Güzel insanın hayatını dolduran iki mekân vardır: Evi ve işyeri. İkisi de üretim yeridir. Ev, âile yuvasıdır. Burada insanlığa hayırlı olacak evlâtlar yetiştirilir. İşyerinde de; âile yuvasında yetiştirilen evlâtların ihtiyaçları üretilir.
14 Temmuz 1683 târihinde Osmanlı Cihan Devleti’nin ordusu Viyana’yı İkinci Defa Kuşattı Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa komutasındaki kuşatma 7 Eylül 1683’e kadar devam etti. Başarısızlığı sebebiyle Kara Mustafa Paşa, Pâdişah Sultan Dördüncü Mehmed Han’ın emri ile 15 Aralık 1683 târihinde, boynu vurularak idam edildi.
İncelediğimizde; Ahi Evran Kültürü’nün yapısında; İslam’ın ruhunu yaşatan ana unsurları görmek mümkündür. Çünkü bu kültür; Müslümanların inanç, ahlâk ve düşünce sistemiyle yoğrulmuştur.
Aram Peştemalcıyan adında bir Ermeni, 1915 yılı olayları sebebiyle Türkiye’yi terk ederek Almanya’ya yerleşmiş ve Berlin’de büyük bir halı mağazası açmıştır. Ölünce mağazayı oğlu Yervant çalıştırmaktadır.
İyi bir Müslüman olabilmek için sâdece Kelime-i Şehâdet getiren, beş vakit namazını kılan, orucunu tutan, hacca giden, zekâtını veren insan olmak yeterli değildir. Kur’ân- Kerîm’i okuyabilen, okuduğunu anlayan, anladığını anlatabilen, Ahsen-i Takvim üzerine yaşayan insan olmak ve Ahsen-i Takvim üzerine yaşayan insanlar yetişmesine, verdiği bilgilerle ve yardımseverliği, dürüstlüğü, çalışkanlığı, üretkenliği ile çevresindeki büyük-küçük bütün insanlara örnek olabilen, çevresindeki insanlara; ‘ ben de onun gibi olmalıyım ’ dedirtebilen kimsedir.
Nefes almak bayramdır. İnsan nefessiz kaldığında anlar. Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir. Sevmenin, sevilmenin ise yalnızlık…
Merhum Ahmet Kabaklı; ‘ Dört konuda devrim olmaz , olamaz’ diyordu: 1-Din, 2-Dil, 3-Ahlâk, 4-Mûsıkî. Bozuk fikirli bâzı insanlar, dilde devrim yapmaya kalkıştılar. ‘ Öztürkçecilik ’ isimlendirmesi altında yeni kelimeler uydurdular. Doğudan gelen her kelimeyi attılar, yerine batıdan gelen kelimelere kucak ve ağız açtılar. Adına ‘ dil devrimi ’ dediler.
*Öğrendim ki… Aziz ve mukaddes üç şey vardır, Din, dil ve ilim. (Mehmet Kâmil Berse’den) *İslâm için hürriyet, felsefî değil, hukûkî bir kavramdır. Temeli ise camianın bütün fertleri arasında tam bir hak eşitliği olduğu inancıdır.
Kimileri, bilmediklerinden ve samîmi olarak öğrenmek istediğinden, kimileri de şeytanın avukatlığına özenerek soruyor: ‘ Allah bir, Kitap bir, Peygamber bir. Mezhepler niçin çok ?’
Mustafa Kemal Paşa, beraberindeki 47 kişilik heyetle birlikte Samsun’a çıktığında, kendi anlatımı ile: ‘ Vaziyet ve manzara-i umumiye ’ şöyle idi: ‘Birinci Dünyâ Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin dâhil olduğu grup yenilmişti. Osmanlı Ordusu’nun elindeki silâhlar alınmış, devlet; şartları ağır bir mütâreke imzalamıştı. Millet yorgun ve fakirdi. Ülke âdetâ paylaşılmış ve işgal edilmişti.’
Çanakkale’de yemekli bir toplantıda Marksist Fransız bayan diyor ki: ‘Mehmetçiğin Çanakkale’de direnişinin neticesinde Rusya’da çarlık yıkıldı, Komünist ihtilali başarıya ulaştı… Kadehimi Mehmetçiğin şerefine kaldırıyorum.’
İnsan topluluklarını ‘millet’ hâline getiren en önemli unsur ‘kültür’dür. Kültürün orta direği ise dil ve dindir.
Olay 1600’lü yıllarda İstanbul’da yaşanmıştır. Bir tüccar içinde 500 adet altın bulunan çantasını kaybeder. Yoldan geçen bir ayakkabı tâmircisi de tesâdüfen bu çantayı bulur.
T.B.M.M.; 18 Mart 1920’de Misak-ı Millî kabul edilip İstanbul’da son toplantısını yapan Osmanlı Mebuslar Meclisi, Ankara’ya gelebilen üyeler ile yeni seçilen üyelerden oluşuyordu. Açılışı Cuma gününe tesâdüf ettirilen meclisin üyeleri, Hacı Bayram Camii’nde Cuma namazını kıldıktan sonra, kurbanlar kesilerek, dua ve tekbirlerle Meclis binasına geldiler.
*Öğrendim ki… İnsanın iyisi saadet bahşeder, kötüsü tecrübe kazandırır, mükemmeli iz bırakır.
Emekli Din Görevlisi Necâti Kadiroğlu ile Ramazan ve Hakkında Konuştuk.
Gazeteci-Yazar, 21. Dönem İstanbul Milletvekili Nazif Okumuş ile Ramazan ve Medya Hakkında Konuştuk
Şehidlik bir mertebedir. Şehidlik mertebesinin yolu herkese açıktır. Bu mertebeye ulaşmak için insanların makamları söz konusu değildir.
İlahiyatçı Prof. Dr. Hasan Elik ; Bin Aydan Daha Hayırlı Kadir Gecesi Hakkında, doğru zannettiğimiz yanlışları anlatıyor
Fethi Murat Doğan: Basın yayının, özellikle televizyonların, Türkçemizin yayılmasında çok etkili olduğunu görüyoruz. Kardeş Türk cumhuriyetlerinde ve Balkanlarda Türkiye Türkçesinin hızla yayılmasında ve Türkiye’de de İstanbul ağzının, kültür Türkçesinin hızla benimsenmesinde basın yayının gücünü, sanırım herkes kabul eder.