Zihin, köpeklerin kemik çiğnemeyi sevmeleri gibi, sorunları çiğnemekten hoşlanır. Bunun size bir faydası olmaz. Zihin sizi kullanmaktadır. Zihin, doğru bir biçimde kullanılırsa muhteşem bir alettir. Ama yanlış kullanılırsa çok yıkıcı hale gelir.
Zihin, kendisinden daha büyük bir şeye hizmet eden olağanüstü bir alettir. Zihin sadece belirli bir işte kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Bu iş yapılıp bitirildiğinde aleti bir kenara bırakmak gerekir.
Pek çok insan sorunlarını sadece zihnini kullanarak düşünce yoluyla çözmeye çalışır. Ancak düşünceler yoluyla her şeyi çözemeyiz. Fazla düşünmek de kişiyi mutsuz eder. Çoğu insanın düşüncelerinin % 80 ile % 90’ı yararsız, boş ve tekrarlanan düşüncelerdir. Ayrıca bu düşüncelerin çoğu olumsuzdur ve dolayısıyla zararlıdır. Kişi zamanla bu olumsuz düşüncelerinin bağımlısı olur ve onları bırakamaz. İnsana sahte bir haz duygusu da verir. Ancak bu haz kaçınılmaz bir şekilde acıya dönüşür (Tolle, 41).
Aydınlanma, düşüncenin üzerinde yükselmek demektir. Büyük bilim adamları ve gerçek sanatçılar yaratıcı hamlelerini zihinsel bir sessizlik içinde gerçekleştirmişlerdir. Einstein’ nin de yaratıcı çalışmalarında düşünmenin küçük bir rolü olmuştur.
Bedenimizdeki ve dünya üzerindeki hayat mucizesi zihin yoluyla veya düşünce yoluyla yaratılıp sürdürülmemiştir. Bu âlemde zihinden daha büyük bir akıl ve zekâ iş başındadır.
Bir düşünün: Yaklaşık 2.5 cm. nin binde biri büyüklüğündeki bir insan hücresi DNA’sı, her biri altı yüz sayfadan oluşan bin kitabı dolduracak bir bilgi ve talimatı nasıl içine alabilmektedir? (Tolle, s. 44). Gerçekten bedenimizin nasıl işlediğini zihin yoluyla anlamamız mümkün değildir.
Ziya Paşa diyor ki:
İdrâk-i maâlî bu küçük akla gerekmez,
Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.
İdrak-i maali, kelime anlamı yüksek fikirler, derin hikmetler demektir. İnsanın aklı ve idraki sınırlı olduğu için, birçok hususu anlamak noktasında aciz ve cahildir. Cennet ve cehennem, ruhun mahiyeti, evrenin sınırları, aklın kapasitesi gibi yüzlerce konuda, insan aklı aciz ve cahildir. Bu konuları derin düşünerek anlayamaz.
Fazla düşünmek, mutsuzluğu artırır, olumsuz ve önyargılı düşünceyi destekler, sorun çözme yeteneğini baltalar, motivasyonu azaltır, konsantre olmayı engeller.
Her biten günle işini bitir, diyor Emerson.
Çoğu zaman derin düşüncelere dalarak içimizde bizi bitiren fırtınalar oluşturuyoruz. Engin Geçtan’ın ifade ettiği gibi, insanın kendi içinde ürettiği kargaşa, dış dünyadaki tehlikelerden çok daha ürkütücüdür.
Kaynaklar
TOLLE, Eckhart. Şimdi’nin Gücü, çev. Semra Ayanbaşı, Akaşa Yayınları, İstanbul, 2011.
ÖZKAN, Zülfikar. İç İletişimin İyileştirici Gücü- Kendinle Barışmak, KOCAV Yayınları, İstanbul, 2017.