Edebiyatçı hayatın bütün boyutlarında, güzel olanı arayandır. Güzellikte sınır tanımayanlar, güzellik arayanların öncüleri olurlar. Çok boyutlu edebiyat dünyasının kapıları, düşünce ve eylemleriyle, güzel olmasını bilenlere açılır. Edebiyat hiç kimsenin kolaylıkla anlatamadığı, görünce herkesin anladığı, güzelliklerin peşine düşmektir. Edebiyatçı güzellik avcısıdır. Hayat güzelliktir, güzellik hayattır. Hayatı yaşanır kılanlar, onun güzelliklerini görenlerdir.
*
Anadolu insanının kültüründe, güzellikte yarışmanın yeri ve zamanı yoktur. Toplumun bütün kesimleri, doğumdan ölüme kadar, güzellikte yarışmak zorundadır. Güzellikte yarışmanın olmadığı toplumlarda, edebiyatın hiçbir alanında, hayatın hiçbir boyutunda gelişme olmaz. Toplumları dönüştürenler, her alanda güzellikte yarışmasını bilenlerdir. Edebiyat dünyasının öncüleri, değiştiren edebiyatın sırrının, sınır tanımayan güzellikte gizlendiğini bilirler.
*
"Menziller"in şairi, Cahit Zarifoğlu şiiri gibi, kendisini hemen ele vermeyen bir güzellik avcısıdır. Güzellik arayıcıları gece uyurken değil, gündüz uyanıkken güzel rüya görürler. Onlar güzelliğin şiirinin, rüyasız yazılamayacağını bilirler. Anadolu'yu dönüştürenlerin düşünce ve eylem dünyaları şiirle yoğrulmuştur. "Doğruluğa aşıktır doğru canlar / Doğrulukta bulur onu bulanlar" diyen Yunus gibi, hayatın şiirini yakalayanlar da "Güzelliğe aşıktır güzel olanlar / Güzellikte bulur şiiri bulanlar" demekten hiç geri durmazlar.
*
Güzelliğin şiirini yakalamak, kalabalıkların değil, kalabalıklar arasında yalnız kalmasını bilenlerin işidir. Onlar, hayatlarının her aşamasında dünyaya yalnız geldiklerini, dünyadan yalnız gideceklerini bilirler. Hayatın her alanında, her güzellik, her zaman, yalnızlığın derinliklerindedir. Kalabalıklar arasında, yalnızlığın derinliklerinde, büyük yolculuklara çıkmasını bilmeyenler, güzelliğin şiirini yakalamakta büyük güçlük çekerler. Bütün dünyada, güzelliğin şiirini bulanlar, kalabalıklardan uzak duranlardır.
*
Güzelliğin üzerinde güzellik vardır, diyenleri unutulmaz kılan, güzelliğin şiirini ararken, özverili ve özgecili davranmalarından kaynaklanır. Kalabalıkta yalnız kalmasını bilenler, yalnızlıktan kurtulmakla kalmazlar, görünmeyen dünyanın güzelliklerini, görünen dünyaya yansımanın da imrenilen zirveleri olurlar. Ağaçlar, güller, güvercinler güzelliklerinin sırlarını, yalnızlığın derinliklerinde uzun yolculuklara çıkanlara açarlar.
*
Şairlerin dünyası gördükleri dünya değil, düşündükleri dünyadır. Onlar gördükleri dünyayı, düşündükleri dünyanın rengiyle boyarlar.
*
Şairler dünyada kalabalıkların baktıkları, doğal zenginliklere bakarlar, ancak hiç kimsenin görmediği güzellikleri görürler.
*
Ölümsüz şiirlerin şairleri, tarih içindeki geçmişten geleceğe giden, güzellik kervanının gizemli yolcularıdır.
*
İnsanlığın atalarının yitirdiği, Cennetin yol haritası, güzelliği arayan şairlerin şiirlerindedir.