Temsili demokrasilerin katılımcı demokrasilere evrildiği bir dönemde, bütün insanları ilgilendiren can alıcı konularda, kamuoyuna başvurmak, kusursuzluğu arayan yönetimlerin, en önemli görevlerinden biri olacaktır. Hayatın bütün alanlarında, her insan doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayıracak iç derinliğe sahiptir. İnsanlar tarihin ilk çağlarından beri, kusursuzluk ve ölümsüzlük susuzluğu çekmişlerdir.
*
Dünyanın neresinde olursa olsun, insanların oldukları yerde, üretim ve yönetim sorunları vardır. Hamurları ortak insanlar arasında, ayrıcalık yapmak her zaman huzursuzluk kaynağı olmuştur. Bu yüzden yönetim ve üretim sürecinde, eksiklikleri gidermede ve yenilik yapmada, demokratik yapılar en uygun ortamı oluştururlar. Demokrasilerin temeli bütün insanların, seçme ve seçilme haklarına sahip olmalarıdır.
*
Toplumun bütün kesimlerinin, demokratik sürece katılmaları, yönetenlerin olduğu kadar, yönetilenlerin iyileştirme çalışmalarına, yeni açılımlar kazandırır. Hayatı iyileştirmede yarışmak, bütün demokratik yönetimlerin amacıdır. Seçimlerle yönetime gelmek ve yönetimden uzaklaşmak, demokratik süreçte hayatı zenginleştirmenin ana dinamiğini oluşturur. Yönetimde ve üretimde yarışma olmadan, hiçbir alanda gelişme olmaz.
*
Katılımcı demokrasilerin geliştiği, küresel hukuk ve küresel etik ilkelerinin önem kazandığı dünyada, ülkeleri kimlerin yönettiklerinden daha çok, nasıl yönettikleri önemlidir. Ülkelerde hukukun üstünlüğünün güvencesi yönetenlerdir, yönetenlerin güvencesi de hukukun üstünlüğünü benimseyen yönetilenlerdir. Demokratik yapılarda katılım ve hukuk karşısında eşitlik, vazgeçilmez bir yer tutar.
*
Bütün dünyada tartışılan demokratik yönetim arayışlarının, Amerikan ve Fransız devrimlerine kadar uzanan, iki yüzyılı çok aşmayan kısa bir tarihsel geçmişi vardır. Yirmi birinci yüzyılda demokrasi, değişik ülkelerde nasıl tanımlanırsa tanımlansın, çoğunluğun sesine kulak vererek, toplumun bütün kesimlerin temel haklarını, koruyacak yönetimleri belirleyecek, her zaman gelişmeye açık yöntemler demetidir.
*
Yirmi birinci yüzyılda demokrasiler, insanlık tarihi boyunca zenginleştirilen değerlerin, hem koruyucuları hem de güvenceleridir. Değerlerin sürekli değer kazandığı toplumlarda, yönetim sürecine katılmada, gelen yılları geçen yıllardan daha değerli kılmada, değerli insanlardan daha değerli bir değer yoktur. Demokratik yönetimlerde iyileştirme, hiçbir zaman karamsarlığa düşülmeyen kesintisiz bir arayıştır.
*
Demokratik düşüncelerin ve demokratik eylemlerin, hiçbir sınıra takılmadan, dolaştığı bir dünyada, demokrasi dışı dayatmacı yönetimlerin, varlıklarını sürdürmeleri mümkün değildir.
*
Ülkeler arasındaki uzaklık ve yakınlık farkı, önemini ne kadar yitirirse, katılımcı demokrasinin değeri de o kadar artacaktır.
*
Yirmi birinci yüzyılda kuralları, her ülkede geçer akçe olan demokrasi, herkesi ilgilendiren kurallar yumağıdır.