Bu yazım, kamuoyu tarafından da çok iyi bilinen İstanbul – İzmir Otoyolu geçiş ücretleri ile alakalıdır. Malumlarınız olduğu üzere, İstanbul – İzmir arasındaki yolculuk süresini 8 saatten 3,5 saate indiren muhteşem otoyol tamamlanmak suretiyle geçtiğimiz günlerde çok Değerli Cumhur Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete açılmış bulunmaktadır. Böyle rüya gibi bir otoyolu yapanlardan, yaptıranlardan ve emeği geçen bütün zevattan Allah bin kere razı olsun.
Ancak, üzülerek ifade edeyim ki, kamuoyu, otoyolun iki şehir arasında ki mesafeyi, 8 saatten 3,5 saate indirmesinden ziyade, gidiş dönüş ücretlerinin çok yüksek olduğundan bahsetmektedir. Bu suretle, yapılan böyle harika bir eser, adeta gölgelenmiş bulunmaktadır. Tespit edilen ücret tarifeleri aşağıda gösterilmektedir..
İstanbul- İzmir arası, Gazi Osman Paşa Köprüsü dahil olmak üzere, sadece gidiş ücreti olarak,
1. sınıf araçlar için 256,3 TL.
2. sınıf araçlar için 410.-TL.
3. sınıf araçla için 486.- TL.
4. sınıf araçlar için 645,8 TL. (Bu küsurat da nereden çıkıyor bilmiyorum)
5. sınıf araçlar için 815.- TL. tespit edilmiş bulunmaktadır.
Takdir edileceği üzere, tespit edilen bu ücretler çok yüksektir. Dünyanın birçok ülkesinde benzer otoyollardan da ciddi miktarda paralar alınmakta olduğu bilinmektedir. Ancak, ehemmiyetine binaen şu hususu ifade edeyim ki, bizim vatandaşlarımızın gelir durumları nazarı itibara alındığı takdirde, tahsil edilen paralar bütçelerine büyük bir külfet yükleyecektir. Farzı muhal, her nasılsa araba sahibi olabilmiş, asgari ücretle çalışan bir vatandaşımız, yanılıp yenilip ve de heves ederek şu otoyoldan birde ben geçeyim dediği takdirde, sadece bir defa gidiş geliş için otoyol ücreti olarak almakta olduğu asgari ücretin 4/1 ini ( 512,6 TL ) ödemek mecburiyetinde kalacaktır. Artık günümüzde, asgari ücretle çalışan bir insan da arabanın ne işi var diyecek halimiz yoktur herhalde.
Bu husus ile alakalı olarak, hayatın içinden bir misal vermek istiyorum. Ben memleketim olan Denizli’ye mevcut yollardan 600.- TL lık mazot ile gidip geliyorum.. Şimdi bu durumda otobanı kullanarak ayrıca niye 512,6 TL daha vereyim ki. Bu otoyolun bana kazandıracağı bir iki saatlik zaman da, benim hiç bir işime yaramaz. Esasen, mevcut bölünmüş yollarda otobandan farksız bulunmaktadır. Bu durumda ben şahsen bu otoyoldan hiçbir zaman geçmem ve geçemem de. Zira, emekli bir memur olarak benim gelir durumum buna müsait değildir.
Öyle tahmin ediyorum ki, bu otoyolu kullananlar ancak, havadan sudan kolay para kazananlar ile parası çok olanlar olacaktır. Bu takdirde ise, otoyoldan geçen araç sayısı az olacağı için verilen geçiş garantisi sebebiyle Hazine büyük bir külfet altına girecek olup, bunun sıkıntısını da vatandaş olarak yine biz çekeceğiz demektir.
Parası çok olanlar geçecektir deyince aklıma!. Boğaz Köprüsünün yapıldığı 1970 li yıllarda sol kesimin köprünün yapılmasına nasıl muhalefet ettiği aklıma geldi.. 1970 yılların başında büyük bir heyecan ile köprü inşaatı devam ederken, muhalefet, köprünün yapılmasına şiddetle karşı çıkıyor, bu köprüden ancak zenginlerin geçeceğini iddia ediyorlardı. Hatta öyle ki, bu köprü yerine Zap Suyu’nun üzerine köprü yapılmasını talep ediyorlardı.
