Günümüzde pek çok insanı kullandığı araçlar ele geçiriyor. Böylece kişi kendisine yabancı oluyor. Yabancılaşan kişide, otomobil, para, makam ve iktidar gibi araçlar, amaç haline gelerek insanı yönlendiriyor. Bu araçlar yabancılaşan kişinin ruhuna hâkim oluyor. Kişi kendini unutarak bu araçların peşinden koşuyor, giderek yalnızlaşıyor ve sonunda duygusal boşluğa düşüyor.
Cevabı baştan verelim. Evet, yaşlanmayı yavaşlatabiliriz. Merak etmeyin spordan, bitkisellerden, beslenmeden, vitaminlerden vb. bahsetmeyeceğim. Bunlar zaten çok konuşuluyor. Dikkatinizi sağlıklı bir zihinsel yapıya çekmek istiyorum. Çünkü sağlıklı ve uzun yaşamak midede olup bitenlerden çok, zihinde olup bitenlerle ilişkili.
Vicdan, kişiyi doğru ve iyi olanı yapmaya yönlendiren içten gelen bir güçtür. Vicdan içimizdeki yargıçtır. Theodore Roosevelt’ın söylediği gibi, “İnsanları ahlak yönünden eğitmeden (vicdanını geliştirmeden) eğitmek, toplumun başına bela etmektir”. Vicdanlı insanlar, doğrunun, iyinin, güzelin, haklının, onurlunun, erdemlinin yanında yer alır.
Bu sorunun cevabını çoğu insan bilir ama bir kerede cevabı biz verelim. İşte ipuçları:
Su gibi gösterişsiz, haddini bilen, hem de su gibi değerli ol. Büyük düşünür Mevlana’nın su ile ilgili dizeleri bolluk bilincini ne güzel anlatıyor. Sağlıklı bir yetişkin insanın vücudunun yüzde 60'ı sudur. Bu su miktarı yaşlılarda ise yüzde 50'ye, yağlı kişilerde de bu su oranı yüzde 40'a kadar düşmektedir. Bedenimiz su ile anlamlı bir mesaj veriyor.
Sevgi kişiliğe şifa verendir. Sevginin şifaya kavuşturamayacağı hiçbir şey yoktur. Küçük yaşlarda anne sevgisinden mahrum kalmış çocuklar ancak sevgi ve şefkatle iyileştirilebilir. “Bir insanın insanlığının ölçüsü, tüm insanlığa olan sevgisini ne kadar yaymış olduğuna ve sevginin yoğunluğuna bağlıdır” diyor Ashley Montagu.
İnsanları etkileyebilirsiniz ama onları değiştiremezsiniz. İnsanları sevin, anlayın ama değiştirme hevesine kapılıp zamanınızı ve enerjinizi tüketmeyin.
Sağlıklı bir eğitim sisteminde öğrenci ve öğretmen, düşündüğü şeyin doğru olup olmadığını araştırır, inceler, sorgular.
Eğitim kurumlarımız tatilde. Öğrencilerimiz bu tatilde farklı insanlarla tanışıp sohbet etme imkânı bulabilecekler. Ayrıca bayramlarda tam sohbet etme ortamı oluşturacak.
İnsanları etkileyebilirsiniz ama onları değiştiremezsiniz. İnsanları sevin, anlayın ama değiştirme hevesine kapılıp zamanınızı ve enerjinizi tüketmeyin.
İnsanları etkileyebilirsiniz ama onları değiştiremezsiniz. İnsanları sevin, anlayın ama değiştirme hevesine kapılıp zamanınızı ve enerjinizi tüketmeyin.
Günümüzde yükselen bir değer olmaya devam eden din, toplumun bütün alanları üzerinde etkili olmaktadır. Toplum da aynı şekilde dini her yönüyle etkilemektedir. Bir idealin veya bir dinin değerli olup olmadığına karar verebilmek için, onun insani güçlerin gelişimine ne kadar yaradığını ve insanın aradığı birliği bulmasında ne kadar yardımcı olduğunu araştırmak gerekir.
Hayatına değer katacak bilgeliğe ulaş. Sana bahşedilen en değerli hediyeyi, içindeki yeteneği, gücü dünyaya gösterme şansını ziyan etme. Unutma farkına varılmamış beceriler acıya dönüşür. Hayat yolculuğundan keyif alacak bilgeliğe sahip ol. Amacın doğrultusunda yaşa. Hayatın amacı, olman gereken insan olmaktır.
“Seni seviyorum” ifadesi, sende herkesi seviyorum, seninle bütün evreni seviyorum, sende kendimi seviyorum” anlamına gelir. Bir kimseyi gerçekten seven, herkesi sever, dünyayı sever ve yaşamayı sever.
Bugün biraz nefis muhasebesi yapalım. Kendimizi kontrol edelim. Kendimizle yüzleşelim. Kant’ın ifadesiyle söylersek " kendi aklımızı kullanmaya cesaret edelim (Sapere aude!). Mevlana’nın şu sözünü çok seviyorum: ”İyilik aradın mı, insanda kötülük kalmaz ki” Gerçekten hayatın anlamı arayıştır. Acaba ne arıyoruz? İyilik mi, kötülük mü? Diğer insanlara değer katma peşinde miyiz?
İncitmemek, insanın elindedir. Bununla beraber incinmemek çok zordur. Zira kalpte irade yoktur. Maruz kalınan haksızlıklara karşı kalpten gelen şikâyeti susturabilmek zordur. Bunun için bilgelik, yüksek bilinç ve manevi yükseliş gerekir.
Bu konuya maddi ve manevi açıdan yaklaşabiliriz. Önce manevi yönden yaklaşalım. Manevi açıdan baktığımızda, insanın değeri vicdanı ile ölçülür. Vicdan, Tanrı’nın bizim ruhumuzdaki sesidir. Vicdan içimizdeki ahlaki yasadır. Vicdan Tanrının çocuklarına seslenmesidir.” der Stephen Covey.
Huzur içinde olmak, hayatla tam anlamıyla uzlaşmak demektir. Uzlaşmanın şifa veren bir gücü vardır. Direnme ise zihinsel bir zehirdir. Huzurun zıddı direnmektir. İnsanlara, olaylara, fikirlere direnmek insanın hayatına kaos ve stres getirir.
Bu konuya maddi ve manevi açıdan yaklaşabiliriz. Önce manevi yönden yaklaşalım. Manevi açıdan baktığımızda, insanın değeri vicdanı ile ölçülür. Vicdan, Tanrı’nın bizim ruhumuzdaki sesidir. Vicdan içimizdeki ahlaki yasadır. Vicdan Tanrının çocuklarına seslenmesidir.” der Stephen Covey.
İnsan tabiatı üzerinde yapılan araştırmalar, insanların birine zarar verdikten sonra onları daha az sevdiğini gösteriyor. Bir insana bilerek veya yanlışlıkla zarar verdiğimizde bilinçsizce o insanı sevmemeye başlarız. Bu çelişkiyi en aza indirgeme teşebbüsüdür.