Mutluluklar paylaşıldıkça artar, çoğalır ve herkes mutlu olur. Bizimde kardeşim Yunus’un biricik oğlu Tunahan ile Ali Emmimin kıymetli torunu Ali İhsan’ın biricik kızı Tansu ile kınasını Espiye’de yaptık. Düğünlerini 6 Ekim günü Gebze’de icra ettik. Düğün cemiyetimize uzaktan yakından dost, akraba ve arkadaşlarımız katıldı. Nikah şahitliğini kaymakam, belediye başkanları, Kocaeli Büyükşehir, Belediye Başkan Vekili ve AK Parti İl başkanı yaptı. Nikah şahitleri arasında, 30 yıl önce oğlan babası ve düğün sahibi kardeşim Yunus’un nikah şahitliğini yapan dönemin Gebze Belediye Başkanı Mehmet Emin Akın vardı. Sayın Akın’ın, yeğenlerimin evlilik cüzdanını teslim ederken yaptığı duygusal konuşma beni geçmiş zamana götürdü.
Oğlu Tunahan’ı evlendiren kardeşimin dünyaya geldiği 1966 yılı sonbaharını hatırlattı. Kardeşim dünyaya geldiğinde ben, düğüne beraber gittiğim torunlarım gibi afacan, yaramaz, yerinde duramıyordum. Ali Haydar kardeşimle bizi toprak damlı köy evimizin taş ocaklı büyük odasına kapatmışlar, üstü hartama kaplı evde kardeşim Yunus dünya gelmiş, rahmetli Ali Emmim kulağına ezan okumuştu. Bugün kayınpeder olan kardeşim Yunus’un çocukluğunu dün gibi hatırlıyorum. 1973 yılı sonbaharında, okumak üzere köyden ayrılırken henüz yedi yaşındaydı. Onu okuması için 1978 yılında görev yaptığım Gebze Köseler Köyü Kuran Kursu’na getirdiğimde 12 yaşındaydı, yine böyle bir sonbahar günü 1983 yılında Kartal Ticaret Lisesi’ne kaydını yaptırmış, okumasını çok istemiştim. O okumadı iş adamı olmak istedi, evladım gibi kurup büyüttüğüm gazeteyi ona emanet ettim.
Düğününü yaptığımız kardeşim Yunus’un oğlu Tunahan okudu ve üniversiteyi başarı ile bitirdi. 1966 sonbaharında dünyaya gelişi ve tüm hayat serüvenini dün gibi hatırladığım kardeşim Yunus ilk mürüvvetini yine bir sonbaharda yaşadı. Sonbahar hüzün değil bereket, mutluluktur, bolluk aylarıdır. Karadeniz’de mısır ekinlerinin hasadı, meyvelerin toplanıp, fındıkların parasının alındığı aydır. Genceli Nizami 1000 yıl önce ünlü divan şiirleri ve kitaplarını sonbaharda, yaprakları sararmış Osmanlı’nın sembolü çınar ağacının altında yazarmış. Ben de bu yazıyı sararmış çınar ağacı altında kaleme alıp, bereketin ve rızıkların dağıtıldığı, duaların kabul edildiği, seher vakti sizlerle paylaşıyorum.
Kandazoğlu - Kahraman Ailelerinin mutlu ve güzel düğünü, beni tarihi geçmişe götürdü. Allah cc her iki yeğenime dünya ve ahiret mutluluğu nasip eylesin, hayırlı uzun ömürler ve hayırlı evlatlar ihsan eylesin. Ömürleri ve rızıkları bereketli bol olsun.
Uzaktan ve yakından gelerek düğünümüzü onurlandıran tüm vefakar akraba, dost ve arkadaşlarımıza, nikah şahitliğini yapan protokol temsilcilerine sonsuz teşekkür ederim.
Geçmiş zaman olur ki,
Hayali cihan değer.