Atasözünün farklı târifleri vardır. Bunları birleştirerek şöyle bir açıklama elde edebiliriz: ‘ Çok eski zamandan günümüze intikal eden; nerede, ne zaman ve kim tarafından söylendiği bilinmeyen kısa ve öz ifâdeli, fikir, tecrübe ve öğüt ihtiva eden cümlelerdir .’
Pek de makbul bir adam olmayan eşinin çapkınlıklarını büyük bir sabır ve asâletle karşıladı. Dört çocuğundan hayatta kalan tek evlâdı Hayriye Sultân’ı genç bir kadın iken kaybetmesiyle yıkıldı. Kızının ölümünden sonra yazdığı uzun şiirin son mısraları:
Türk millî kültürünün ve Türkolojinin temel kaynaklarından olan Dîvânü Lugati’t-Türk’te, bir kısmı ‘ Tanrıya tapın, secde et ’ misâlinde olduğu gibi doğrudan doğruya, diğerleri ‘ Umuş Tanrıya, umut Tanrıdan ’ gibi vâsıtalı ifâdelerle öğütler vardır. Bâzan de öğütlerini, kendi davranışları üzerinden iletmektedir: ‘ Tanrımı öğerim, bilgi toplarım, gönlümü bağlarım; gönlüm fazilet üzerine dürülür. ’ Dîvânu Lugati’t-Türk’de, özel bölümün dışında da öğüt şeklinde cümleler bulunmaktadır: ‘ Dünya hayatı geçici ve başka bir âleme gidiş için sâdece bir istasyondur. Bu dünyaya gelip de gitmeyen yoktur.
Osmanlı Hânedânı mensupları arasında yetişen tek kadın şâir olan Âdile Sultan, 12 Şubat 1899 târihinde İstanbul’da vefat eti. Doğumu: İstanbul, 1 Haziran 1826.
Ey dost, gönlünü bilgili kişilere aç. Çünkü mutluluğun yolu bilginin rehberliğiyle bulunur. Bilgili kişi çok kıymetlidir. Câhil ve bilgisizler ise tedâvülden kalkmış para gibidir. Bilgiliyle bilgisiz birbirine denk değildir. Bilgili hanımlar, bilgisiz erkeklerden üstündür.
İnternet sitesine giriyorsunuz. Karşınıza anket formu çıkıyor. Soru: İşlemden memnun musunuz?
*Güzel koku ve bilgi, birbirine benzer. İnsan bunları yanında gizli tutamaz. *Akıl karanlık gecede bir meş'ale gibidir. *Sevinç, kaygı ile huzur zahmet ile birlikte gelir. *Saadetin atağı kaygandır.
13. yüzyılda Anadolu'da görülmeye başlayan ve bir müddet sonra da Osmanlı Devleti'nin kurulmasında önemli rol oynayan dinî-sosyal teşkilâttır.
Irak’ta katledilen 10.000’den fazla soydaşımın acısı, yüreğimde her an kanayan bir yara gibi durmaktadır.
Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan bir toplantıdan sonra orada bulunan hâfızlara; - Arkadaşlar ! Hepinizden ayrı ayrı memnun kaldım. İçerisinde bulunduğumuz mübârek ay vesilesiyle camilerde yaptığınız mukabelenin son sahifelerini Türkçe olarak cemaate izah ediniz. Halkın dinlediği mukabelenin mânâsını anlamasında çok fayda vardır.
Saddam döneminde katliamlar, bütün şiddetiyle devam etti. 7 Temmuz 1970 tarihinde Iraklı 5 polis ve 2 asker, sebepsiz yere bir dükkânı makineli tüfeklerle taradılar. Babasının saat tamirciliği yaptığı dükkânda oturmakta olan 18 yaşındaki Mehmet Fatih Saatçi öldürüldü.
