1961 yılının Haziran ayında, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD)’nın bâzı yönetici ve mühendisleri Ankara’da bir toplantıya çağrıldılar. Kendilerine, yerli bir otomobil üretimi yapılması görevinin TCDD’ye verildiği, bu maksatla belirli bir bütçe ayrıldığı bildirildi. Üretim için verilen süre 4,5 ay idi. Araba 29 Ekim 1961 târihinde hazır olmalıydı.
Türkiye’de ilk yerli otomobil imalatı, Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii A. Ş. (TÜLOMSAŞ) isimli kuruluşun Eskişehir’deki tesislerinde gerçekleştirildi. ‘Devrim’ marka iki otomobil, 29 Ekim 1961'de, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e sunuldu. Gürsel’in bindiği birinci otomobilin benzini 100 metre gittikten bitti, araba stop etti. Gürsel ikici ‘Devrim’ ile önce Anıtkabir’e gitti, sonra Hipodrom’daki resmi geçit törenine katıldı.
‘Devrim’ marka otomobilin macerası, üretimden tutun da, benzin aksamasına kadar, müthiş bir hikâyedir. Cemal Gürsel’in, ‘Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama Doğu kafasıyla benzin ikmâlini unuttunuz’ lafı da târihe geçti.
O dönemde Türk basınının projeye en baştan karşı çıkması, sürekli kösteklemesi bugün de sorgulanıyor. O zamanlar Türkiye’de en gözde arabalar; Chevrolet, Ford ve Pontiac gibi, Amerikan markalarıydı. ‘Devrim’ marka otomobilin üretiminin gerçekleşmesi, bâzılarının tekerlerine çomak sokacaktı. Zamanın askerî yönetimine ‘bazı baskılar’ yapıldığı da anlatıldı.
Neticede, ‘benzin bittiği için’, ‘Devrim’ projesi rafa kaldırıldı. Bu hazin sonun sırlarla dolu hikâyesi hâlâ anlatılıyor.
Hâdisenin bâzı şâhitleri, ‘Şaşılacak ne var?’ diyor ve ‘Nuri Demirağ’ın kurduğu uçak fabrikasında uçak imal edildi, imal edilen uçaklar Hollanda ve Polonya’ya ihraç edildi. Bu fabrika kapatılıp, traktör fabrikası hâline getirildi. Şâkir Zümre adında müteşebbis bir Türk vatandaşı, Türk ordusuna mühimmat imal eden fabrika kurdu, ordunun ihtiyacını karşıladı. Bir müddet sonra askeriyenin alımları durduruldu. Sâhibi, aynı fabrikada o dönemde çok meşhur olan Şâkir Zümre marka kömür sobası üretmeye başladı.
Demirağ’ın uçak, Zümre’nin mühimmat fabrikasının kapatılma sebebini bilenler, Devrim otomobilinin imalatının durdurulmasına şaşmıyorlar, üzülüyorlar. Tuzla Jip Fabrikasının kapatılmasına üzüldükleri gibi. Daha bunun gibi nice hazin kapatma hikâyeleri var…
Bunların en mühimi Tuzla Jip Fabrikası trajedisidir.
1987 yılında, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin teknik desteği ile Tuzla’da, ‘T1013’ markası ile tamamen yerli jip imalatına başladı. Üretime 2006 yılına kadar devam edildi. 13.000 adet jip üretildi. Bunların 10.000 tânesi hâlen Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılmaktadır.
2006’da üretim durduruldu.
Niçin? Üretim kalitesi mi düşüktü?
Kalitesinde hiç bir problem yoktu ve seri üretim yapılıyordu. Aksine emsallerinden üstün bir kaliteye sâhipti. Teknik açıdan gerek yokuş tırmanma kabiliyetinde, gerekse çamura batıp çıkma ve benzeri arazi özelliklerinde, diğer jiplerle karşılaştırmalı olarak gerçekleştirilen testler ve tatbikatlarda çok üstün olduğu ispatlanmıştır. 4x4 bir arazi aracından da beklenen en önemli özellikler bunlardır. Bu konuda yapılan projeler, hazırlanan tezler, yayınlanan makaleler ve araçla ilgili alınan millî ve milletlerarası belgeler (patent, TSE, tip onay, vb.) bunun en büyük ispatıdır.
Mâliyeti mi yüksekti, ithal jipler daha mı ucuza geliyordu?
O da değil. Yerli üretim jipler, benzeri olan yabancı jiplerden 5 kat daha ucuza mal ediliyordu. Rakam vermek gerekirse; 1996 yılında ithal edilen yabancı jip 5 milyar liraya yurt dışından satın alınırken, Tuzla 1013 marka Jip 1 milyar liraya mal oluyordu. Ayrıca, bu jiplerin gerek teknik üstünlüğü gerekse mâliyet avantajları, çeşitli tatbikat ve fuarlarda görüldüğünden, yurt dışından satın almak için talepler gelmesine rağmen, o zamanki bürokrasi buna imkân vermediği için Jiplerimizin yurtdışına ihracatı maalesef gerçekleştirilememiştir.
Tuzla jip fabrikasında Tuzla 1013 jiplerinin imâlatının durdurulması sebebini, fabrikanın bağlı olduğu, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na sormak gerekir. Hayattadır. Verebiliyorsa, cevabı kendisi açıklamalıdır.
Bu arada, dış baskılar olduğu iddia edilmektedir. Şâyet dışarıdan baskı geldi ise, gizli ve sözlüdür, iz bırakılmamıştır. Meselenin bu yönünü de ancak iddia sâhipleri ispat edebilir.
Yerli otomobil imal edecek bir babayiğit arıyoruz ya… Zor buluruz. Çünkü hiç kimse günün birinde bir yetkili tarafından fabrikasının kapatılmayacağından emin değildir. Kapatılan fabrikaların hesabı sorulmamıştır. Sorulursa, suçlular cezalandırılırsa, Türkiye’de bir daha verimli bir fabrikanın kapatılmayacağından herkes emin olursa… yerli otomobil imal edecek belki de bir düzine babayiğit buluruz. 1961 yılının Haziran ayında, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD)’nın bâzı yönetici ve mühendisleri Ankara’da bir toplantıya çağrıldılar. Kendilerine, yerli bir otomobil üretimi yapılması görevinin TCDD’ye verildiği, bu maksatla belirli bir bütçe ayrıldığı bildirildi. Üretim için verilen süre 4,5 ay idi. Araba 29 Ekim 1961 târihinde hazır olmalıydı.
NOT: 1961 yılında 4 adet üretilen DEVRİM Otomobillerinden sadece birisi günümüze ulaşmıştır. TÜLOMSAŞ Müzesi bahçesinde, özel olarak yapılan camlı garajda muhafaza edilen DEVRİM Otomobili hâlen çalışır durumdadır.