Karadeniz’de Siyaset…

Türkiye yerel seçimlere kilitlendi her yerde siyaset konuşuluyor, sokakta, kahvede, markette nereye gidersek gidelim siyasetin konuşulmadığı bir mekân yok diyebiliriz. 31 Mart Pazar günü içerisinde yaşadığımız mahallemizin muhtarını, ilçemizin ve ilimizin belediye başkanlarını seçeceğiz. Elimize tutuşturdukları oy pusulasını ve mührü alıp bir perdenin arkasına geçeceğiz.Bize daha iyi hizmet edeceğine kanaat getirdiğimiz adayların isimleri üzerine mührü basacağız. Olay bu kadar basit aslında ama nedense bu yerel seçimde ortam çok gerildi. Ben biraz ortamı sakinleştirmek adına siyaseti farklı bir mecraya taşımak istiyorum.

Gündemimiz siyasetken, siyaseti bir yaşam biçimi olarak içselleştirmiş Karadeniz insanından bahsetmek istiyorum. Karadeniz insanı siyasete çok meraklıdır. Kadını, erkeği herkes siyasetten iyi anlar bu nedenle siyaset sahnesinde Karadenizliler hep ön planda oluyor. Çay denilince Rize aklımıza gelir, siyaset denilince de ilk önce Rize aklımıza geliyor. Çünkü Rize adeta bir siyasetçi fabrikası gibi. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, medyatik Milletvekilleri ve Belediye Başkanları Rize’yi diğer illerden biraz ayırıyor.

Rize’nin Çayeli ilçesi çayın başkenti, kuru fasulyenin merkezi, doğa güzelliği, denizi, yayaları ile dünya harikası bir yer. Aynı zamanda siyasetin tavan yaptığı, siyasetçinin bol olduğu bir yer. Çayeli denilince ilk aklımıza Mesut Yılmaz geliyor. Dışişleri Bakanlığı yapmış, Başbakanlık yapmış Çayelililerin sevdalısı bir isim. Çayeli halkı içlerinden çıkan Mesut Yılmaz’ı o kadar benimsemiş ki ilçenin girişinde onun fotoğrafı yıllardır duruyor. Mesut Yılmaz Çayeli’nin bir marka değeri, ilçenin girişindeki fotoğrafında Çayeli’ne hoş geldiniz der gibi karşılıyor sizi.

Mesut Yılmaz aileden siyasetçi, amcası İzzet Akçal 1950 yılında Demokrat Parti’den seçilerek parlamentoya girmiş. Adnan Menderes başbakanlığındaki son Demokrat Parti hükümetinin devlet bakanlığını yapmış bir isim. 1960 darbesine kadar Rize Milletvekilliğini yapmış, darbeden sonra müebbet hapis cezasına çarptırılmış. Kayseri Cezaevinde 4,5 yıl hapis yatmış.Siyasi hakların iadesi üzerine 1977 seçimlerinde Adalet Partisi (AP) listesinden tekrar milletvekili seçilmiş. 1980 darbesinden sonra siyasi partiler kapatılınca siyaseti bırakmış. Ayrıca oğlu Erol Yılmaz Akçal da Adalet Partisi’nden milletvekilliği yapmış.

Çayeli denilince akla ilk gelen isim tartışmasız Mesut Yılmaz’dır ancak “ Gölge Başbakan” ismiyle anılan Çayeli siyasetinde önemli bir yeri olan Hasan Şuşoğlu’nu unutursak olmaz. Çayeli’nde herkesin tanıdığı, bildiği, sevdiği ve saydığı bir isim Hasan Şuşoğlu. Mesut Yılmaz’ın Başbakanlığı döneminde Anavatan Partisi Çayeli İlçe Başkanlığı yaparken kendisine “ Gölge Başbakan” dedirtecek kadar etkili bir isim. Namı sadece Çayeli ile sınırlı değil, tüm Türkiye’ye yayılmış bir isim. Yılmaz ailesine çok yakın olması, iletişimi kuvvetli bir isim olması, hemşerici olması onu ön plana çıkaran özellikler. İstanbul’da, Ankara’da diğer tüm büyük şehirlerde yaşayan akrabaları ve hemşerilerinin sorunlarına çözüm bulmak için çalışan bir isim. Birçok hemşerisini işe yerleştirmiş, bürokraside, askeriyede, üniversitede kimin nerede sorunu varsa çekinmeden, üşenmeden bir karşılık beklemeden yardım etmiş. Bu nedenle Çayeli’nde ve Çayeli siyasetinde Hasan Şuşoğlu’nun ayrı bir yeri var diyebiliriz.

Yine Çayeli denilince aklımıza gelen isimler Hayati Yazıcı, Yaşar Okuyan, Ahmet Güryüz Ketenci uzun yıllar siyasetin içerisinde yer almış milletvekilliği ve bakanlık yapmış, Çayeli’nin yetiştirmiş olduğu önemli siyasetçiler olarak ön plan çıkıyor.