Yaşım itibariyle, o günleri çok iyi hatırlıyorum. 1970 li yıllarda İstanbul’da bir senatör için Senato ara seçimi yapılacaktı. Bu seçimde Adalet Patisi’nin adayı, 12 Mart döneminin meşhur Sıkı Yönetim Mahkemeleri Baş Savcısı Faruk Türün, CHP nin adayı ise, Besim Üstünel idi. Yapılan seçim çalışmalarında Faruk Türün, memlekete kazandırılacak eserlerden, köprünün faydalarından bahsederken, Besim Üstünel ise, İstanbul Halkına sadece köprü karşıtı propaganda ile köprünün bir işe yaramayacağından, bu köprüden yalnız zenginlerin geçeceğini anlatıyordu. Bu durumu o günleri yaşayanların çok iyi hatırlayacağını zannediyorum. O günlerde bütün İstanbul sokakları Köprüye Hayır afişleri ile donatılmıştı. Yapılan seçim neticesinde, CHP nin adayı Besim Üstünel, AP nin Adayı Faruk Türün den 600.000 oy fazla almak suretiyle İstanbul’dan senatör seçilmişti.
Köprü tamamlanıp hizmete açıldıktan sonra Sol kesimin iddia etiği gibi köprüden sadece zenginler değil, her sınıftan bütün insanlar geçmeye başlamıştır. Bilindiği üzere, daha sonra muhalif kesimin bütün itirazlarına rağmen, Allah’ın izniyle 2. Köprü, 3. Köprü, AVRASYA Tüneli ve MARMARAY da yapıldı. İlk günlerde MARMARAY’dan asla geçmem diyenler ve açılış merasimine iştirak etmeyenler dahi, bugün sesiz sedasız geçmeye devam etmektedirler.
Yukarıda yazdıklarımı şunun için anlatma ihtiyacı duydum. 1970 li yıllarda muhalefetin, yapılan köprüden sadece zenginler geçecek iddiası Allah’a şükürler olsun ki, tutmadı. Fakat şunu ifade edeyim ki, bu defa muhalefetin böyle bir iddiası olmamakla beraber, İstanbul – İzmir otoyolu geçiş ücretlerinin çok yüksek olduğu hususu daha ziyade iktidara yakın köşe yazarları tarafından gündeme getirilerek tenkit konusu yapılmaktadır. Öyle tahmin ediyorum ki, geçiş ücretlerinin çok yüksek tespit edilmesi muhalefet kesimini ziyadesiyle memnun etmiş bulunmaktadır. Nasıl memnun etmesin ki, AK PARTİ Hükümeti Memlekete muhteşem eserler kazandırırken, oyunu artıracağı yerde, üzülerek ifade edeyim ki, oy kaybına uğramaktadır. Bunun en bariz örneği, geçtiğimiz aylarda yapılan Mahalli Seçimler de, İstanbul ve İzmir Seçimlerinin açık bir farkla kaybedilmiş olmasıdır.
Bu cümleden olarak, öyle tahmin ediyorum ki tespit edilen yüksek ücretler sebebiyle İstanbul – İzmir otolundan, milyonlarca asgari ücretle çalışanlar ile emekliler ve aldıkları aylık maaşlar ile kıt kanaat geçinen memurlar geçemeyeceklerdir. Bu durumda otoyoldan yalnız parası çok olup, zengin olanların geçme şansı bulunmaktadır. Çok enteresandır ki, bu iddia bu defa köprüde olduğu gibi muhalif kesimler değil, iktidar taraftarı olanlar tarafından da dile getirmektedir.
Bütün buların neticesi olarak, keyfiyet böyle olunca vatandaş da, kendisine kamu hizmeti sunulmadığını bilakis, Kapitalist Sistem gereği, özel sektör zihniyetiyle hizmet satılmakta olduğu şeklinde bir kanaat meydana gelmektedir. Hakikaten, alınan ücretlere bakıldığı takdirde, vatandaşların böyle düşünmekte yerden göğe kadar haklı olduğu hususu izahtan varestedir.
Tespit edilen otoyol ücretinin yüksek olması sebebiyle, AK PARTİ Hükümeti yaptığı muhteşem eserler sebebiyle, övgü ve takdir alması icap ederken maalesef, büyük ölçüde tenkit almaktadır.
Netice itibariye, Memleket şartları nazarı itibara alınmadan tespit edilmiş olduğu tahmin edilen İstanbul- İzmir Otoyolu ücretinin, Kamu menfaati dikkate alınarak yeniden gözden geçirilmesinde mutlak bir zaruret bulunmaktadır.
Ben bu yazımda, halkın içinden, sade bir vatandaş olarak bildiklerimi gördüklerimi anlatmak istedim. Tabii ki, takdir yetkili makamlarındır.