Prof. Dr. Ersin Nazif GÜRDOĞAN

Akademisyen

engurdogan@gmail.com

Hayatta Kültürün Dili Zengin Ekonominin Dili Yalındır

Kültürün zengin dilini öğrenmeden, ekonominin yalın dilini öğrenmek mümkün değildir. Bütün boyutlarıyla hayatı zenginleştiren ana kaynak kültürdür. Ekonomi hayatın üretime ve tüketime bakan yüzüdür. Ekonominin özü, ürün, hizmet ve bilgi üretiminde giderleri azaltırken, gelirleri artırmaya çalışmaktır. Bu yüzden kültürün zenginliklerinden, süzülerek oluşan ekonomin dili yalındır. Ekonominin yalın dilini bilen, üretmesini bilir, yardımlaşmasını bilir, dayanışmasını bilir, paylaşmasını bilir. 
*
Aldatanlara yer olmayan pazarların, bütün kurumlarıyla, bütün kurallarıyla yerleştiği toplumlarda, ekonomik ve toplumsal karlılık arasında büyük farklılıklar oluşmaz.  Ürünleri ve hizmetleri dünya fiyatlarında üretmeyen ülkelerde, iki karlılık arasında farklar oluşmaya başlar. Kuruluşlar için kazançlı olan ürünler, toplumlar için de kazançlı  olmadıkları görülür. Aradaki farklar kuruluşların, üretimdeki ve yönetimdeki yetersizliklerinden kaynaklanır.
*
Pazar ekonomilerinde ürün ve hizmet üreten kuruluşların, gelirleri giderlerini karşılamazsa, pazardan çekilmek zorunda kalırlar. Kamu kaynaklarına dayanan, devlet kuruluşlarının zararları, vergilerle karşılandığı için, gelirlerine ve giderlerine gereken özeni göstermezler. Bunun için uluslararası finans kuruluşlarında, değişik alanlardaki yatırımlar değerlendirilirken, ekonomik karlılıkları kadar, toplumsal karlılıklarına da önem verilerek, dünya fiyatları esas alınır.
*
İster özel ister kamu olsun, bütün kuruluşların ürettikleri ürünlerle ve hizmetlerle, küresel pazarlarına açılmaları, üretim maliyetlerinin dünya değerlerinin altında olmasına bağlıdır. Dünya maliyetlerinde ürün ve hizmet üretemeyen kuruluşların, yerel ve küresel pazarlarda sağlam yerleri olmaz. Bütün ülkelerin kuruluşları, dünya maliyetlerinin altında üretim yapmak için, verimliliklerini artırmaya çalışmazlarsa, varlıklarını koruyamazlar. Bu yüzden bütün kuruluşlar, iyi  ekonomi okuryazarı olmalıdırlar.
*
Dünyanın bütün kuruluşları arasında, ekonominin yalın dilinin özünü, giderlerini azaltamayan büyük kamu kuruluşlarından daha çok, küçük özel kuruluşlar yakalamaktadırlar. Jeremy Rifkin “The Zero Marginal Cost Society” kitabında, dünyada başarılı olmak isteyen her kuruluşun, Ford ve Apple gibi bütün insanların, hayatının kolaylaşmasına katkıda, bulunması büyük önem taşır demektedir. Bunun için  bütün kuruluşların, ekonominin yalın dilini çok iyi kavramaları gerekir.
*
Hayatı kolaylaştırmada iki yılı, birbirine eşit olmayan kuruluşlar, dünya fiyatlarının altında üretim yaparlar. Onlar kazanan ekonomiyi, kazandıran ekonomiye dönüştürerek, ekonominin yalın diline, anlamla birlikte geçerlilik kazandırırlar. Onların üretim ve tüketim dünyalarında, herkesin her ürüne sahip olması kadar, herkesin ihtiyacı olduğunda, her ürüne ulaşabilmesi de önemlidir. Ekonominin yalın dili bütün kuruluşları, hayatı hem kolaylaştırmaya, hem de güzelleştirmeye zorlamaktadır.
*
Dünya üretilen ürünlerle, hizmetlerle, bilgilerle yaşanır kılınır.
*
Dili yalın olan ekonomi, hayatın en dinamik yüzüdür.
*
Ekonomiyi canlı tutmak, insani bir sorumluluktur.