Dr. Nuri ÇAĞLAR

Her Dönemin Hastalığı Damar Sertliği

Kalp ve damar hastalıkları dünyanın ve ülkemizin en önemli sağlık sorunu olduğu gibi insanlığın en sık ve en önemli ölüm sebebidir.

Kalp ve damar hastalıklarının sebebiyle ilgili son yarım yüzyılda çok şey öğrendik. Bu sebepleri şu şekilde kısaca sıralamak akılda kalması açısından yararlı olacak.

Genetik yatkınlık,

Yaşın ilerlemesi,

Erkek olmak ya da hanımlarda menopoz sonrası,

Şeker hastalığı,

Hipertansiyon,

Aşırı kilo,

Hareketsizlik,

Sigara tüketimi,

Stres,

Yeme - içme düzensizliği,

Kolesterol yüksekliği özellikle LDL’nin,

Çalıştığımız ortamın özellikleri,

Kalp ve Damar Hastalıkları günümüzde olduğu gibi daha önceki dönemlerde de bazı mumya ve arkeolojik kazılarda yapılan çalışmalarda büyük damarlarda gözle görülebilmiştir.

DAMAR SERTLİĞİ GENETİK NEDENLERLE Mİ OLUŞUR?

20. yüzyılın ikinci yarısında yapılan bilimsel çalışmalarda birinci derecede yakınlarda kalp ve damar hastalığı varsa bu neslin çocuklarında kalp damar hastalığı olma riski normal ailelere göre 2-3 kat artmaktadır. Hem anne hem baba tarafında kalp damar hastalığı olanlarda bu oran daha da artmaktadır. Şunu da belirtmek gerekir ki anne ve babadaki hastalık 55-65 yaş üzerinde gelişmiş ise, bunların çocuklarında kalp damar hastalığı oluşma riski oldukça az sıklıktadır.

Burada şu soru sorulabilir; çocukların hepsinin riski aynı mıdır?

Cevap: Aynı değildir. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, aşırı kilo, hareketsizlik, sigara kullanım ve kolesterol yüksekliği olan kardeşin riski bu riskleri taşımayana göre göreceli yüksektir. Eğer kardeşler arasında hastalık varsa risk nedir? Sorunun cevabı şu şekilde verilebilir. Tek yumurta ikizlerinde bu oran 10-15 kat daha fazladır. Tek yumurta ikizi değillerse o zaman normale göre 3-4 kat fazla görülebilir. Görüldüğü gibi kalp damar hastalıklarının oluşması bir veya birkaç genle açıklanabilir bir olay değildir. Genetik yatkınlıkla birlikte aşağıda listelediğimiz diğer risk faktörlerinin bir ya da daha fazlası etkili olacak ve damar hastalığı oluşma riski daha da artacaktır.

Genetik yatkınlığı bilinen ve aşağıdaki risk faktörlerinin biri ya da birkaç tanesini taşıyan bireylerin yaşları ne olursa olsun öncelikle bir hekime müracaatla muayene ve kolay tetkik yöntemlerini yaptırması (EKG, Efor EKG, Ekokardiyografi, kan tetkikleri gerekirse BT koroner anjiyo) bu sayede erken teşhis ile hastalığı önleyici tedbir ve tedaviye yönlenmesi sonucunda oluşabilecek ciddi risklerden uzaklaşılmış olacaktır.

Buraya kadar ki bölümde hastalığa neden olan sebepleri anlaşılacak şekilde sıraladıktan sonra kalp ve damar hastalıklarının oluşması nelere sebep olabiliri sormamız gerekecek. Öncelikle kalp krizi sonrası en korkulan problemimiz olumsuz ritim bozukluklarıdır. Bu ritim bozuklukları ani ölüm oranını artıran en önemli sebeptir. 3-4 olgudan biri bu nedenle kaybedilmektedir. Kalp damar problemi olan hastaların bu nedenledir ki en yakın sağlık kuruluşuna en kısa sürede ulaştırılması gerekmektedir. Eğer kalp damar hastası olanlarda bu problem gelişmediği takdirde tıkanan damarın beslediği adale bölgesinde kasılma eksikliği olacağından ilerde kalp yetmezliği nedeniyle karşılaşabilir. Bu kalp adalesindeki hasarın boyutu ile ilgili olacaktır. Ya da bazı hastalarda kalıcı ritim bozukluğu gelişecek olursa bunun sonucunda kalp boşluklarında pıhtı oluşması sonucu ani ve ciddi inmelerle karşılaşılabilir. Bu tabloların oluşmasını istemiyor isek:

SİGARA TÜKETMEYİ BIRAKMALIYIZ

YÜKSEK TANSİYON VARSA tuzu kısıtlamamız gerekmekte ayrıca doktorumuzun verdiği tansiyon düşürücü ilacı ya da ilaçları sürekli kullanmanız gereklidir. Bu ilaçların yan etkisi olabilir. Böyle bir durumla karşılaşırsak hekimimiz ile irtibata geçip ilaç değiştirilebilir.

ŞEKER HASTASI İSEK diyabet uzmanı ve diyet uzmanı ile birlikte önerileri iyi tatbik etmeli ve verilen ilaçları devamlı kullanmak gereklidir. Kilolu ve hareketsiz isek öncelikle yeme içme alışkanlığımızı değiştirmemiz bu sayede ideal kiloya inmemiz çok faydalı olacaktır. Ayrıca yürüme engelimiz yoksa haftada dört beş gün günde 1 saat en az 5 km yürüme gerek yüksek tansiyon gerekse şeker hastalığı yönünden gerekse de kalp damar hastalığı üzerinde çok olumlu etki yapacaktır.

Yaşadığımız ortama bağlı stres veya başka faktörler var ise bunların tarafımızdan en iyi şekilde yönetilmesi gerekir.

Toplumumuzda en dikkatimizi çeken ilaç kullanımındaki aksaklıklar olmaktadır. Şurası hiç unutulmamalıdır ki kalp ve damar hastalıkları sürekli hastalıklardır ve bu nedenle tedavisi de süreklidir ve öyle olmalıdır. Doktorun muayenesi ve yapılan tetkikler sonucu kesin tanı konulmuş ise öncelikle buna yönelik hastanede kalarak gerekli tedavi tamamlanmalı ve verilen reçeteyi düzenli bir şekilde tatbik etmek gerekmektedir. Aspirin, betablokerler, ACE inhibitörü ve kolesterol ilaçlarının kullanılması yeniden kalp krizi, inme ve ani ölümleri üçte bir oranında azaltmaktadır.