Yazar Charles Arthur dijital savaşlar kitabında okurlarını Apple, Google ve Microsoft’un aynı dijital alanı paylaştıkları 1998 yılına götürüyor. Charles Arthur; Dijital dünyanın 3 dev şirketi r adikal biçimde birbirlerinden farklıydılar ve sonrasında dijital alanın farklı bölgelerini denetim altına almak için aralarında bir dizi meydan savaşına tutuşacaklardı. Savaşların yaklaşmakta olduğunu bilemezlerdidiye 1998 yılından günümüze mesajlar veriyor.
İnsanı diğer canlı varlıklardan ayıran özelliklerinin başında, ürettiği değerleri sonraki kuşaklara aktarabilme yeteneği gelir. Kültür de böylelikle oluşur, insan kültürünün ürünüdür. Türk kültüründe dil, din, gelenek ve görenekler, tarih şuuru gibi spor kültürü de önemli yere sahiptir.
ABD’de kongre binası basıldı, polise vur emri verildi ve dört ABD vatandaşı hayatını kaybetti. ABD’nin kuruluşundan buyana ilk defa böyle bir olay yaşandı. Dünya ABD’deki görüntüleri şaşkınlıkla izliyor. Süper güç olarak adlandırılan Amerika Birleşik Devletlerinde üçüncü dünya ülkelerinde gördüğümüz sahneleri izledik. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığından “ ABD’deki gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz” açıklaması geldi.
Ülkemizde toplumun genelinde pek bilinmeyen sporları araştırmaya başladım. Geçtiğimiz hafta Satranç Boksu karşıma çıktı. Niğde ilimizde federasyonu bile kurulmuş ama benim haberim yoktu. Çok ilgimi çekti, bu sporun nasıl yapıldığını ve kurallarını öğrendim sizlerle paylaştım. Bu hafta kendi kültürümüzde olan bir spordan bahsedeceğim. Polo diye bildiğimiz at üzerinde sopa ile oynanan spor aslında Çevgan oyunuymuş.
2020 dünyanın kâbusu oldu geride kaldı ama kâbus henüz bitmedi. Yeni bir yıl başladı. 2021 için temennimiz öncelikle sağlık,covid-19 aşısı tüm insanlığın umudu olsun. 2020 korona virüs, depremler, kuraklık ve ekonomik kriz yılı oldu. Her yeni yıla girerken yeni yıldan beklentilerimizi sıralarız. Bu yılbaşında tüm dünyanın beklentisi aynı oldu. “ Bitsin artık bu virüs hayat normale dönsün”
Dünyanın bazı ülkelerinde ortaya çıkarak oynanan belli başlı spor dalları yavaş yavaş tüm dünyaya yayılmaya başladı. Bazılarını belki duydunuz belki de gördünüz. Satranç boksu diye bir spor duydunuz mu ben duymamıştım açıkçası.
Geçtiğimiz hafta İstanbul’un barajlarında genel doluluk oranının %21 seviyesine düştüğünden bahsetmiştim. Susuzluk kırmızı alarm noktasına geldi, barajlarımız boşalıyor, kuraklık kapıya dayandı. Kış mevsimindeyiz ve beklenen yağışlar bir türlü gelmiyor.
Düzenli spor yapmanın insan sağlığına fiziksel ve ruhsal açıdan birçok faydası olduğunu biliyoruz. Düzenli spor yapmak, büyük bir özveri, sağlam irade ve disiplin gerektiren bir durumdur. Bu nedenle spora başlarken zihinsel olarak kendimizi hazırlamalıyız. Bahaneleri bir kenara bırakıp spor yapmanın keyfine varmamız gerekiyor. Spor yapmayı bir hayat biçimi haline getirmemiz gerekiyor.
Bugün alacak olduğunuz sudan ucuz, yarın sudan başka her şey ucuz.
Alanyaspor hafta sonu Beşiktaş’ı evinde 2-1 mağlup ederek haftayı lider tamamladı. Akdeniz ekibi evinde kaybetmiyor. Alanyaspor havasından mı suyundan mı bilinmez ama kendi evindeki maçlarda bir başka oynuyor. Bir takımın başarısında kazanma alışkanlığı elde etmesi çok önemli. 2020-2021 sezonunun 12. haftası geride kaldı Alanyaspor kendi evinde oynadığı 6 maçın 5’ini kazandı bir tek Trabzonspor ile 1-1 berabere kaldı.
