*Öğrendim ki... Hayat bir bilmecedir. Onu çözmeye çalışmak gerek.
Cevap: ‘ Mükâfat ’ kelimesi, pahalı bir kelime. Yeterli kültür seviyesine erişememiş şahıslar bu kelimeyi kullanmayı beceremeyebilirler. Çok görülmemeli, ayıplanmamalı.
Kaygusuz Abdal (1341-1444) Bektâşî edebiyatının, kültürünün önemli isimlerinden biridir. Fakat Kaygusuz’un Bektâşîlik yorumu ile Balım Sultan’ın (1457-1517) esaslarını belirlediği Bektâşîlik anlayışı arasında hiçbir bağ yoktur.
*Öğrendim ki... Bilmeyenler sorar, soranlar öğrenir. Cehâlet böyle önlenir. *Sizden iyi durumda olanlara bakıp kıskançlık kıskacında kıvranmaktansa, sizden kötü durumda olanlara bakıp şükretmenin huzurunu yaşamak gerekir.
Şanghay İşbirliği Örgütü Teşkilâtı 1 (ŞİT) Devlet başkanlarının 22. Toplantısı 30’a yakın delegenin katılımı ile 16 Eylül 2022 târihinde başladı. Özbekistan’ın Semerkand şehrindeki toplantıya Türkiye; Sri Lanka, Kampoçya, Azerbaycan, Nepal, Mısır, Katar ve Ermenistan ‘ Diyalog Ortağı ’ olarak katılıyor. Teşkilât üyeleri istihbarat faaliyetlerinde, askerî tatbikat ve suçluların iâdesi gibi konularda işbirliği yapıyor.
Kur’ân-ı Kerîm’den derlenen insan hakları ile alâkalı hususların, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannâmesi’nden daha geniş ve kapsayıcı olduğu biliniyor. Üstelik Kur’ân-ı Kerîm 600’lü yıllarda insanlığa armağan edilmiştir. İnsan Hakları Evrensel Cihanşümul Beyannâmesi ise 10 Aralık 1948’de kabul edildi. Aradan geçen 1300 yıla rağmen insanlığa, Ku’ân kadar imkân sağlayamamıştır.
1914-1918 yılları arasındaki Birinci Dünya Savaşı’nın neticelerinden rahatsız olan Almanya, 1 Eylül 1939'da Polonya'yı işgal ederek İkinci Dünya Savaşı’nı başlattı. Polonya, Ruslarla Almanya arasında paylaşıldı ve târih sahnesinden silindi. İngiltere ve Fransa savaşa katıldı.
Denilebilirse de, doğru yapılmış olmaz. Bakınız niçin: ‘ Erkin ’ kelimesinden başlayalım: Lügatler, ‘ erkin ’ kelimesinin açıklamasını; ‘ Her durumda istediği biçimde davranan; serbest .’ Karşılığını veriyor. Geniş bir yorum yapıldığında, ‘ kaide tanımayan kimse ’ mânâsına ulaşılabilir.
‘Ahmed Yesevî’olarak anılan Pîr-i Türkistan Hâce Ahmed-i Yesevî, Türkistan'da, Anadolu'da, Kafkaslarda, Orta Doğu'da ve Balkanlarda yaşayan Türklerin İslâmlaşma sürecini hızlandıran tasavvuf âlimidir. Emevîlerin on binlerce kişilik orduları ile yapamadığını, tek başına dili ve kalemi ile başarıyla gerçekleştirmiş, gönülleri fethetmiş, fethettiği gönüllere Allah ve Peygamber sevgisini yerleştirmiş ve geliştirmiştir.
*Öğrendim ki... Süper güçler, kendi kültürlerini yaymaya ve yerleştirmeye çalışırken, bizim kendi kültürümüzü eritmeye, yok etmeye çalışmamız vatana - millete en ağır ihânettir.
Türk dilinin korunması ile alâkalı ilk çalışmayı Kaşgarlı Mahmud ‘ Dîvânu Lugati’t-Türk ’ isimli eseri ile başlattı. 1072 yılında tamamladığı eserinde Türkçenin o dönemde en gelişmiş dil olduğu iddia edilen Arapçadan üstün ve zengin olduğunu belirtiyor ve ispat ediyordu.
‘Harf’ yerine ‘damga(?!): Lügatlerde ‘ damga ’ kelimesine 9 karşılık veriliyor. Fakat hiçbirinde ‘ harf ’ karşılığı verilmiyor. ‘ Harf ’ yerine ‘ damg a’ denilmesinin ne çeşit bir özenti olduğunu anlamak mümkün değil.
Paradan ve zamandan daha bol hiçbir şeyi olmayan bir adam, kedisine, çay servisi yapmayı öğretmiş. Bir dostu misâfir geldiğinde, ‘ Bak şimdi, mutfağa gidecek, bir tepsi içerisinde bize çay getirecek ’ demiş ve işâretlerle kediye tâlimat vermiş.
* Öğrendim ki... İnsanoğlu tek kopyadır. * Bir insan için en zor şey, her an ve her durumda insanca hareket etmektir. *Öğrendim ki... Dürüstlük, hiç bitmeyecek bir sermâyedir.
Bugün Kurban Bayramının ikinci günü. Akça Koca Kültür Platformu idârecilerinin, mensuplarının ve çevresindeki insanların ve de bütün okuyucularımın Kurban Bayramını tebrik ederim.
Azerbaycan İlimler Akademisi Üyesi Prof. Dr. Ali Şâmil Hüseyinoğlu’na aşağıdaki soruları sordum. Dostum Ali Bey soruların altında yazılı cevapları gönderdi.
Dünyâ edebiyatlarında olduğu gibi Türk edebiyatının da ilk örnekleri destanlardır. Türk edebiyat geleneği içinde destan terimi birden fazla nazım şekli ve türü için kullanılmıştır, hâlen de kullanılmaya devam edilmektedir.
*Öğrendim ki... Hayat bir iyiliktir. İyiliği yapana teşekkür edilmelidir. *Bir dil kanunumuz olsaydı, (bu satırların yazarı dâhil) sicili temiz bir kalem erbabı bulmak imkânsız olurdu.
Türkçemizin ‘problemli bir dil’ olduğu söyleniyor. Aynı mânâya gelen kelimelerin, Türk Dil Kurumu’nun (TDK) sözlükleriyle, Türkçeyi çok iyi bildiği, uzmanlar tarafından kabul edilen şahısların hazırladıkları lügatlerde farklı yazıldığını görenler, söylenenlerin doğruluğunu tasdik ediyorlar.
Sultan İkinci Mehmed Han, daha ilk hükümdarlığı sırasında, İstanbul’u fethetmeyi kararlaştırmıştı. Tarihin en önemli cihan devleti, bu kararın uygulanmasıyla şekillendi.