Zaman, dağların sırtındaki kar gibi eriyip gidiyor. Çocukluk yıllarımızda farkına varmadığımız zaman mefhumu, yaş kemale erince kendini iyice hissettiriyor.
Ramazan ayının geleneksel iftar davetleri, ekonomik sıkıntılara ve tasarruf tedbirlerine rağmen hız kesmeden sürüyor.
Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Tarihimizin her devrinde bizim olan, bizim kalan ve asıl unutulmaz tarafı, bizi eşsiz büyüklükte, doğrulukta temsil eden Erzurum ” diye tanımladığı Dadaşlar diyarı şehrimiz, geçmiş zamanlarda işgallere, yağmalara, katliamlara uğramış olsa da karanlık günlerini aydınlık yarınlara taşımış ve ezelden beri hür doğduğunu, hür yaşayacağını dünyaya haykırmıştır.
Ramazan yaklaştıkça camilerdeki vaaz ve hutbelerin konusu oruç, zekât ve fitre üzerine olmaktadır.
Anadolu, askeri ve siyasi açıdan elde tutulması oldukça güç olan bir vatan toprağıdır. İç ve dış tehditlerin eksik olmadığı bu coğrafyada ayakta kalmak, büyük bedeller ödemekle mümkün olmaktadır.
Şehrimizin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar hepimizin malumudur.
İslam ülkelerinde özellikle de son günlerde ülkemizde yaşanan olaylardan sonra Yaşar Nuri Öztürk’ün yazdığı “Allah ile aldatmak” kitabının her eve girmesi lazım geldiğine ve büyük bir eksiği gidereceğine kanaat getirdik.
Her ölüm haberi acıtıcı ve düşündürücüdür. Hele bu haberin muhatabı yakınlarımız ve tanıdıklarımız ise durum daha can yakıcıdır. Dünyada hakkını almadan giden, ezilen, çile çeken, mazlum bir vatandaşın ölüm haberinde ise acının yerini iç sızısı, isyan duygusu ve vicdan muhasebesiyle birlikte suskunluk alır.
Suriye’de rejimin yıkılmasıyla birlikte gün yüzüne çıkartılan hapishanelerle ilgili haberleri izleyince bizim hapishane geçmişimizle ilgili süreçleri hatırladık.
Ülkesine olan tutkusu kara sevdaya dönmüş olan hemşerimiz Ord. Prof. Dr. Z. Fahri Fındıkoğlu Türkiye’nin en ünlü sosyologlarındandı. İnsan olmanın sorumluluğunu bütün hücrelerinde hisseden Z. Fahri Fındıkoğlu kültür pınarlarının cömert aktığı Erzurum’un, Tortum ilçesi, Çamlıyamaç köyünde 1901 yılında doğmuştur.
Ülkede yaşanan şiddet görüntüleri, can güvenliği sorunu, asayiş eksikliği, adalet mekanizmasının yetersizliği, gelir dağılımındaki eşitsizlik, bireysel silahlanma, uyuşturucu kullanma yaygınlığı, dijital kumar tutkunluğu ve çeteleşmeler gibi olumsuzluklar toplum olarak hepimizi kaygılandırıyor.
Anadolu’nun muhtelif yörelerinde o coğrafyanın iklim şartlarına ve özelliklerine göre giysiler kullanılmaktadır.
Fizik, kimya, edebiyat, barış, fizyoloji ve tıp alanında en iyilerin seçildiği Nobel Ödülü’nün ekonomi dalındaki sahibi Ermeni kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Prof. Dr. Daron Acemoğlu oldu. Orhan Pamuk ve Aziz Sancar’dan sonra Türk vatandaşlarının kazandığı üçüncü ödülü Prof. Dr. Daron Acemoğlu’nun kazanması gururumuzu okşarken bir takım ön yargıları da göz önüne serdi.
Cumhuriyet öncesinde İstanbul’un içme suyu işleri, verilen imtiyazlar ile yabancı şirketler tarafından yapılmaktaydı. O yıllarda ülkede, rüşvet, irtikâp almış başını gidiyordu.
Yarım asır önceydi. Henüz 1980 ihtilali üzerimize çökmemişti. İdealist üniversite öğrencileriydik. Yoluna baş koyduğumuz ve adına “Dava” dediğimiz bir düşünce dünyasının içindeydik. Hayallerimiz Tanrı Dağı kadardı. Bize göre ülkemiz tehdit altındaydı ve Sovyet Rusya her an ülkemizi işgal edecekti.
Değerler, toplumun genetik kodları hükmündedir. Bir nevi şifre niteliğinde olan değerlerin yozlaştırılması, hafife alınması ve içinin boşaltılması kültürel erozyonun somut göstergesidir.
Ülkemiz, artık namuslu vatandaşın kendini huzur ve güvende hissedeceği iklimden süratle uzaklaşmaktadır.
Erzurum, Osmanlı döneminde yapılmış tabyalarıyla meşhur bir şehirdir.
Çocuklarımıza isim koyarken üzerinde titizlikle durduğumuz birtakım kriterleri süzgeçten geçiririz. İnançlarımızdan, geçmişimizden, kültürümüzden esinlenerek verdiğimiz isimlerin bazıları, kişinin şahsiyetiyle uyum gösterir ve referans olarak alınan isimlerin özelliklerinden bir kısmını hatırlatır.
Erzurum, ata yurttan ana yurda taşınan âşıklık geleneğinin hayat bulduğu önemli şehirlerden biridir. Saz ve sözleri ile insanlığa mesajlar vermiş Erzurumlu âşıklardan biri de Âşık Erbabi’dir.