin” diye seslenir.
Yanındakilerden birisi ustaya sorar ”Nereye gideceksin? Doktorlar öleceğini söylüyor.”
Usta “Mezarlığa gideceğim” diye cevap verir.
Sorarlar “Ama neden?”
Usta “Kimseyi zora sokmak istemiyorum. Aksi takdirde beni oraya kadar omuzlarınızda taşımak zorunda kalacaksınız” diye cevap verdi. Sonra mezarlığa kadar yürüdü ve orada öldü.
Kıssadan hisse: Kendimizi işe yarar konuma getirelim. Kimseye yük olmayalım. İnsanların başına dert açmayalım. Yüzümüz başkasına rahatlık versin. İnsanlara yardım edebildiğimiz kadar insan oluruz.
Kaynaklar:
OSHO, Aşk Özgürlük Tekbaşınalık, çev. Meral Bolak, Butik Yayınlar, İstanbul, 2008.
Zülfikar Özkan, Kendinle Barışmak- İç İletişimin İyileştirici Gücü, KOCAV Yayınları, İstanbul,