Beynimiz verdiğimiz komutlara göre çalışır. Beyin kendisine söyleneni yapar. Neyin doğru olduğuna inandırılmışsa, onu tecrübe alanına sokar. Beynimizi bir konu üzerinde bir kez ikna ettiğimizde, beyin onu gerçekleştirmenin yollarını arar. İnsan iradesinin ve inancının gücü büyüktür.
İnanç arzu ettiğimiz şeyin mutlaka gerçekleşeceğine dair içimizde oluşan beklentidir. Güçlü, olumlu ve yükseltici inanç geliştirmenin tek yolu, zihnimizden sadece güçlü, olumlu ve yükseltici düşünceler geçirmektir.
Örnek verelim: Bir sorununuz mu var? Harika! demek ki tekâmül etmemizin, olgunlaşmamızın, gelişmemizin zamanı gelmiştir. Sorunların üstesinden geldikçe, ruhsal olarak tekâmül eder, daha güçlü ve daha bilge bir insan olmaya doğru ilerlersiniz. Buna beynimizi inandıralım!
Bu konularda çoğumuz karamsarız. Kaygılarımız ve endişelerimiz var. Bu kaygılar ve endişeler beynimizin iyi çalışmasını engelliyor. Beynimiz hedefsiz kalıyor.
İbni Haldun’ un ifadesiyle, ”Beyin; değirmene benzer, içine bir şey atmazsan, kendi kendini öğütür.”
Hayatımızın bir anlamı ve amacı olmalı. Biz bu dünyaya boşuna yaşamaya gelmedik. Bir iz bırakmalıyız. Kendimizin değerinin farkında olmalıyız.
Bilimsel çalışmalar, her yüz yetişkinden yetmiş beşinin kendilerini değersiz gördüklerini ortaya konmaktadır. Tertemiz bir zihinle dünyaya geliyoruz. Ancak yaşımız arttıkça zihnimiz sünger gibi çevreden gelen etkileri çekmeye başlıyor ( Veenman- Eichehorst, s. 37).
Kaygılandığımız şeylerin % 99 dan fazlası gerçekleşmiyor, % 1 den daha azı ise belki gerçekleşiyor, ama siz yine de kaygılanmaya devam ediyorsunuz ( s. 61).
Hayatımızdaki şeylerin % 95 i harikadır. Öyleyse, tüm endişelerimizden kurtulup mutlu olmak istiyorsanız, harika giden tarafa konsantre olun ve geri kalan % 5 i görmezden gelin ( s. 66).
Endişe ve kuruntulardan kurtulmak için zihninizi başka şeylerle meşgul ediniz. Beynimiz her seferinde yalnızca bir tek şeyle meşgul olabilir. Bu bilimsel bir gerçektir.
Zihninizden sadece olumlu düşünceler geçerse, mutlu olacağınız deneyimleri kendinize doğru çekersiniz.
Bu sebeple zamanımızın %10’unu sorunun sebebine, % 90’ nı da sorunun çözümüne ayırmamız gerekir.
Friedrich Nietzsche diyor ki: “Seni öldürmeyen şey, seni güçlü kılar.” Yeter ki sorunların altında kalmayalım. Sorunlardan korkup kendimizi etkisiz hale getirmeliyim.
“Olumlu Düşünmenin Gücü” kitabının yazarı Norman Vincent Peale’nin şu sözleri çok ilginç ve düşündürücüdür:
“ Üzerinize gelen bir sorun gördüğünüzde haykırın: Merhaba sorun! Nerede kaldın? Hayatım boyuncu senin için hazırlandım!”
Niyazi Mısri’nin şu sözleri yıllarca hayatıma yön vermiştir:
Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş,
Bürhân (delil) sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş
Kaynaklar
1. Warren Veenman- Sally Eichehorst, İçinizdeki Gücü Keşfedin Arıtan Yayınları, İstanbul, 2007.
2. Zülfikar Özkan, Zihinsel Terapi, Hayat Yayınları, İstanbul, 2015.