Beklenen Çin aşısı Türkiye’ye giriş yaptı. Koronavirüs salgınına karşı Çin tarafından üretilen İnaktif aşıdan Türkiye 50 milyon doz sipariş vermişti. 11 Aralık Cuma (bugün) ülkemize giriş yapan aşının önümüzdeki haftadan itibaren vatandaşlara yapılmaya başlanacağı açıklandı. Çin aşısı, kademeli bir şekilde belirlenen öncelikli gruplara yapılacak.
Pandemi dönemi hayatımızı çok derinden etkiledi. Aşının çıkmasıyla birlikte artık normal hayata dönmeyi iple çekiyoruz. Evde kaldığımız bu dönemde en büyük zevkimiz futbol maçları izlemek. Ancak pandemi futbolu da derinden etkilediği için seyir zevki ortadan kalkmış durumda. Seyircisiz oynanan maçlara tezahürat efekti verilmesi bizi havaya sokmuyor maalesef. İşin özeti Korona Virüs ben olduğum sürece size rahat yok diyor.
Korona Virüs gündemimize girdiğinden buyana pozitif olma durumu negatif bir algı oluşturuyor. Çünkü virüs vücuda girmiş anlamı olduğu için ortamda negatif bir hava oluşuyor. Korona virüs ekonomik dengeleri de bozduğu için piyasalarda bu virüsten olumsuz etkilendi doğal olarak. Covid-19 küresel ekonominin dengesini bozdu. İşsizlik oranları arttı, ihracat verileri geriledi.
İspanyolca “ DİOS” tanrı anlamına geliyor. Ona futbolun “ Tanrısı “ diyorlardı. 10 numara giyiyordu o yüzden D10S diye anılıyordu. 1986 Dünya Kupasında İngiltere’ye attığı gol “ Tanrı’nın eli “ olarak futbol arşivlerinde yerini aldı. Futbol denilince benim aklıma her zaman ilk o geldi. Diego Armando Maradona 60 senelik ömründe bir nesle futbolu sevdirdi ve aramızdan ayrıldı. Elveda D10S, Elveda Maradona seni unutmayacağız.
Korona virüsün ilk çıktığı günlerde aşı konusu gündemimize girdi. Aşı geliştirme çalışmalarının en az iki, üç yıldan önce netice vermeyeceği söyleniyordu. Sonra birden dört aşı birden ortaya çıktı. ABD, Almanya, Rusya ve Çin aşıyı bulduklarını dünyaya ilan ettiler. En etkili benim aşım diye yüzdeler verilmeye başlandı.
İnovasyon anı, yetenekli ve motive olmuş insanların fikirleri ve hayalleri üzerinde hareket etme fırsatı aradıkları önemli bir andır. W. Arthur Porter. Fikirlerinizi ve hayallerinizi harekete geçirin Endüstri 4.0 milyonlarca insana fırsat sunuyor. Bari bunu kaçırmayalım.
Ata sporumuz ne pehlivanlar gördü, Yaşar Doğu, Gazanfer Bilge, Hamza Yerlikaya gibi minderde rakiplerinin sırtını yere değdiren, bayrağımızı göndere çektiren güreşçilerimiz olmuştu ama o çok farklıydı. Deliormanlı Koca Yusuf’tan bahsediyorum…
Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile Almanya’nın Test ve Sertifikasyon Enstitüsü VDE, Türkiye'deki elektrik endüstrisinin uluslararası pazarlara erişimini kolaylaştırmak, testlerle ilgili bilgi paylaşımı yapmak, uluslararası standartların geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla iş birliği protokolü imzaladı.
Korona virüs salgını öğrencilerin eğitim öğretim hayatını olumsuz etkiledi. Veliler çocuklarının eğitim öğretimden uzak kalmasını istemiyor. Ancak bu şartlar altında haklı olarak okula göndermekten de çekiniyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı kontrollü bir şekilde okulları açtı. Yeni eğitim öğretim yılı uzaktan eğitimle destekli başladı.
Bazı yetenekli insanlar Allah vergisi bu özelliklerini bildikleri için çalışmanın gereksiz olduğunu düşünürler. Ben zaten yetenekliyim neden boşuna çalışayım ki derler. Yetenek çalışmaya engel midir değildir tabi ki ama dünya, yeteneğinin farkında olup çalışmayı sevmeyen insanlarla doludur.