Mutluluk ormanında ormanın kuytusunda bir keçi ailesi yasamaktaymış. Derken günlerden bir gün keçi doğum yapmış O da ne keçi Sakin saymakla bitirememiş. Birkaç kez saydıktan sonra karısına seslenmiş,
Mutluluk ormanında yaşayan iki arkadaş seyahate çıkmaya karar verdiler. Aynı zamanda komşu da olan tavşan teyze bayan HOP-HOP la, zıplayamayan Kaplumbağa bayan YAVAŞ yola çıkmak üzerelerken hop -hop teyzenin torunu ZIP ZIP da onlara katıldı.
Mutluluk ormanının güvenlik görevlisi Saint Bernard Cinsi köpek Uyanık orman çocuklarına masal anlatmak istediğini söylemiş. Kulaktan kulağa bu haber yayılmış ormanda yaşayan hayvanlar buna çok sevinmişler.
Pamuk şeker gibi yağdın üstüme Tarifsiz bir sevinç doldu özüme İçim aydınlandı gönlüm coştu. Mutluluğum oldun kar taneleri
Sevgili çocuklar, bugün anlatacağım masalı mutluluk ormanında yaşayan sevgili hayvan arkadaşlarınız ile birlikte onların size ikram yapacağı ormanın serin bir köşesinde dinleyeceksiniz. Dikkat şimdi bizi ormana götürecek olan balon geliyor. Hemen sıra olun ve bekleyin.
Yarım kelimesiyle ilkokulda bayağı kesirleri okurken mi yoksa yerli malı haftasında getirdiğimiz meyveleri yarım yarım paylaştığımız zaman mı karşılaştım tam olarak hatırlayamıyorum. İki yarım elma birleşince bir tam elma eder ama yarım armutla yarım elma bir bütün(tam) meyve etmez.
Bir varmış bir yokmuş, masallar diyarına gidiyoruz. Mutluluk ormanında mutluluk okulunun çocukları karne alıyorlar. Karne günü olduğu için ormanın kralı aslan yaman ormanın kafeteryasında çocuklar için büyük bir parti hazırlatmış. Bu büyük bir gizlilik içinde yapılmış.
Bir varmış iki yokmuş üç gelirken dört dönüyormuş var varanın sor soranın gece ormana girenin hali yamanmış. Mutluluk ormanının idarecisi kral Yaman çok enerjik hayat dolu eğlenceyi seven bir aslanmış. Kral Yaman evinin penceresinden dışarı bakmış ve
Aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra Leylek Acar durumu anlamış. Aradan uzun zaman geçtikten sonra Tilki Bilir'i evine yemeğe davet etmiş.
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde pire berber deve tellal iken canımız masal dinlemek istiyor nereye gidiyoruz. Mutluluk ormanının kapısındaki güvenlik kapı görevlisi Çomar bizi hemen ormana sokarken yeni komşularımız var çok tuhaflar dedi. Merak içinde,
Zamanı insan yarattı. Öyle bir esnekliği var ki aynı süre sevdiğim bir işi yaparken ya da sevdiğim ortamdayken daha çabuk geçiyor. Bu beni 50 sene geriye götürdü. Okula gittiğim ve ders çalışmadığım zamanlarda zil çalmasına diyelim 10 dakika var. Öğretmen pat diye sözlü sınav yapmaya karar verir.
-Hımmm. -Mesela seni benim yaşadığım ülkeye götürebilirim. -- Ben ormandan dışarı hiç çıkmadım. Merak ediyorum. -Ben sana yardımcı olurum arkadaşlık böyle zamanlarda belli olur.
Haydi şimdi masal zamanı. Masallar diyarında mutluluk köylerinin birindeyiz. Bu köy zaten mutluluk köyü hiçbir sorun yok derken her yere girip çıkarlar. Kapısını açık buldukları bir terzi dükkanın derken havaların ısınmasıyla sinek salgını başladı. Bu sinekler mâa da dalmayı ihmal etmezler.
Ben her bahar heyecanla dolarım, Mutluluk duyarım neşe saçarım, Bir bahara bir kendime bakarım, Kendimi coşkuya bırakır bahara akarım.
Bu masal yetişkinlere ait, küçükler de okuyabilir. Masallar diyarındaki adsız ülkelerden birinde kral ile kraliçe refah içerisinde bir hayat sürmektedir. Kraliçe süsüne püsüne giyimine çok düşkündür. Sarayda çok tantanalı bir hayat sürmektedir. Kral ile bir gün yemekten sonra sarayın balkonuna çıkıp krallıklarındaki topraklara ve evlere bakarlar. Kral bir şey fark eder ve kraliçeye sorar.
İyilik perisi NİYET'in gayretiyle kötülük perisi TERSYÜZ'ün kötü dilekleri değiştirilir. Aradan yıllar geçti. Üç kız kardeş büyüdüler. Kral ve kraliçe ülkedeki bütün nakış malzemelerini iğneleri, tığları toplatmışlar. Fakat kulede yaşayan bir yaşlı nine kulakları duymadığı için kralın fermanından haber alamaz.
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde pire berber deve tellal iken ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken vur vuranın kır kıranın destursuz bağa girenin hali harap arkama. Gittim gittim az gittim uz gittim dere tepe düz gittim. Dönüp arkama baktım bir arpa boyu yol gitmişim yine masal dünyasındayız.
Eski zamanlarda masal ülkesindeki köylerden birinde bir Çoban Ali yaşarmış. Çoban Ali çok iyi kalpli biriymiş. Kuzularını otlatırken onlara kavalı ile müzik yaparmış. Müzik dinleyerek otlayan kuzular koyunlar daha iştahlı olurlarmış.
Seyrek de olsa içimden bir şeyler yapmak ya da pişirmek geliyor. Fırın işlerinden uzak kaldım. Fırınlı ocağımı yenilemiştim. Hiç memnun kalmadım. Turbo fırın kullanmasını beceremedim. Servis çağırdım. Onlar tepsiyi dibe ittiğim için olduğunu iddia etti ama yine olmadı. Altı pişiyor, üstü yanıyor. Ortası çiğ ve hamur kalıyor. Sonuç tam bir fiyasko!