Seçimlerimizi özgürce yaptığımız duygusuyla yaşarız. Peki gerçekten özerkliğe sahip miyiz?
Beyin, işleri mümkün olduğunca otomatik pilot üzerinden yürütmeye çalışsa da, sürekli falsolu topların geldiği bir dünyada bu her zaman mümkün değildir.
Çoğu zaman kendi seçimlerimizin altta yatan sebeplerinin farkında değiliz. Beynimiz sürekli olarak çevreden bilgi toplar ve bu bilgiyi de davranışlarımızı yönlendirmede kullanır. Ancak biz genel olarak çevremizdeki etkenlerin farkında değilizdir.
Örnek verelim: Elinizde sıcak bir içecek olduğunda, bir aile bireyiyle olan ilişkinizi anlatırken olumlu; soğuk bir içecek olduğunda belki biraz daha olumsuz bir tavır takınabilirsiniz. Bunun sebebi ilişkilerdeki sıcaklığı değerlendirmede devreye giren mekanizmaların, fiziksel sıcaklığı değerlendirmede devreye giren mekanizmalarla çakışması ve buna bağlı olarak birinin diğerini etkileyebilmesidir ( Eagleman, s. 104- 123).
Beyin, her biri kendi hedef ve arzularına sahip ve birbiriyle rekabet halinde birçok ağdan oluşmuştur. Beynimizdeki ağlardan bir kısmı dondurma yeme lehine bir kısmı aleyhine çalışır. Beynimiz devleti yönlendirebilmek için birbiriyle kıyasıya mücadele eden rakip siyasi partilerden oluşmuş nöral parlamentodur. Bu sebeple kararlarımızı kimi zaman bencilce, kimi zaman cömertçe, kimi zaman dürtülerimizi, kimi zaman de geleceği merkeze alarak veririz (Eagleman, s. 118- 123).
Bir nöron, tek başına anlamlı bir etkiye sahip değildir. Ama her nöron binlerce başka nöron ile, onlar da yine binlercesiyle bağlantılıdır. Ayrıca bütün nöronlar, birbirini uyaran veya baskılayan kimyasallar salgılamaktadırlar ( Eagleman, s. 104).
İnsanlar sert bir sandalyede otururken daha sıkı pazarlık ediyorlar. Yumuşak bir sandalyede ise teslim olmaya daha yatkın oluyorlar.
Kötü kokulu bir ortamda bulunan kişiler, daha katı ahlaki yargılarda bulunuyor. Mesela bir başka kişinin sıradan olmayan davranışlarını ahlak dışı olarak değerlendiriyorlar.
Gezegendeki bütün insan nöronları birbirini etkileyerek akıl almaz karmaşıklıkta bir sistem oluşturmuşlardır. Her beyin, başka beyinlerden oluşmuş bir dünya içine gömülmüştür. Bu sebeple herhangi bir kimsenin bir sonraki adımının ne olacağını tahmin etmek uygulamada her zaman imkânsız olacaktır.
EAGLEMAN, David, Beyin- Senin Hikâyen, çev. Zeynep Arık Tozar, Domingo Yayınları, İstanbul,
2016.