Grip, inflüanza virüsünün neden olduğu bir hastalıktır. Üst solunum yollarını tuttuğu için genellikle diğer üst solunum yolları enfeksiyonları ile karışır. Üst solunum yolları vücudumuzun dış ortama açılan ve hava ile temas eden yeri olduğu için birçok bakteri ve virüs enfeksiyon yapabilir.
Bakteriyel enfeksiyonları bir miktar farklı klinik belirtiler yaptığı için gripten ayırmak nispeten kolaydır. Adenovirüs, RSV, CMV, EBV başta olmak üzere diğer virüslerde grip benzeri hastalık yapabilirler. İnflüanzanın bunlardan farkı her sene dünya genelinde pandemi (tüm dünyada aynı anda yayılan enfeksiyon) yapması, ağır seyretme ihtimalinin fazla olması, çocuk ve yaşlılar gibi direnci düşük hastalarda ölümlere neden olmasıdır. Bu nedenle önemlidir.
Grip genellikle kış başı ve sonu (Ekim-Kasım ve Mart-Nisan) dönemlerinde salgınlar yapar. Fakat diğer aylarda da salgın olabilir. Yetişkinlerde bulaşmadan sonra 2-3 günlük prodrom dönemi sonrası boğaz ağrısı, baş ağrısı, ateş, öksürük, burunda dolgunluk ve akıntı, karın ağrısı, bulantı ve kusma, yaygın kas ve eklem ağrısı gibi belirtiler yapar. Çoğu hastada 3-4 günlük hastalık dönemi sonrası iyileşme gözlenir. 7-10 içinde geçer. Çocuk ve yaşlılarda, bağışıklık sistemi iyi olmayanlarda hastalık 2-4 hafta sürebilir. Zatürre vb. diğer bakteriyel enfeksiyonlara yol açabilir.
Nasıl bulaşır?
İnflüenza hasta kişilerin vücut salgıları ile bulaşır. Hastaya bulaştıktan sonra 1-2 gün içinde diğer insanlar bulaşmaya başlar, yetişkinlerde 4-5 gün, çocuk ve yaşlılarda 10-15 gün bulaştırma olabilir. Hapşırma ile 500.000 den fazla virüs ortama yayılabilir. Bu şekilde bulaşma için bir metreden yakın ise bulaşma olduğu söyleniyor. Virüsler için güneş ışığı ve kuruluk öldürücüdür. Açık havada 5-10 dk. içinde bulaşıcılığı giderken, deride 2-3 dk. metal ve cam yüzeylerde 24 saat, kâğıt ve kumaş gibi nemli ortamlarda 7-10 gün bulaşma yapabilmektedir. Hasta kişiye ve eşyalarına temas ve kapalı ortamlar bulaşma için idealdir.
Bulaşma nasıl azaltılabilir?
Yapılabilirse, bağışıklık sistemi zayıf kişiler özellikle salgın zamanları hasta kişilerle temas etmemeli, eşyalara dokunmamalı, kapalı ortamlardan (otobüs, kahve, market vb.) uzak durulması öneriliyor. Hastanın eşyaları deterjan ve çamaşır sulu temizlik suları ile temizlenebilir. Eğer mutlaka evden kapalı ortama çıkılması gerekli ise maske takılması faydalıdır. Sık sık el yıkanması ve insanlarla beden temasını azaltmak faydalıdır.
Kimler aşılanmalı?
Halk, aşının faydalı olmadığını sanıyor. Çünkü inflüenzanın üst solunum yolu enfeksiyonu yapan virüslerden sadece biri, aşıdan sonra diğer virüslerle hasta olabiliyoruz. Sağlıklı insanlarda %70, bağışıklık sistemi zayıflarda %60’lara kadar koruma sağlayabilmektedir. Bu koruma oranı her sene değişiyor, virüs her sene farklı şuşlarla hastalık yapıyor. Eğer aşı o seneki bulaşan şuşla eşleşmesi zayıfsa koruması azalıyor veya iyi eşleşirse daha iyi koruyor.
Normal sağlıklı erişkin ve çocuklara aşı önerilmiyor. Fakat bağışıklığı zayıf insanların hastalığının daha ağır seyretmesi, var olan hastalıklarını ağırlaştırması ve diğer daha ağır hastalıklara neden olduğu için, aşı yapılanlarda hastalığı daha hafif seyrettiği, ölüm oranlarını azalttığı gösterildiği için aşılanma öneriliyor. Her yıl kuzey yarım kürede Eylül, Ekim aylarında bir önceki sene salgın yapan iki üç virüsten elde edilen aşıların yapılması gereklidir.
· 65 yaş üzerindekiler.
· Kronik hastalığı olanlar (kas ve sinir hastalıkları, böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği, diyabet vb.)
· Astım, KOAH gibi akciğer hastaları,
· Bağışıklık sistemi baskılayıcı hastalığı olanlar (kanser, organ nakli vb.)
· Bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaç alanlar.
· Uzun süreli aspirin tedavisi 6-18 aylık bebekler.
· Talasemi gibi kan hastalıkları olanlar.
· Yaşlı ve çocuk bakım evinde kalanlar ve bunlara bakanlar.
· Sağlık çalışanlarına grip aşısı öneriliyor.
6 aylıktan küçük bebeklere, yumurta allerjisi olanlara, aşıya allerjisi olanlara, aşı nedenli Gullian-Barre hastalığı geçirenlere, aktif ateşli hastalığı olanlara grip aşısı yapılmaz.