Ekonomik krizlerin siyasal, siyasal krizlerin ekonomik krizlere, yol açtığı dönemlerde, geçmiş yıllarda çözüm kaynağı önlemler, sorun kaynağı önlemlere dönüşürler. Yeni önlemlerle aşılması gereken krizler, taşıdıkları yıkıcı tehditlerle birlikte, her zaman bulunmaz fırsatlar getirirler. Toplumların geçmişten geleceğe akan, çalkantılı yapılarında tehditleri fırsatlar, fırsatları tehditler izler. Tehditlerdeki fırsatları yakalayanlar başarılı olurlar.
Yoksullar gibi yaşamak bir erdemdir, ancak yoksulluk bir erdem değildir. Sağlıklı toplumlar, bütün kesimlerin, en varlıklılar gibi değil, en yoksullar gibi yaşamaya özendiği toplumlardır.
Oluşan dünyada bütün ülkelerin, yardımlaşmada ve dayanışmada, bir bedenin uzuvları gibi, akıl ve gönül birliği yapmaları için, kültürde ve ekonomide yeniden yapılanmalara ve köklü dönüşümlere ihtiyaç vardır.
Her yılın bir ayı, oruç ayıdır. Oruç ayı sonu bayram olan aydır. Oruç ayında ekilenler, bayram gününde biçilir. Bu yüzden, oruç ayı yardımlaşmanın, dayanışmanın, paylaşmanın doruk noktasına çıktığı aydır. Oruç ayında, bilgiler, hizmetler, ürünler paylaşılır. Bayram günlerinde kapılar, gönüller, sofralar herkese açılır. Bayramlarda, karşılık beklemeden verenlere, karşılıksız verilir.
Gösterişten uzak, hayattan kopmadan, kendi dünyasında yaşayan Anadolu kadını, kurumsallaşmış baskılara aldırmadan, hayatı anlamlı kılmasını bilmiştir. Anadolu kadınları, dayandıkları ekonomik ve kültürel temelleri güçlendirmek için, hızlı bir dönüşüm yaşamaktadırlar.
Türklerin üç kıtada coğrafyalarının çok geniş ve çok zengin olduğu, bir Anadolu insanı Saraybosna'da doğmuş, Bağdat’ta eğitimini tamamlamış, İstanbul'da da çalışmıştır. O dönemlerin insanlarının coğrafyaları gibi, düşünce ve eylem dünyaları da zengindir.
Cezayir''de, Irak''ta, Afganistan''da, Suriye''de,Sudan''da, Libya'da Türkiye'de insanlar ölürken, Batı dünyası tepki göstermekte her zaman gecikmiştir. Çünkü Avrupa''da, iki binli yılların başında, doruk noktasına ulaşan bir ''İslam korkusu'' vardır.
Dünyada bilgi ve bilgeliğin vatanı olmadığı gibi, yönetimin ve üretimin de vatanı yoktur. Onların küresel kaynakları, kurumları ve kuralları vardır. Onlar dünyayı vatan olarak gören bir yolcu benzeri, ülkeler arasında durmadan gelirler giderler.
Uzun ve sıkıcı bir hazırlıktan sonra, üniversiteye girme hakkı kazanan öğrencilere, bütün dünyada kuruluşların hazır askerleri gözüyle bakılıyor. Bunun için üniversiteler gençlere doğru düşünmesini, doğruyu aramasını değil, kamu ve özel kuruluşların ihtiyacı olan çok dar bir alanda bilgi kazanmasını istiyorlar. Bütün dünyada ülkeler, gençlerin bilge kişiler olmalarını değil, bilgili kişiler olmalarını bekliyor.
Oluşan dünyada bütün ülkelerin, yardımlaşma ve dayanışmada, bir bedenin uzuvları gibi, akıl ve gönül birliği yapmaları için, kültürde ve ekonomide yeniden yapılanmalara ve köklü dönüşümlere gidilmektedir.
Amerika gibi ülkelerin, ürün ve hizmet üretiminden daha çok, paradan para kazanmaya dayanan, sanal finans ekonomisine önem vermeleri, bütün dünyada ekonomik krizler yol açmaktadır.
Eğitim çalışmalarına yeni boyutlar kazandırmak, öğrenmesini öğrenmek, düşünce ve eylem dünyasını zenginleştirmek, bütün ülkelerin karşı karşıya olduğu sorunların en önemlisidir.
Türk ve İslam dünyasının Batı ülkelerinin pazarı olmaktan kurtulmaları, ekonomik ve kültürel alanda, yeniden yapılanmalarına bağlıdır. Asya ülkelerinin düşük katma değerli ürünlerden, yüksek katma değerli ürünler üreten, ülkelere dönüşmeleri gerekir.
İnanmayı afyon olarak gören Komünizm uygulanabilirliğini bütünüyle yitirmiştir. Ekonomiyi inanç ve etikten bağımsız olarak ele alan, Kapitalizmin de can damarları kurumuştur.
Dünyayı bir sevme ve sevilme, alanı olarak gören Anadolu insanı, zenginliğe sevinmediği gibi, yoksulluğa da yerinmez. Nasıl bir rüzgar gelir, yoksulluğu alır götürürse, bir sel gelir zenginliği alır götürür.
İnsanlık tarihi boyunca, hiyerarşik kuruluşların başında ordular gelir. Tarihin her döneminde, orduların hiyerarşik yapıları, bütün kurum ve kuruluşların ana ve değişmez örnekleri olmuştur. Her hiyerarşik kuruluşta bir tepe noktası olur.