Prof. Dr. Ersin Nazif GÜRDOĞAN

Akademisyen

engurdogan@gmail.com

Dünya Barış İçinde Birlikte Yaşamayı İslamdan Öğrenecektir

Atlantik’in nasıl Doğu ve Batı yakası, birbirine akraba ise, Akdeniz’in Güney ve Kuzey yakası da birbirine akrabadır. Dünyada kutsal ve seküler kültürleri, ayakta tutan değerlerin hepsi Akdeniz kaynaklıdır. Akdeniz’in Güneyi ile Kuzeyi arasında, kutsalla seküler kültürün hesaplaşması, geçmişte olduğu gibi gelecekte de devam edecektir. Ancak bu hesaplaşma, silahlarla yapılan bir hesaplaşma değil, güçlerini hiç yitirmeyen değerlerle yapılan bir hesaplaşma olacaktır.
*
Avrupa tarihinin geçmişini yönlendiren İslam, geleceğini de yönlendirecektir. Akdeniz’in iki yakasındaki ülkeler, birbirini hiç tanımıyormuş gibi durarak, Yirmi birinci yüzyılda, dünyanın iki kalabalık ülkesi, Çin ve Hindistan karşısında, ekonomik ve kültürel üstünlüklerini koruyamazlar. Akdeniz’in dört yanındaki ülkelerin, savaş içinde değil, barış içinde bir arada yaşamaya ihtiyaçları vardır. Bir arada barış içinde yaşamanın, en güzel örneği Endülüs’te verilmiştir.
*
Dünya barışı için Endülüs tarihinin, bütün boyutlarıyla yeniden yazılması gerekir. Avrupa’da Kuzey Akdeniz’de İspanya, İtalya, Bosna, Arnavutluk ve Yunanistan bir yanda İngiltere, Fransa, Hollanda, Danimarka, Almanya ve İsveç diğer yanda olmak üzere iki Avrupa vardır. Onlar Avrupa medeniyetinde iki ayrı kültürü temsil ederler. Akdeniz Avrupası ve Doğu Avrupa ülkeleri Sicilya, Endülüs ve Osmanlı ile ortak bir geçmişe sahiptir.
*
Araplar 711, Türkler 1354 yılından bu yana, Avrupa topraklarındadırlar. İki bin yıllık tarih boyunca, iki dünya birbirleriyle her alanda sürekli alışveriş içinde olmuştur. Müslümanlar Hristiyanlarla İslamın ilk yıllarından beri, zaman zaman çatışarak, zaman zaman uzlaşarak, birlikte yaşamışlardır. İki kültür birbiriyle hem dost, hem düşman olmuştur. İki kültür Avrupa çatısı altında, yeniden bir araya gelmezlerse, Avrupa ülkeleri tanıdıkları Müslümanlarla değil, tanımadıkları Çinliler ve Hintliler ile birlikte yaşamak zorunda kalacaklardır.
*
Batı dünyasını birlikte yaşadıkları, İslam dünyası değil, yabancısı oldukları Çin ve Hint dünyası zorlayacaktır. Batı’nın İslama düşman olmasıyla, kendisine düşman olması arasında fark yoktur. Avrupa İspanya’daki iki dünyanın sekiz yüzyıllık bilim ve teknoloji birikimini içselleştirerek, keşifler dönemini başlatmıştır.
*
Ekonomiye yeni açılımlar kazandıran Avrupa, kara ve deniz ticaret yollarını geliştirerek, içine düştüğü üretim güçsüzlüğünün üstesinden gelmiştir. Endülüs’ün coğrafya birikimine dayanarak Avrupalılar, Amerika kıtasına ulaşmayı başarmışlardır. Amerikan’nın sınırsız zenginliklerinin yağmalanarak, Avrupa’ya taşınması, bütün Avrupa’yı tarihinde görülmedik, bir zenginliğe kavuşturmuştur.
*
İngmar Karlsson’ın “İslam ve Avrupa” kitabında ayrıntılı olarak incelediği gibi, Avrupa dünya barışında etkili bir görev yüklenmek istiyorsa, yeniden Endülüs’e dönerek, geçmişte başarıyla uygulanan “Elhamra Modeli”ni, Gırnata’dan Avrupa Birliği’nin başkenti Brüksel’e taşımalıdır. Elhamra Avrupa’ya model olursa, Kudüs de dünyaya model olur.
*
Endülüs’te Arapların sağladığı barışı, Kudüs’te Türkler sağlamıştır. Türkler ve Araplar olmadan, hem Avrupa, hem de dünya barışı sağlanamaz. Türkler, Araplar ve Tatarlar, Avrupa’yı hem içeriden, hem de dışarıdan kuşatmışlardır. Türkler olmadan Berlin, Araplar olmadan Paris, Tatarlar olmadan Moskova ayakta kalamaz. Londra Pakistanlılara emanet edilmiştir.
*
Endülüs döneminde İspanya, tarihinde benzeri görülmedik, bir ekonomik ve kültürel zenginliğe ulaşmıştır. Kurtuba, Şam, Bağdat ve İstanbul gibi, bir çekim merkezi olmuştur. Endülüs’ün tarihi yeniden yazılmalı, yeniden yorumlanmalıdır.
*
Gırnata’da Elhamra Sarayı ve Kurtuba’da renkli çift kemer ormanı Cami ayakta kaldıkça, hiçbir Avrupa ülkesi, Endülüs’ün essiz birikimine ilgisiz kalmayacaktır.
*
Akdeniz medeniyetlerinin harman olduğu, dünya şehirlerin sultanı Kurtuba Avrupa’da, kutlu şehirlerin kalbi Kudüs Asya'da barışın başşehridir.
*
Avrupa’nın geleceğinde İslam vardır. Avrupalılar Müslümanlarla ya birlikte yaşayacaklar ya da yok olacaklar.