Eskiden bu kadar fazla kadın cinayetleri olmazdı.
Genellikle kadınlar geçimsiz ve huzursuz eşleri tarafından özellikle de bilmem kaç bıçak darbesiyle ve silahlarla katlediliyorlar.
Eşler bu eylemi çok da severek yapmıyorlar herhalde. Çoğu da kendilerini de öldürüyorlar. Hatta bazıları cinnetin en doruğuna çıkıp, ailenin tümünü veya o anda kime rastlarsa onları da öldürüyorlar.
Sağ kalan katillerin alacağı cezayı çekmeye kesinlikle ömrü yetmeyecek.
Her yönüyle çok hazin bir durum.
Merak ettiğim konu ise:
Aile Bakanlığı, psikiyatristler, sosyologlar ve psikologlar bu hazin durumu ne zaman araştıracaklar?
Katledilen kadın sayısı hangi sayıyı bulunca???
Eşini katleden kocalara neden yaptıkları hiç soruldu mu???
Hani bir söz var yakın da atasözü olacak gibi görünüyor.
"ÖLDÜREN Mİ KATİL, YOKSA ÖLEN Mİ KATİL"
Hiç bir gerekçe olmadan, sadece kadının bir dilekçe ile eşini evden 2 ay uzaklaştırdığı anda, kocanın içinde bulunduğu negatif ortamı inceleyen ve raporlayan bir tane uzman var mı?
Bir kocayı öfke küpü hale getirmek için daha başka bir delile ihtiyaç var mı?
(Hukukun anayasasıdır: SUÇ VE DELİL OLMADAN CEZA DA OLMAZ.)
Anneyle kız anlaşıyorlar. Kız; "baba annem barışacak eve gel" diyor. Baba gelince tutuklanıp hapse tıkılıyor. Bu adamın öfke katsayısını ölçecek bir cihaz var mı??? Planlı bir şekilde kumpas ve tuzak kuran anne ve kızın hiç mi sorumluluğu ve suçu yok???