Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Yeni Enerji Kaynakları

 

On yedinci yüzyılda, kömüre dayalı sanayi gelişince, kömürün yıldızı parlamıştı. Petrolün bulunmasından sonra kömürün yıldızı söndü. Petrolün de yıldızı sönecek. Kömür, atıklarıyla ve dumanıyla çevre ve hava kirliliğine sebebiyet veriyordu. Aynı olumsuz sonuçlar, petrol için de söz konusu. Üstelik petrol, gittikçe pahalılaşan bir enerji hammaddesidir.

Çağımızda, enerji hammaddesi konusunda, geçiş dönemi yaşanıyor. Bu çağın kaynakları nükleer maddeler ve doğalgaz. Yakında onların da yıldızı sönecek, ilim adamlarının henüz kamuoyuna, yansımayan ciddî araştırmaları var. Bunların aniden ortaya çıkartılması düşünülmüyor. Çünkü böylesi değişiklikler, ekonomide çöküntülere yol açar. Dönüşüm, kömürden petrole geçişte olduğu gibi yavaş olacak. Yavaşlığı kaçınılmaz hâle getiren sebepler var. Daha şimdiden bazı taşıma araçları, petrole sırt çevirdiler. Taksilerin, belediye otobüslerinin bir kısmı likit petrol gazı ile çalışır hale getirildiler. Onlar, 'çevre dostu' olarak anılıyor.

Elektrik enerjisi ile çalışan otomobiller üretiliyor. Benzin istasyonundan benzin alır gibi veya tüp gazda olduğu gibi, boşalan akü verilip, dolusu alınabilecek. Bu otomobiller hem sessiz, hem de hava kirliliğine yol açmıyor. Bir başka avantajı da motorlarının, dizel ve benzinli motorlardaki karmaşık yapıya sahip olmayışları. Basit yapıları, motor arızalarını en aza indirmekle kalmıyor, tamamen ortadan kaldırıyor. Prototiplerin seri üretim ve kullanımına geçildiğinde, adına şarkılar yazılan, savaşlar yapılan petrol, prestijinden çok şey kaybedecek.

GELİŞMELER HIZLI OLACAK

Yirmi birinci yüzyılda enerji sektöründeki gelişmeler çok daha hızlı olacak. Dünya sâkinleri buna mecburlar. Çünkü gelecek asırda, artan enerji ihtiyacının klasik yöntemlerle karşılanması halinde, dünyamız iki büyük tehlike ile karşı karşıya kalacak. Birincisi: Kaynaklar giderek azalıyor. Sonuçta fiyatlar yükselecek, dayanılmaz boyutlara ulaşacak. İkincisi: Fosil esaslı yakıtlar, ekolojik yapı üzerinde çok büyük ve olumsuz etkiler meydana getiriyorlar. Bu etkilerle, her türlü canlıların yaşayışını zorlaştıran şartlar oluşacak.

Global enerji sisteminde yeniden yapılanma çalışmaları verimli ve hızlı bir şekilde devam ediyor. Güneş enerjisiyle şarj edilebilen elektrik sistemleri, rüzgâr enerjisini elektrik enerjisi haline dönüştüren tribünler enerji devriminin temel taşları olarak yerlerine yerleştirildi.

Yeni enerji teknolojilerinin temel hedefi, çevreye zarar vermeyen, ucuz ve ihtiyaç sahibinin bizzat üretebileceği kaliteli enerjiye sahip olmaktır. Yeni teknolojilerin ürünü olan enerjinin günlük hayatımıza girmesi, pek kolay olmayacak. Klasik enerjileri üreten sanayi sektörüne yatırım yapan güçler, gelişmenin önündeki en büyük engel. Engel aşıldığında veya kendiliğinden çekildiğinde, enerji devrimi, bütün insanların hayat şartları, çevre sağlığı ve ekonominin temel dengeleri, olumlu yönde ve derinden değişecek.

Araştırmacıların, alternatif enerjiler üzerine eğilmelerini gerektiren sebeplerin başında, mevcut enerji kaynaklarına olan güvensizlik geliyor. Milletlerarası Enerji Ajansı (MEA) isimli kuruluşun tespitlerine göre, 2020 yılında enerji kullanımı ikiye katlanacak. Pahalı ve hayatı zorlaştıran kaynaklara bağımlı kalınmak istenmiyor.

ŞAHSİ ÜRETİM

Yeni enerji kaynaklarının temel hedefi; global üretimden, dar bölgeli ve hatta mümkünse şahsî üretimlere geçmektir. Çünkü elde edilen elektrik enerjisi, nakil sırasında büyük kayıplara uğruyor. MEA'nın raporlarına göre, dünya ortalamasında üretilen enerjinin üçte biri, enerji nakil hatlarında kayboluyor. Ülkemizdeki kayıp, Türkiye Elektrik Mühendisleri Odası'nın tespitlerine göre  % 43'tür.

Enerji yatırımları, küresel ekonomik krizden çıkış için de mükemmel bir enstrümandır. Enerji yatırımlarına önümüzdeki 10 yıl içerisinde ayrılan fonların dünya toplamı 750 milyar doları aşacak.

Geleceğin enerji kaynaklarının en popüler olanları: Rüzgâr ve güneş enerjisi ile denizler... Yerleşime ve tarıma hizmet vermeyen verimsiz alanlar, güneş ve rüzgâr çiftliklerinin kurulmasında değerlendiriliyor.

Yakın bir gelecekte, evlerin pencere camları, güneş enerjisinden elektrik enerjisi üretebilecek şekilde dizayn edilecek. Çatıya konulan bir rüzgâr gülü, bodrum katındaki dinamoyu çevirip, elektrik üretecek.

Daha da gelişmiş bir teknoloji ile binanın çatısındaki bir aparat, havanın içerisindeki hidrojeni ayrıştıracak. O hidrojenle, kullanılabilir enerjiler elde edilecek.

Fantastik projeler de var: Deniz dalgalarından enerji üretmek gibi...     

Yirminci asrın başlarında, 'Ay'a seyahat’ fikri ne kadar ütopik idiyse, enerji hammaddesi olarak hava ve denizin kullanılması da o kadar hayal ürünü gibi görülüyor.

Aya seyahat, gerçekleşti.                                                                                                                                     
Enerjideki hayaller de gerçek olacak.