İstanbul’un mânevî fâtihlerinden, Fâtih Sultan Mehmed Han’ın hocası, müspet ilimler ve İslâm âlimi Akşemseddin ’in Kabri, Bolu iline bağlı Göynük ilçesindedir. Şeyh Mehmed Efendi olarak da anılır. Doğumu: Osmancık, 1389.
İngiltere, işgali altında tuttuğu Irak'a, bağımsızlık hakkı tanıdı. Fakat bölgeden tamamen çekilmedi. Irak'ın dış politikasında söz sahibi olma hakkını korudu. Savaş durumunda Irak; toprakları ve limanları ile, stratejik tesisleriyle İngiltere'nin emrinde olacaktı. Çok gülünç olan bu sözde bağımsızlıktan sonra yönetim, Türkler üzerindeki baskılarını artırdı.
Celal Bayar’ın Genel Başkanlığında kurulan Demokrat Parti, 21 Temmuz 1946 târihinde yapılan milletvekili genel seçiminde 66 milletvekili çıkardı. 14 Mayıs 1950 târihinde yapılan seçimde, tek başına iktidar oldu. Celâl Bayar Cumhurbaşkanı seçilince Genel Başkanlıktan ayrıldı. Genel Başkanlığı, 27 Mayıs İhtilâli’nden sonra parti kapatılıncaya kadar Adnan Menderes yürüttü.
Günümüzde Irak olarak bilinen topraklar, 642 yılında Arap'ların Basra ve Şattül-Arap bölgesine yerleşmeleriyle önem kazandı. Irak ismi, ilk def a d okuzuncu yüzyılda çizilen bölge haritasında kullanıldı.
Cenab-ı Allah’ın yarattığı kâinatta insanoğlu; en şerefli, en değerli varlıktır. İrade-i Külliye olgusundan bakıldığında, en değerli ve en şerefli varlığın, son derece âciz olduğunu görüyoruz. Bu sebeple insanoğlu, kendisinden daha güçlü gördüğü bir varlığa dayanmak ihtiyacındadır.
‘ Gagavuzlar ’ veya ‘ Gökoğuzlar’ Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebine bağlı olan, Türk soyundan insanlardır. Ortodoks olmayan Gagavuz da vardır. Onlar Katolik ve Subbotnik (*) veya Avengelist’tir. (**) Bir kısım Gagavuzlar, erkek çocuklarını sünnet ettirirler. Moldova Cumhuriyeti’nde, Gagağuzeli Özerk Bölgesi’nde 250.000 civarında bir topluluk oluştururlar. Dünyadaki toplam nüfuslarının 500.000 olduğu tahmin ediliyor. Romanya’da, Kuzeydoğu Bulgaristan'da, Ukrayna'da, Yunanistan'da ve az sayıda olmakla birlikte Türkiye’de yaşarlar. Müslüman olmadıkları için Mübâdele Anlaşmasına dâhil etilmemişler, Yunanistan’da azınlık sayılmamışlardır.
İskoç asıllı İngiliz târihçi ve eğitimci yazar Thomas Carlyle (1795-1881) diyor ki: ‘ Milletler kahramanlarıyla yaşarlar .’ Bu cümle, ‘ bir milletin ne kadar çok kahramanı varsa, o millet, târih sahnesinde o kadar uzun süreyle kalabilir .’ Şeklinde yorumlanabilir. Kahramanlar, gerçek hayatta olabileceği gibi, ukbâ âleminde veya destanlarda - efsânelerde de olabilir. Zâten destan ve efsâne kahramanları da gerçek hayattan edebiyat alanına intikal etmişlerdir.
Üzerinde yaşadığımız dünya, evrenin bir bölümüdür. Evren, var olan şeylerin tamamıdır. ‘ Kâinat ’, âlem ’, ‘ kosmos ’ olarak da anılır.
Yaptığı röportajlar dolayısıyla birçok insanla, fikirle ve ülkeyle tanıştığını dile getiren Göze, gazeteciliğin insanın ufkunu açan bir meslek olduğunu ifâde eder.