Geçtiğimiz hafta sonu Milli Düşünce Derneği İstanbul Şubesinde bir konferansa katıldım. Prof. Dr. Bayraktar Bayraklının kitabı sergide satışa sunulmuştu. Başlık ilgimi çekti “Vahyin hedeflediği toplum” bir göz attım ve kitabı satın aldım. Gözlerim Bayraktar hocayı aradı baktım ön sırada oturuyor hemen yanına gittim hocam kitabınızı aldım imzalar mısınız dedim. Bayraktar Bayraklı hocamız kitabını imzalarken altı kısma telefon numarasını da yazdı ve bana şöyle söyledi okuduktan sonra beni ara.
Hocam kitabınızı okudum ve size buradan seslenmek istedim. Öncelikle yüce Allah’ın Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) aracılığıyla tüm insanlığa gönderdiği kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim okumanın Allah’ın emri olduğunu söylüyor. Allah’ın emrini yerine getirerek kitabınızı okumaya başladım.
Vahyin hedeflediği toplum Allah’ın emirlerini yerine getiren toplumdur. Yani okuyan, araştıran, mukayese yapan, özgürce fikirlerini söyleyen, yanlışı gördüğünde cesurca eleştiren ama hakaret etmeyen, Allah’ın nimeti olan aklı her şeyin merkezine koyan ve kullanan toplum vahyin hedeflediği toplumdur. Vahyin hedeflediği toplum Allah’ın emirlerini yerine getirir insanoğlunun iyiliği için çalışır.
Yüce Allah’ın İnsanoğluna verdiği en önemli nimet akıldır. Allah aklı kullanmayı emrediyor, aklı “ kiraya vermek” ya da bir kenara atıp paslanmaya yüz tutmasını izlemek Allah’ın emrine karşı gelmek anlamına geliyor. Benim okuduğum kitaplar bunu anlatıyor hocamızın kitabı da aklı merkeze alıyor ve akıldan yola çıkarak ideal toplumu anlatıyor.
Hukuk akla uygun yapılır, nefsin arzularına göre değil!
Kitabın bir yerinde şöyle diyor; Yüce Allah akla hukuk yapma, kanun koyma görevini vermiş ve bunu onun doğasına koymuştur. Hukuk ve kanun yapmasını insana Yüce Allah vahyi ile öğretmiş, “akılda vahiy olduğu için “ onun doğasına da bunu koymuştur. Akılda vahiy olduğu için diyor yani akıl Allah’ın emridir. Onun için hukuk ve kanunlar akla ve sosyal şartlara göre yapılır, nefsin arzularına göre değil!
Dinde reform olur mu? sorusuna anlamlı bir cevap.
Ülkemizde son yıllarda çok tartışılan “ Dinde reform” olur mu? Sorusuna kitabında cevap niteliğinde bir açıklama getirmiş değerli hocamız. Bazıları ilahi hukukun statik, yani değişmez olduğunu söylemektedirler. Onlar Kur’ân’ın yapısını bilmemektedirler. Çünkü Kur’anın kelimeleri değişmez, ama manaları dinamiktir; yani doğurgandır. Asırların ihtiyaçlarına cevap verecek durumdadır.
Akla uygun muhalefet etmek gerekiyor!
Yüce Allah doğru olmayanı reddetme niteliğini, gücünü koymuştur. İdeal toplumun kurucusu ve yöneticisi olan akıl, aynı zamanda ona zarar verecek, onun değerlerini yaralayacak her şeyi reddetme görevi ile karşı karşıyadır. Aklın bu boyutunun muhalefet etme anlamı da vardır. Muhalefet etmeyi ve reddetmesini bilmeyen akıl, kendini de, kurduğu ideal toplumu da koruyamaz. Tenkit etme, kendini muhasebeye çekme, aklın doğasında vardır. İşte aklın bu boyutunu kullanamayanlar, ne kendilerini ne de toplumlarını yanlıştan koruyabilirler.
Bayraktar hoca Nâhl süresinden yola çıkarak Kur’ânın diğer ayetlerine giderek ideal toplumun özelliklerini bulmaya çalışmış ve bulduklarını bize aktarmış eline, kalemine, yüreğine sağlık. Hocamız; Aydın, aklını kullanan, güçlü imana sahip, bilgiye sevdalı, onu yakalamak için uğraşı veren ve teknolojiye uyarlayan; hak ve özgürlükleri yaşatan, bağımsız ve tarafsız hukukla idare edilen; yetişen liderleri aydın ileri görüşlü, halka rağmen halkı idare etmeyen; sınıflar arası hareketliliği olan, birbirini küçümsemeyen,barışa tutkulu, güvenli, huzurlu ve ekonomisi güçlü olan asla bu nimetlere nankörlük etmeyen, güçlü ve taklitçi olmayan bir eğitim müessesine sahip olan, dost ve düşmanını bilen, kendisine saldırıldığında savaşabilen özelliklere sahip bir toplum örneğini Kur’ândan örnekleme yaparak bizlere aktarmış Allah razı olsun.
Bize düşen aklı merkezine alan, düşünen, okuyan, araştıran, taklitçi olmayan fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller olmaktır. Okumak, araştırmak, fikir sahibi olmak topluma faydalı bir insan olmak gerekiyor. Bu bağlamda; her hafta bu mecrada sizlere bilimin, teknolojinin, ar-ge ve inovasyonun ve katma değer ürün çıktısının önemini anlatmaya çalışıyorum. Küreselleşen dünyada var olabilmek, küresel güçler tarafından belirlenen kurallara uyan değil, kuralları belirleyen tarafta olabilmek adına aklı merkezimize alarak bunları yapmamız gerekiyor.
Vahyin hedeflediği toplumun bir ferdi olmak dileğiyle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.