Her şey bu anlamlı sözde gizli aslında “ Vicdanınızın sesini yükseltin” yükselen vicdanın sesi hayatın her anında kulağımızda çınlasın, kısmayalım o sesi varsın yükselsin. İyi bir eş olabilmek, iyi bir anne-baba olabilmek, iyi bir yönetici olabilmek kısacası iyi bir insan olabilmek için vicdanınızın sesini yükseltin. Prof. Dr. Nevzat Tarhan konferanslarında yöneticilikte vicdani zekâ ve duygusal zekânın öneminden bahsediyor. Nedir peki vicdani zekâ hocamız şöyle tanımlıyor; İç sesi dinleyebilmek, iç-dış sorumluluk, hesap verebilirlik, doğaüstü güce sorumluluk, etik değerlere sahip olmak, ahlaki akıl yürütmeyi kullanmak, bilgelik, alçak gönüllülük, dürüstlük ve ilkeli olmaktır.
Duygusal zekâ ise iş ve özel hayatta kendini tanıma, geliştirmenin yanı sıra ilişkilerde karşılıklı sevgi ve saygının öne çıkarılmasıyla oluşur. İş yaşamında işle ilgili teknik bilgi becerinin yanında, duygusal zekâ becerilerine sahip olmanın, kişinin performans, verimlilik ve başarısını olumlu yönde etkilediği araştırmalar sonucu ortaya konmuştur.
Günümüz dünyasında iyiler zeki değil, akıllı olmak zorundadır. Bir insanın kötü ve zeki olabilmesine karşın, kötü ve akıllı olması gibi bir durum söz konusu değildir. Çünkü zekâ düzen kuramaz ve sürekli olarak özgürlük ister. Buna karşın akıl, içinde bulunulan koşullarda en iyiyi, en doğruyu arar, düzen sağlar. Zekâ kural tanımaz, aklın ise kuralları ve sınırları vardır. Zekâ sınır tanımadığı için denenmişi defalarca kez denemekten kaçınmaz, ısrar eder. Akıl ise denenmişlerin başarısızlığını ölçer, tartar, başarı yollarını araştırır, gerekli şartları sağlar ve işe koyulur. Neticede akıl, ancak mutlak iyi için kullanılabilir, çünkü aklın varoluş amacı iyileştirmektir. İyiler, olması gereken iyi ile mevcut iyi örtüştüğü miktarda kazanacaktır.
Vicdanlar iş başında
Liyakat, işi ehline teslim etmek, dürüstlük aranan, dillendirilen ancak uygulanan bir özellik değil maalesef. O yüzden vicdani zekâ ve duygusal zekâya sahip olan insanlarımız ruhunu teslim edip ebedi dünyaya doğru yola çıkınca hatırlanıyor. Nasıl bilirdiniz sorusuna iyi bilirdik, hakkımızı helal ediyoruz cevabını verince görevimizi yerine getirmiş oluyoruz.
Biz insanı seviyoruz, destekliyoruz onun etrafında kümeler oluşturuyor onun taraftarı oluyoruz o sevgi bir süre sonra alışkanlığa, tutkuya dönüşüyor ona toz kondurmuyoruz. Sevmek, sevilmek güzel şey ancak vicdanen inanmak ve inandırmaktır esas olan öyleysevicdani zekâya sahip olan insan vatana millete faydalı olan insandır diyebiliriz.
Bu bağlamda; liyakat arıyorsak, işi ehline teslim etmek istiyorsak vicdanımızın sesini sonuna kadar açacağız. İyi bir yönetici nasıl olmalıdır sorusunun cevabı da burada gizli onu ortaya çıkaracağız. Vicdani ve duygusal zekâya sahip olan insan aynı zamanda iyi bir yöneticidir. Bize sadece bedeni iş başında olan değil vicdanı iş başında olan yöneticiler lazım!