Palavra Meydanı...

Karadeniz’de siyaset Karadeniz fıkrası gibi, farklı bir zekâya sahip hazır cevap insanların siyaset yaptığı yer olunca bolca mizah ürünü ortaya çıkıyor. Politika,İtalyanca kökenli olan bir kelime yöntem ve bir amaca ulaşmak için kişinin karşısındakinin duygularını okşaması, nabza göre şerbet vermesi, zaaflarını kullanması biçiminde de ifade ediliyor.Çayelili hemşerilerim bu kelimenin anlamına binaen ilçenin en kalabalık meydanına “ Palavra Meydanı “ ismini vermişler. Seçim döneminde politikacılar buradan halka sesleniyor, vatandaş çay ocağında, kahvede siyaset konuşuyor. Herkes fikirlerini açıkça dile getiriyor yani işin özeti burada “Atış serbest”.

“Atma Ziya”

2014 Yerel Seçimlerinde Saadet Partisi adayı olan İsmail Çiftçi Palavra meydanında seçim kampanyası konuşmasını yaparken, Merkel’den, Obama’dan, Putin’den kendisine gelen tebrik mesajlarını okumuştu. Kendisini dinlemeye gelenlerin alkışını almayı başarmıştı. O dönemde yerel ve ulusal medya organlarında bu haber konusu olmuş gündemi uzun zaman meşgul etmişti. Kanal D, CNN  Türk, Habertürk v.b birçok kanalda konuyla ilgili haberleri izlemiştim. Hatta Youtube’da videosu var merak edenler için  “İsmail Çiftçi Obama “ yazmanız yeterli. İsmail Çiftçi şimdi MHP’nin adayı olarak yarışa giriyor, bakalım bu seçimlerde tebrik telgrafları kimlerden gelecek merakla bekliyoruz. İsmail Çiftçi’nin yaptığı bu mizansen bize Türk Sineması’nın ünlü repliğini hatırlatmıştı “Atma Ziya”. Neyse reklamın iyisi, kötüsü olmaz İsmail Çiftçi bu vesileyle Çayeli’nin ismini tüm dünyaya duyurmayı başarmıştı. Belediye Başkanı seçilemese de Çayeli’nin turizm elçisi olarak gönüllerde taht kurmayı başarmıştı.

Çayeli sevdalısı bir gönül adamı…

Yazımın başında söylediğim gibi yerel seçimlerin gündemi oyaladığı bu günlerde farklı bir siyasi yazı kaleme alarak gerginleşen ortamı biraz olsun sakinleştirmek istedim. Bunu yaparken de sanırım biraz hemşerilerime torpil yapmış oldum. Dedik ya reklamın iyisi kötüsü olmaz diye, İsmail Çiftçi yapıyor da ben neden yapmayım. Karadenizlinin siyaset merakını anlatırken kendi memleketim Çayeli’ni biraz ön plana çıkardım.

Madem iş reklam-tanıtım boyutuna geldi, Yılmaz Hüsrev’den bahsetmeden olmaz. Çayeli sevdalısı bir gönül adamı, onu en iyi tarif eden cümle bu olurdu sanırım. Hukuk Fakültesi mezunu, Türkiye’nin birçok ilinde noter olarak görev yapmış en son görev yeri İstanbul’da uzun yıllar çalıştıktan sonra emekli olmuş. Çayeli Dernekler Federasyonu Başkanı Yılmaz Hüsrev. Ömrünü Çayeli ve Çayelili hemşerilerine adamış bir isim. Aktif görevde olduğu dönemlerde bile Çayeli’nin kültürünü, örf ve adetlerini, coğrafi güzelliklerini tüm dünyaya anlatmaya gayret gösteren bir isim.

 

Yılmaz Hüsrev Çayeli Dernekler Federasyonu Başkanı olarak hiç durmadan, yorulmadan, Çayeli- İstanbul arası koşturmaya devam ediyor. İstanbul’da federasyon bünyesinde düzenledikleri organizasyonlar ile tüm hemşerilerini bir araya getiriyor, aynı zamanda turizm şehri olan Çayeli’nin tanıtımını yapıyor. Çayeli’nde turizm alanlarında yapılan yayla şenlikleri, konserler, festivaller ile ilçenin adeta gönüllü turizm elçisi oluyor.

Sandığa gitmemize az kaldı ortam biraz sakinleşti sanırım. Hadi o zaman hep birlikte sandığa gidelim demokratik hakkımızı kullanalım. Yaşadığımız şehirleri, işin ehline, liyakatli yöneticilere teslim edelim. Ailemizle, sevdiklerimizle mutlu ve huzurlu bir yaşam sürelim.